Artı TV’de yayınlanan Artı Gerçek programında, üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen faillerin cezalandırılmadığı Madımak Katliamı konuşuldu.

Celal Başlangıç’ın sunduğu, Artı TV’de yayınlanan Artı Gerçek programında Madımak Katliamı’nın üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen faillerin yargılanmaması masaya yatırıldı. 

Madımak Katliamı için, “28 yıl sonra ortada kanayan bir yara olarak duruyor” yorumunda bulunan Artı Gerçek yazarı İnci Hekimoğlu, “Bütün katliamların hepsinde sihirli bir cümle var, onuda DGM Savcısı Nusret Demiral da kurmuştu, ‘Örgüt yok tahrik var.’ Ne zaman bu tür katliamlarda ‘Örgüt yok’ deniyorsa, devlete ait bir el oluyor. Madımak’ta da bunu gördük, tanık da olduk. O zaman foto muhabiri Mehtap Yücel oradaydı telefonda o sırada konuşuyorduk. Ve dört bir koldan iktidara ait kim varsa, Erdal İnönü, Erdal İnönü’nün danışmanları, Sivas Valisi’nden, kaymakamına kadar… Ve bize sürekli olarak ‘Sakin olun, orada kontrol sağlandı, kesinlikle herhangi bir olay büyümeyecek, engellenecek’ dendi. Ve son olarak Mehtap’ın ‘İçeri giriyorlar’ diyerek telefonu kapatmasından sonra hepimizin gözü önünde, hepimizin tanıklığında işlendi bu katliam. Ama burada dediğim gibi, ‘Örgüt yok’ dediği andan itibaren, ‘Örgüt yok, devlet var’ demiş oluyorlar” ifadelerini kullandı.

“Olayın asıl faili Cafer Erçakmak” diyen Hekimoğlu, “Erçakmak, sözüm ona aranıyordu ve Sivas’ta, bu katliamın işlendiği yerde yaşamış ve orada ölmüş. Evinde eceliyle öldüğünü öğrendik. Yine faillerden bir tanesi de İhsan Çakmak, o da 2017’de anlaşılıyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde uzun süre memur olarak çalışmış, askerlik yapmış, evlenmiş ama aranıyor. Almanya’ya kaçan 3 kişi var ama bunlar hakkında kırmızı bülten bile çıkartılmamış. Başka bir taneside Ahmet Kılıç, meşhur ‘Dede’ denilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın affını verdiği sanıklardan bir tanesi. Ama yapmadığı bir eylemden tutuklu olan, ağır hasta olan bir sürü insan biliyoruz” dedi. 

‘CANLI YAYINDA BU İNSANLARIN ÖLÜMÜNE TANIK OLDUK’

Artı Gerçek yazarı Koray Düzgören ise, “5 saatlik canlı yayında bu insanların ölümüne tanık olduk” ifadelerini kullandı. 

Bu katliamın içerisinde medyanın da olduğunu söyleyen Düzgören, “Öncesinde de kışkırtıcı yayınları başlamıştı. Orada Aziz Nesin ve diğer isimlerin halkı kışkırtacağına dair yayınlar yapıldı. Ondan sonraki olayda da adeta Aziz Nesin’i suçlayan, o kışkırtma nedeniyle bu katliam oldu diyen manşetleri unutmayalım. Hepsi bu katliamın içerisinde” değerlendirmesinde bulundu. 

’35 İNSANIN YANDIĞI YERDE KEBAP YEDİLER!’

“Türkiye’de cinayet işleyip, katliamlara imza atanlar bir şekilde yurt dışına kaçıyorlar” diyen Artı Gerçek yazarı Eser Karakaş ise, “Orada bir kebapçı açıldı, farklı şehirlerden gelenler, o otelin altında açılan kebapçıdan kebap yediler. İnsanlar oraya gelip, Madımak Oteli’nin altında kebap yediler! Yukarıda 35 kişi yandı, öldürüldü. Burada kimi suçlayacağız? Ne diyeceğimi bilemiyorum. Otel yanarken öndeki insanlar adeta dans ettiler, mutlu oldular. Kontrgerilla bu işin içinde var ama orada her dans eden, sevinenin içerisinde de yok. Başka bir boyutu daha var bu işin! 35 kişinin yandığı bir yerde insanlar gidip kebap yediler, kebap!”

‘BU KATLİAMI AKLAMAYA ÇALIŞANLAR BUGÜN İKTİDARIN KENDİSİDİR’

Artı TV programcısı Erk Acarer ise, 2012 yılı 13 Mart günü zaman aşımından davanın düşmesinin ardından Erdoğan’ın, “Milletimiz için hayırlı, uğurlu olsun” sözlerini hatırlatarak, “Bir siyasi katliam varsa, o siyasi katliamın sonraki zamanlarda ne açtığı ve kime yaradığına bakara bir fikir sahibi olabiliriz. Türkiye’de gelişerek yobazlaşma, yozlaşma yükseliyor ve bir klişedir artık, ‘Bu katliamı aklayanlar ya da aklamaya çalışanlar, bugün iktidarın bilakis kendisidir” dedi.