Almanya’da kara sınır kontrolleri başlıyor

Almanya’da kara sınır kontrolleri başlıyor
Yayınlama: 14.09.2024

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Feaser, kara sınırlarında Pazartesi günü başlayacak olan kontrollere ilişkin gelen eleştirilere yanıt verdi ve düzensiz göçle mücadelenin süreceğini söyledi.

Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Haziran ayında Mannheim kentinde bir Afgan, geçen ay da Solingen kentinde Suriyeli bir sığınmacının düzenlediği bıçaklı saldırılar sonrası düzensiz göçe karşı alınan sert tedbirleri savundu. Bakan Faeser, “Tedbirlerimiz sonuç veriyor ve düzensiz göçle mücadeledeki bu tedbirleri göç azalana kadar daha da etkili hale getireceğiz” dedi.

Almanya’da alınan önlemlerden ilki olan; kara sınır kontrolleri Pazartesi günü başlıyor. İlk aşamada 6 ay için öngörülen bu kontroller ülkede yoğun tartışmalara neden oluyor.

Augsburger Allgemeine gazetesine konuşan Bakan Faeser, Avrupa Birliği’nin (AB) düzensiz göçe karşı aldığı tedbirler yürürlüğe girinceye kadar ulusal düzeydeki tedbirlerin gerekli olduğunu belirtti. Ekim 2023’te doğu sınırında başlatılan kısmi kara sınırı kontrolleri ile 30 bin düzensiz göçmenin sınırdan geri çevrildiğini hatırlatan Bakan Faeser, “Bu kontroller, iltica sayılarının beşte bir oranında düşmesini sağaldı” diye ekledi. 

Federal Polis Sendikası’ndan eleştiri

Almanya Polis Sendikası Federal Polis Bölümü Başkanı Andreas Roßkopf ise “(Sınırlardan sorumlu) Federal Polis Pazartesi sabaha kadar bütün gücünü ortaya koyarak hazırlanmaya çalışıyor” diyerek hazırlıkların hâlâ tamamlanamadığına dikkat çekti.

İçişleri Bakanı Faeser’in açıklamasının kendileri için de sürpriz olduğunu söyleyen Roßkopf, kara sınırlarında uygulanacak tedbirlerin hayata geçirilmesinde personel eksikliği yaşandığını ifade etti. Yeni tedbirlerle polis üzerindeki yükün uzun vadeli şekilde artacağını kaydeden Roßkopf, genç polis memurları arasında iş sözleşmesini sonlandırma oranının yüzde 25’i geçtiğini ifade etti.

Muhafazakâr ana muhalefet bloku Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) partileri de federal hükümeti bu konuda daha sert adım atmak için zorluyor. Federal hükümet ise Almanya Anayasası ve uluslararası anlaşmalarla garanti altında olan sığınma hakkını ihlal edeceği endişesiyle uzun süredir sert tedbirler almaya yanaşmıyordu.

İçişleri Bakanı Faeser, ulusal bazda önlemlerin sıkılaştırılmasında Avrupa Birliği’nin (AB) düzensiz göçle mücadele için kararlaştırdığı iltica paketinin belirleyici olduğunu söyledi. “O paket sayesinde AB’nin sınırları kapsamlı biçimde korunacak ve Avrupa’da sorumluluk adil biçimde dağıtılacak” diyen Feaser, sözlerini “Gelecekte (bir AB ülkesinde) kaydı yapılmayanlar seyahet etmeye devam edemeyecek” diye sürdürdü.

AB’nin kararlaştırdığı iltica reformu paketi, sığınmacıların üye ülkeler arasında dağılımında bir dayanışma mekanizmasını öngörüyor. Paket ayrıca, AB sınırlarında kabul edilme şansı düşük, görece güvenli ülkelerden gelen sığımcıların iltica başvurularının çok daha hızlı biçimde tamamlanmasının önünü açıyor.

Reformun uygulamadaki getirisinin görülmesinin ise zaman alacağı belirtiliyor.

Üye ülkelerin, paketin öngördüğü kuralları en geç Mayıs 2026’da hayata geçirmesi gerekiyor.

Tedbirler hükümeti böldü

Almanya’da iktidardaki Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den (FDP) oluşan üçlü koalisyon hükümeti göç konusunda kendi içinde de bölünmüş durumda. FDP, ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerine yakın taleplerde bulunurken Yeşiller göçmenlerin sınırdan doğrudan geri gönderilmesinin Alman Anayasası ve uluslararası anlaşmaların ihlali olacağını savunuyor.

Hristiyan Birlik, son dönemde sığınmacıların Almanya sınırında doğrudan geri çevrilmesini de talep ediyor. Benzer talebi şimdiye kadar aşırı sağcı parti AfD de dile getiriyordu.

Düzensiz göçle mücadelenin küresel bir sorun olduğu ve tüm demokratik partilerin girişimiyle çözülmesi gerektiğini savunan Alman hükümeti, bu konuda yapılan görüşmelere ana muhalefet partilerinin liderlerini ve eyalet yönetimlerini de davet etmişti. Ancak CDU lideri Friedrich Merz ve ekibi geçen hafta toplantıyı sonuçlanmadan terketti. Başbakan Olaf Scholz, muhalefeti böyle bir adımı önceden planlamak ve çözüm bulmakta samimi olmamakla suçladı.