BULDAN: KÜRTLER TARİHİ BELİRLEYECEK 

BULDAN: <strong>KÜRTLER TARİHİ BELİRLEYECEK </strong>
Yayınlama: 03.01.2023

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin mücadele çatısı olmayı sürdüreceğini belirterek, “2022 direniş yılıydı, 2023 kazanmanın ve zaferin yılı olacak” dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmelere dair açıklamalarda bulundu. Buldan’ın gündeminde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve haber alınamama hali, İstanbul Sözleşmesi, ikinci Paris Katliamı, partisine yönelik kapatma davası ve Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ne yapılan Hazine yardımının kesilmesi yönündeki başvurusu yer aldı.

AKP-MHP’NİN ÜLKEYİ UÇURUMA SÜRÜKLEDİĞİ YIL OLDU

2022 yılının zorlu olduğu kadar kıyasıya bir mücadeleyle geçtiğini belirten Buldan, “2022 yılı AKP-MHP ittifakının tüm ülkeyi topyekûn uçuruma sürüklediği bir yıl oldu. Savaş çığırtkanlığı tırmandırıldı, ekonomik kriz daha da ağırlaştırıldı, demokratik hak ve özgürlükler, farklı yaşam tarzı her gün saldırılarla karşı karşıya kaldı. Kadın kazanımları bir bir gasp edilmeye, demokratik siyaset sürekli olarak engellenmeye çalışıldı” dedi. 

SALDIRILAR AĞIRLAŞTI, TECRİT DERİNLEŞTİRİLDİ

Buldan, yıl boyunca muhalefete yönelik saldırıların arttığını ifade ederek, “Aslında, özelde HDP’ye, genelde tüm toplumsal muhalefete yönelik gözaltı ve tutuklamadan fiziki saldırıya, kumpas davalarından vekil düşürmeye varıncaya kadar sistematik bir darbe süreci işletildi. İmralı’da Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit derinleştirildi, çözüm ve diyalog kanalları kapatıldı. 2022 iktidar zihniyetinin, olanca gücüyle karanlığı, kötülüğü, hukuksuzluğu, ayrımcılığı ve eşitsizliği çoğaltmaya çalıştığı bir yıl oldu” diye belirtti.  

MÜCADELEYİ BÜYÜTTÜK, ÖZGÜRLÜK TALEPLERİNİ HAYKIRDIK

Buldan, tüm saldırılara rağmen yılı mücadeleyle geçirdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bunun karşısında elbetteki bizlerin, demokrasi güçlerinin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin ise örgütlü mücadelesinin daha da büyüdüğü, demokrasi umutlarının dimdik ayakta tutulduğu bir yıl oldu. Karanlığa karşı bizler aydınlığı çoğalttık. Umudu ve cesareti çoğalttık. İtirazlarımızı, dayanışmamızı çoğalttık. Mücadele ortaklığımızı, ittifaklarımızı çoğalttık. Türkiye’nin her yerinde adalet, özgürlük ve barış taleplerini haykırdık. Ülkenin her yerinde doğa talanından emek sömürüsüne, hak ve hukuk gaspından özgürlüklerin kısıtlanmasına ve demokratik siyasete yönelik engellemelere karşı her yeri mücadele alanına dönüştürdük, meydanı faşizme bırakmadık.

KADINLAR MEYDANLARI TERK ETMEDİ

Emekçiler ağır sömürüye karşı örgütlenme hakkını savunmaya devam ettiler. Gençler, öğrenciler bugünlerinin ve umutlarının karartılmasına karşı ortak itirazda buluştular. EYT’liler, grevdeki işçiler alın terlerine sahip çıkarak kazandı. Kazanmaya da devam edecek. Özellikle kadınlar açısından 2022, erkek düzene karşı büyük bir mücadeleye sahne oldu. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar hak, adalet ve özgürlük mücadelesinin en önünde yer aldı. Mücadeleden asla geri adım atmadı. Örgütlülükten asla vazgeçmedi. Kadınlar sokakları, meydanları, alanları asla terk etmedi. Kadınlar güvencesiz işlerde çalışmaya hayır dedi. Yoksulluğun kadınlaşmasına, kadın kazanımlarının gasp edilmesine her yerde karşı çıktı. Kadınlar ‘bir kadının daha katledilmesine tahammülümüz yok’ dedi. Kadın cinayetlerinin ve çocuk evliliğinin normalleştirilmesine karşı çıkan onurlu mücadelenin en önünde yine kadınlar yer aldı. Ege’den Karadeniz’e kadar ülkenin her yerinde, yandaşlara peşkeş çekilen doğanın katledilmesine karşı en görkemli ekoloji mücadelesini yine kadınlar gerçekleştirdi. Kadınlar sadece eşitlik ve adalet talep etmedi. Ölüm saçan savaş politikalarına ve sömürü düzenine karşı da mücadele hattını ördü. Kadınların mücadelesi sınırları aştı! İran’dan dünyanın her yerine yankılanan kadınların ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla birleştiğini hep birlikte gördük.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ GERİ KAZANACAĞIZ

Danıştay, dün biliyorsunuz bir karar alarak, tek adamın sözleşmeden çekilme kararını hukuka uygun buldu. Hukuksuz kararın uygun bulunduğu bu hukuku, daha doğrusu hukuksuzluğu biz kadınlar iyi biliyoruz. Bu hukuk kadınların değil, erkek düzenin hukukudur. Bu nedenle bu karar kadınlar nezdinde yok hükmündedir. İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz ve sözleşmenin yeniden uygulanması için mücadelemizden biran bile geri durmayacağız.

KORKMAYA DEVAM ETSİNLER HDP GELİYOR

İstanbul’u nasıl kazandıysak, İstanbul Sözleşmesi’ni de bir kez buraya yazıyoruz. Biliyorsunuz, AKP’nin dört korkusu var. HDP’den, kadınlardna, İstanbul ve Haziran’dan korkan bir AKP var. Korkmaya devam etsinler. Çünkü HDP geliyor, Haziran geliyor, kadınlar geliyor. İstanbul iradesine sahip çıkmaya başlayacak. Bir kadın partisi olan HDP biliyor ki Türkiye’yi faşizme dayanan tek adam rejiminin karanlığından çıkaracak güç, kadın gücüdür. Bu güce dayanıyoruz ve biz bu güce yürekten inanıyoruz. Bu muhteşem gücün kadınları buradan sevgiyle saygıyla selamlıyorum ve 2023 yılı biz kadınların olacak. 

HDP DİMDİK AYAKTA DURMAYI BAŞARDI

Partimiz HDP faşizmin tüm kurumsallaşma çabaları karşısında tıpkı bir dalgakıran gibi dimdik durmayı başardı. Bir adım bile geri atmadan, sistemin tüm saldırılarına cesurca ve cüret dolu cevaplar üreten bir partidir. Sokakta, meydanlarda, tarlalarda, fabrikalarda halkımızla birlikte yan yana omuz omuza mücadele ettik. Meclis’te, her kanun teklifinde, her komisyon görüşmesinde, her Genel Kurul sürecinde kıran kırana, iktidarı teşhir etmek ve bu ülkede barıştan demokrasiden yana olanların, emekçilerin, ezilenlerin haklarını korumak için gün be gün sözünü haykırdık.

2023’E NEWROZ RUHUYLA HAZIRLANIYORUZ

8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs meydanları, faşizme karşı halklarımızın en güçlü ortak cevabı oldu. Meydanların bu iradesini zafere dönüştüreceğimiz 2023’te de yine 8 Mart’ın, Newroz’un ve 1 Mayıs’ın ortak ruhuyla hazırlandığı bir yıl olacak. Kobanî Kumpas Davası’nda arkadaşlarımız yaptıkları tarihi savunmalarla kumpasın temellerini çökertti. Hakikatin yargılanmasına izin vermediler. Tarih önünde hepsinin alınlarının ak, başlarının dik olduğunu biliyoruz. HDP, 27 Eylül 2021’deki deklarasyonuyla oluşturduğu demokratik seçeneği, 2022’de çok daha güçlü bir siyasal tercih haline getirdi. Tutum belgemiz, Türkiye demokrasi tarihi açısından halen önemini korumaya devam ediyor. HDP, iktidarın tüm sıkıştırma politikasına karşın muhalefet alanını büyüttü ve toplumsallaştırdı. Barıştan, özgürlükten yana bir söz üretmeyi, bir yol inşa etmeyi başardı. Aday tartışmalarını kişilerden çok demokratik zemine çekmeyi, ittifaklarını büyütmeyi ve genişletmeyi kendisine yol edindi.

İKİ KUTUP ARASINDA SIKIŞAN KESİMLERE UMUT 

İşte Emek ve Özgürlük ittifakı tam da bu aralıkta bir kez daha yeniden halklara yeniden umut oldu, doğdu. Kürt ittifakını genişletme çalışmaları bu aralıkta hız kazandı. HDP, bu ülkenin iki egemen kutup arasında sıkışan tüm kesimlerine umut olmayı başardı. Bu nedenledir ki, HDP, Türkiye’nin en güçlü değişim umudu olduğu için, her gün yeni bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyadır. HDP’nin bileşeni olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı sevgili Keskin Bayındır ve Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun gözaltına alınarak tutuklandı. Buradan Keskin Bayındır’a hem de Hayrettin Altun’a kucak dolusu sevgilerimizi ve selamlarımızı gönderiyorum. Tabi biz bu tutuklamaların amacını gayet iyi biliyoruz. Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlılığını ve geleceği belirleme gücünü kırma amaçlı olduğunu biliyoruz. Bu saldırılar, aynı zamanda AKP-MHP ikilisinin seçim çalışmasıdır. Tarihten ders çıkartmayanlara bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bizi ve mücadelemizi asla durduramayacaksınız. Kürtlerin dâhil olmadığı bir denklemi bu ülkede asla hayata geçiremeyeceksiniz. HDP’nin temsil ettiği siyasi gelenek demokrasinin ve eşit birlikte yaşamın kurucu gücüdür.

İKİNCİ PARİS KATLİAMI

Bu iktidarın giderayak Kürt düşmanlığını daha da büyüterek, bunu küresel bir siyaset haline dönüştürmeye çalıştığını biliyor ve görüyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, Kürtler bir siyasal irade olmasın diye çırpınıp duran bir iktidar var karşımızda. En son Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yapılan saldırı da bu iklimin bir devamıdır. Tıpkı 9 Ocak Paris katliamı gibi. Yaşamını yitirenleri buradan bir kez daha saygıyla anıyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, Kürtlerin iradesini teslim alamayacaksınız. Kürtlerin iradesini engelleyemeyeceksiniz ve asla tasfiye edemeyeceksiniz. Kürtlerin iradesi, Paris’te de Ankara’da da İstanbul’da da Amed’te de Rojava’da da birdir. Ve buna artık inanacaksınız ve bunu artık kavrayacaksınız. Bir kez daha belirtiyoruz, bu katliamı bütün boyutlarıyla aydınlatmak, bağlantılarına açığa çıkartmak Fransız devletinin sorumluluğundadır. Biz de sonuna kadar takipçisi olacağız.

KÜRTLER TARİHİ BELİRLEYECEK 

Kürt düşmanlığıyla, siyasi operasyonlarla, kumpas davalarıyla, darbe politikasıyla siyaseti ve geleceği şekillendiremeyeceklerinin altını çizmek istiyorum. Bugünü de yarınları da şekillendirecek asıl güç bizlerin asla yılmadan sürdürdüğümüz demokratik siyaset mücadelesidir, barış mücadelesidir. Direnenler, mücadele edenler, bedel ödeyenler tarihi belirler. Geleceği belirler. Kürtler de tarihi belirleyecek ve geleceği de belirleyecek onurlu bir halktır. Kumpas ve kapatma davalarıyla, siyasi operasyonlarla HDP’yi engelleyerek, kendisine siyasi zafer çıkaracağını sanan iktidar bloğu iyi bilsin ki, HDP’den size zafer çıkmaz.

HDP’DEN HALKLARIMIZIN ZAFERİ ÇIKACAKTIR

HDP’den, HDP’nin zaferi çıkar, demokrasiyle ve barışla buluşmak isteyen halklarımızın zaferi çıkar ve çıkacaktır da. Buna herkesin yürekten inanmasını istiyorum. Burada bir hususun altını çizmek istiyorum. Kamuoyuna da yansıyan bir meseleyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP’ye yapılacak hazine yardımına tedbir konulması için AYM’ye başvuru yaptı. Partimiz hakkındaki kapatma davası da aynı siyasi kampanyayla açılmıştı. Bunu biliyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hesapların bloke edilmesi başvurusu da aynı siyasi kampanyanın bir devamı olup, AYM’yi baskı altında tutmaya yönelik bir girişimidir. AYM’nin hukuki temeli olmayan bu başvuruyu değerlendirmeye almaması ve bir an önce reddetmesi gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum. Hukuk Komisyonumuz da bu konuya dair bugün AYM’ye gerekli başvuruda bulunacak ve bir basın toplantısıyla kamuoyuna gerekli açıklamaları yapacak ve bilgilendirmesini yapacaktır.

TARİHİN EN BÜYÜK ZAMLARI GÖRÜLÜYOR 

AKP-MHP ittifakının konuşulmasını asla istemediği, en önemli hakikatlerden biri ekonomideki karanlık tablodur. Geçim savaşı veren milyonlar, her gün bu iktidarın hışmına uğramaktadır. 25 Aralık’ta asgari ücrete yüzde 54 zam yaptılar. Aradan altı gün geçmişken tarihin gördüğü en büyük yılbaşı zamları gelmeye başladı. 1 Ocak’la birlikte vergilere yüzde 122 zam getirildi. Asgari ücretliye sermaye ve devletin cebinden yüzde 54 zam yapılırken, vatandaşın cebinden toplayacakları vergiye ise yüzde 122 zam yaptılar. İşte AKP-MHP sömürü düzeninin gerçek yüzü budur. Türkiye halkları bunu görmeli ve bilmelidir. Bu iktidarın tek derdi kendi yandaşları ve rant düzenidir.

BU İKTİDAR BU ÜLKEYE ZARAR VE ZİYANDIR

Bu hileli, çarpık sistemde iki kesim ortaya çıkmıştır. Biri; Saray ve çevresindeki yandaşlar, ikincisi ise faiz ve savaş lobileridir. Bunlar yüzde 1’i temsil etmektedir. Geriye kalan yüzde 99 ise açlık ve sefaletle karşı karşıyadır. Hal böyleyken AKP Genel Başkanı ‘Enflasyonun boynunu kırıyoruz’ diyerek, her gün hayal satmaya, masal anlatmaya devam etmektedir. ENAG 2022 yılı enflasyonunu yüzde 137,55 olarak tespit etti. TÜİK ise yine çalarak, çırparak yüzde 64 olarak açıkladı. Asıl belini büktüğünüz, boynunu kırdığınız halktır, işçidir, emekçidir, kadınlardır, üreticidir, esnaftır. AKP-MHP’nin iktidarda kaldığı her bir gün, her bir saat, borç artıyor, enflasyon artıyor, dış ticaret açığı artıyor. Hep söylüyorum. Bu iktidar bu ülkeye zarar ve ziyandır. Ama bu döngü elbette ki böyle devam etmeyecek. İktidarın kendi rant ekonomisini büyüterek kazandığı, halkın ise her gün kaybettiği, sofrasındaki ekmeğinin küçüldüğü bu düzen böyle sürmeyecek. Yüzde 99, yüzde 1’lik kesimin rant ve sömürü düzenini sona erdirecek kadar güçlü ve kararlıdır.

2023 YILI YOKSULLUĞA KARŞI DİRENİŞ YILIDIR

Yandaş şirketler karlarına kar eklerken, maden işçilerinin yerin yedi kat dibinde ölüme yollandığı, iş cinayetlerinin her gün can almaya devam ettiği, açlığın sokaklarda kol gezdiği bu sömürü düzeni, bu kirli denklem böyle devam etmeyecek. Halkı krizle yaşamaya alıştırdığını, ekonomik çöküşü normalleştirdiğini sanan iktidar çok büyük bir yanılgı içindedir. 2022 yılı, açlığa, yoksulluğa, sefalete karşı önemli bir direniş ve mücadele yılıydı. Şimdi 2023 kazanmanın, gidişatı değiştirmenin yılı olacaktır. EYT’liler mücadele ederek kazandı. Grevdeki Beka-ert işçileri grev haklarını kullandılar ve kazandı. Kocaeli’nde hakları için grevde olan Karton-san işçileri yeni yıla grevle girdi. Ama eminim ki onlar da direnişleriyle kazanacak. Buradan grevdeki tüm işçileri ve direnişlerini selamlıyorum. Onlara kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Mücadele ederek büyüyeceğiz, büyüyerek, büyük kazanacağız. Başka da alternatif yoktur.

KARAR VERDİK BU DÜZENE KAYBETTİRECEĞİZ

Krizden krize koşan iktidarın yarattığı sömürü düzeni karşısında mücadeleden mücadeleye, grevden greve koşan işçiler, emekçiler, geçinemedikleri için itirazlarını büyüten milyonlar mutlaka ama mutlaka kazanacaktır. Ortak direnişimiz ve mücadelemiz, büyüyen umudumuzun da, yükselen cesaretimizin de temel kaynağıdır. 2023 hem mücadelemizin büyüyeceği hem de seçimlerde geleceği belirleyeceğimiz bir karar yılıdır. Karar verdik ve değiştireceğiz. Karar verdik, bu düzene kaybettireceğiz. Karar verdik, adaletli, onurlu, eşit bir yaşamı birlikte inşa edeceğiz.

DEMOKRATİK CUMHURİYET İÇİN YOLA ÇIKTIK 

Evet, sayısız haksızlıklara, hukuksuzluklara, saldırılara rağmen biz hala buradayız ve burada olmaya da devam edeceğiz. Bizler kim miyiz? Bizler Türkiye halklarının bir arada yaşama iradesini savunanlarız. Bizler savaş, ayrımcılığı, şiddet, ötekileştirmeyi ve bunları karanlığa örgütleyenlere karşı; aydınlığa koşanlarız. Bizler her koşulda, herkes için hakka, hukuka, adalete inananlarız. Bizler Kürt sorununun demokratik yöntemlerle, müzakereyle çözülmesi için mücadele edenleriz. Bizler demokratik bir cumhuriyetin inşası için yola çıkanlarız. Bugün umudumuz da enerjimiz de direnme azmimiz de her zamankinden büyüktür.

MİADINIZ DOLDU GİDECEKSİNİZ

O yüzden Türkiye halklarına savaşı, adaletsizliği, yolsuzluğu, yoksulluğu, sadaka kültürünü reva görenlere bir çift sözümüz var; algı operasyonlarınızın da hayal tüccarlığınızın da bir alıcısı artık kalmadı. Türkiye halklarının sizin yalanlarınıza karnı yok. Bunu da seçimlerde size elbette gösterecektir. Seçimlere de hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Tarih ne olursa olsun Nisan olsun Mayıs olsun Haziran olsun. Türkiye halkları ve HDP her yönüyle seçimlere hazırdır. O günü iple çekiyor. Çünkü sizin miadınız çoktan doldu, gideceksiniz, ant olsun ki gideceksiniz ve sizi HDP gönderecek. Buraya bu noktayı da koymak istiyorum. Sizin bıraktığınız enkazı da kötünün iyisine bırakma gibi bir lüksümüzün olmayacağını ifade etmek isterim.

MÜCADELE ÇATISI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Toplum ne bu adaletsizlik düzenine ne de restorasyonculara mecbur ve mahkûmdur. 3. yolu temsil eden partimiz, alternatifin adıdır, umudun adıdır. Bu umudu bundan sonra da Emek ve Demokrasi İttifakıyla, Kürt ittifakıyla büyütmeye; halklara, kadınlara, gençlere, inanç gruplarına, işçilere, emekçilere, her kesimden ötekileştirilenlere ses olmaya, mücadele çatısı olmaya devam edeceğiz. Dünden bugüne; ‘Bizler Meclise’ dedik. ‘İnadına HDP, inadına barış’ dedik. ‘Em li virin’ dedik, ‘Buradayız’ dedik. Bugün de Emek ve Özgürlük İttifakı ile ‘Birlikte başaracağız’ diyoruz. Ve bizi tasfiye etmeye çalışanlara karşı en yüksek sesimizle haykırıyoruz; vardık, varız, var olacağız, hem de çok daha güçlü olarak var olacağız.

DEMOKRASİ MÜCADELESİ KESİNLİKLE KAZANACAKTIR

Herkes iyi bilmelidir ki tüm mümkünlerin kıyısında olan HDP, düşünce ve mücadeleden doğan bir partidir. Bizler, cumhuriyetin yüzüncü yılı geride kalırken, asırlık sorunların cesaretle, demokratik bilinç ve programla çözüleceğini söylüyoruz. Yeni bir zamanın şafağında eskiyi tekrar edenler kaybedecek, cumhuriyeti demokrasiyle ve barışla buluşturma mücadelesi ise kesinlikle bu dönem kazanacaktır. Artık oyalama, erteleme amacı güden, sorunları görmezden gelen, hamasetle yol almak isteyen herkes bilmelidir ki bu topraklar çok uzun zamandır ertelenen, ötelenen, görmezden gelinen sorunlarını kesinlikle çözecek ve çözmek zorundadır.

BARIŞ POLİTİKALARININ EN GÜÇLÜ MERKEZİ 

Yeni dönemde HDP, cesaret ve kararlılıkla adalet, eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık gibi ülkenin temel sorunlarını çözecek gücün merkezi olacaktır. HDP, barış politikalarının en güçlü merkezi olmaya da devam edecektir. HDP’nin en büyük amacı demokratik siyaset, demokratik müzakere ve onurlu barıştır. Bu konuda tek bir adım geri adım atmayacağız. Türkiye’nin önünde demokrasi güçlerinin inşa edeceği barış içinde, şeffaf, adil ve kaynaklarını hakça paylaşan bir dönem durmaktadır. Bizler bütün zorluklara rağmen bu yıkıntının içinden demokratik ve barış içinde bir ülke çıkaracağımızdan gayet eminiz. Bütün bu karanlık dağılacak, hem de yakın zamanda. Ve buradan ilan ediyoruz, seçimden sonra bu ülkede yeni bir dönem başlayacaktır. Çünkü AKP-MHP ittifakı dağılacak gidecek onun yerine halkların birlikte yönetimde olduğu yeni bir dönem başlayacaktır. Gelecek gençlerin, kadınların, yoksul milyonların olacak, bunu yakın bir zamanda başaracağız. Bunu yapacak cesaret, güç, kararlılık, anlayış ve programa sahip olduğumuzu herkesin bilmesi gerekiyor.  

BİR DÖNEMİ KAPATIP YENİ BİR DÖNEM BAŞLATACAĞIZ

Faşizme kaybettirecek, halklara kazandıracak Üçüncü Yol siyasetimizle 2023’te bir dönemi kapatıp, yeni bir dönem başlatacağız. Bu toprakları yolsuzluğa, açlığa, savaşa mahkûm etmek isteyenlere karşı umudun siyasetini, adaletin politikasını esas kılacağız. Bunu başaracağız, hep beraber başaracağız. Türkiye’yi çoklu krizler girdabından kurtarmak için tarihsel bir yüzleşmeyi mutlaka başaracağız. HDP programıyla, mücadelesiyle, ittifaklarıyla bunu başaracak güçtür, bunu gerçekleştirmeye en yakın olduğumuz dönemdedir. Şenyaşar ailesine, Cumartesi annelerine, Gezi ailelerine, adalet arayan herkese adaletin geleceği, Deniz Poyrazların katliamının tüm yönleri ile ortaya çıktığı, kumpasların, çökertme planlarının ve kayyımların tarihin çöplüğüne gönderildiği, tecrit rejiminin sona erdiği bir dönem için her şeyini ortaya koyan bir parti olarak yeni döneme hep birlikte girdik. En başta kadın mücadelesi olmak üzere, yaşanan hegemonya krizine karşı yeni yaşamı eşit, adil, özgür bir gelecek için hayata geçireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bunun için en geniş demokrasi mücadelesi ortaklığında buluşalım diyorum.  Bugünden başlayarak 2023’ü demokrasi yılı yapalım! Barış yılı yapalım! Bunun için çalışalım mücadele edelim ve bir kez daha direnelim. Bu yıl bizim yılımız, Türkiye halklarının, kadınların ve gençlerin, aynı zamanda Kürtlerin ve HDP’nin yılı olsun.”