Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, İBB Başkanı İmamoğlu’na verilen hapis ve siyasi yasak kararını savundu. Uçum “Yargıtay son sözü söyleyecektir, yerel mahkemenin kararı muhtemelen onaylanacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyledi. Gazetecilerin İmamoğlu’na, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine söylediği ‘ahmaklık’ sözünü sorması üzerine sarfettiği ‘ahmak’ ifadesinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerini hedef aldığını savunan Uçum, “Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza, yerel mahkemenin kararı çerçevesinde hukuka uygundur” dedi.

Habertürk‘ün sorularını yanıtlayan Uçum, Tayyip Erdoğan’a başbakanlığı öncesi verilen cezayla, İmamoğlu’nun mahkumiyetinin ise kıyaslanamayacağını öne sürerek, şu değerlendirmede bulundu: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen ceza, hukuka aykırıdır. ‘Bu kararla Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük siyasi yürüyüşüne başladığı duruma getirildi’ görüşü kökten yanlıştır ve asla gerçekçi değildir. Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetmek teşbihte esaslı hata yapmak demektir.”

‘HUKUKA UYGUN’

Uçum, İmamoğlu’na verilen cezaya ilişkin istinaf ve Yargıtay süreci içinse şu açıklamayı yaptı: “Yargı süreci devam ediyor. Nihayetinde Yargıtay son sözü söyleyecektir. Yerel mahkemenin kararı yürürlükteki hukuka uygunluğu açısından bakıldığında muhtemelen onaylanır. Farklı bir karar çıksa da bu sadece hukuken tartışılabilir. Elbette genel olarak da hakareti belli istisnalarla ve bazı önemli kamu mercileri ve kamu görevlilerine yönelik olanlar hariç ‘ceza hukuku konusu’ olmaktan çıkarıp sadece ‘tazminat hukuku’ alanına almak dahi tartışılabilir. Hakaret suçunun cezai sonuçları bakımından hak yoksunluklarının kapsamı da tartışılabilir. Bunlar ise mevcut kararla ilgili değildir, olması gereken hukuk bakımından ele alınacak konulardır. Öte yandan sanki verilen karar kesinmiş gibi sanki hemen siyasi yasak verilmiş gibi bu kararı istismar eden dış ve iç çevrelerin hangi hesaplarla hareket ettiğini de dikkate almak gerekiyor.

KILIÇDAROĞLU’NUN ÖNÜ KESİLMEK İSTENİYOR

Bu karar üzerinden ‘kazanabilecek aday’ operasyonunu canlandırma çabası net görüldü. Sayın Kılıçdaroğlu’nun önünü kesme gayretlerinin artacağı anlaşılıyor. Ortada halka yabancı bir siyasi kavga, aday kavgası var. Ancak halk/seçmen bu tip masa başı oyunları çok iyi değerlendiren bir tecrübeye sahiptir. Bu kararı hukuken ele almayıp sadece siyasi açıdan istismar edenlerin bu planlarının toplumsal karşılık bulması mümkün değildir. Unutulmasın ki taklitler her zaman aslını yaşatır, aslını yüceltir.”