Yeşil Sol Parti Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı kürsü konuşmasında Filistin Barışına olan iki yüzlü yaklaşımı ve Türkiye’nin Rojava’da yürüttüğü askeri operasyonları sert bir şekilde eleştiri getirdi.
Koçyiğit, “Bugünün sorunu değil, aslında çok geçmişi, arka planı olan bir sorun. Evet, biz de bu sorunun barışçıl ve demokratik yollardan çözülmesini ve işgal altındaki Filistin topraklarının kurtarılmasını ve BM kararlarının gözetilmesini istiyoruz ve destekliyoruz.” dedi. Bu ifade, Filistin halklarının kurtuluş mücadelesini desteklediklerini ve tüm bölgede barışın inşasından sorumluluk alınması gerektiğini vurguladı.
Çifte Standartlı Acı ve İki Yüzlü Barış Talebi
Konuşmasında gözlemlediği ikiyüzlü politikaya dikkat çeken Koçyiğit, “Şimdi, Filistinliler ölürken gözyaşı dökenler Kürt çocukları öldüğünde, Kürt bölgelerinde savaş ilan edildiğinde, Afrin, Gresipi, Serekani işgal edildiğinde, oraların demografyası değiştirildiğinde; hatta ve hatta bugün BM kapsamında bir Cumhurbaşkanlığı tezkeresi konuşuyoruz ya, BM’nin insan hakları örgütlerinin raporlarına gelen insanlık suçları, savaş suçları AKP’nin himayesinde olan ÖSO çeteleri tarafından işlendiğinde niye sesiniz çıkmıyor arkadaşlar?” diyerek ikiyüzlülüğü eleştirdi.
Koçyiğit, Türkiye, Rojava’da Savaş Suçu İşlerken Buna Sessiz Kalanlar Ne Zaman Konuşacak?
Rojava topraklarına yapılan operasyonları savaş suçu olarak değerlendiren Koçyiğit, “47 sivil ölmüş sizin başlattırdığınız bu son operasyondan sonra, 47; içinde çocuklar da var. Siz savaş suçu kapsamında olan bütün altyapı ve üstyapı tesislerini, barajları, elektrik tesislerini, hastaneleri, okulları, buğday ambarlarını vuruyorsunuz; burada muhalefet dâhil hiç kimsenin sesi çıkmıyor, demiyor “Bu bir savaş suçudur.” diye, demiyorsunuz.” şeklinde sert bir eleştiri yöneltti.
Kürt Sorunu ve Demokratik Barış Talebi
Koçyiğit, konuşmasında Kürt sorununun ve demokratik çözümün savunulması gerektiğini vurguladı. “Meclis dünyanın neresinde olursa olsun bir soydaşına bir şey olduğunda karar alıyor, bizim de altında imzamız var. Peki, benim soydaşım sınırın öbür yanında, Kobani’nin bitişiği olan Suruç’un öbür tarafında, bombalar atıldığında, benim kardeşlerim orada katledildiğinde, biz bunu kınadığımızda, buna karşı çıktığımızda niye bu Mecliste bir vicdan sesi yükselmiyor, niye biriniz çıkıp demiyorsunuz ki “Filistinli çocuk kadar Kürt çocuğunu da koruyalım.” diye? Filistin’e barış reva da Kürt’e barış niye reva değil? Kürt’ün barış hakkını niye kanla susturuyorsunuz, niye gözyaşıyla kapatıyorsunuz, niye bombalarla üstünü örtmeye çalışıyorsunuz? Oradaki yaşam alanlarını koruyan insanlar öldürülünce bu ülkede başınız göğe mi eriyor sizin ya da -kim yapıyorsa- AKP Hükûmetinin, bu mudur barıştan taraf olmak?
Koçyiğit, İktidarın Söylemlerindeki Tutarsızlığı ve Kürt Düşmanlığını Gözler Önüne Serdi
Koçyiğit, “Hani, şimdi, Ömer Çelik açıklama yapmış, demiş “Prensip olarak biz sivillerin katledilmesine karşıyız.” O zaman yazın prensibinizin yanına, “Kürtler hariç.” deyin, “Kürtler hariç biz sivillerin katledilmesine karşıyız.” deyin, bunu söyleyin. Bütün dünya bunu bilsin o zaman, biz biliyoruz çünkü.” diyerek siyasilerin Kürt düşmanlığına dikkat çekti.
Barış Çağrısı
Konuşmasını, barışın inşa edilmesiyle Türkiye’nin bölge ve dünya genelinde barışın simgesi olabileceğini belirten Koçyiğit “Bakın, barışı inşa ederseniz Türkiye ülkede de bölgede de barışın mimarı olacak, yükselen, parlayan yıldız olacak ama yapmıyorsunuz, neden? Çünkü Tayyip Erdoğan’ın bir sözü vardı, şunu diyordu: “Biz barış, barış diyoruz, HDP’nin oyları artıyor.” İşte, hakikat bu. Ayakta kalmak için hakikati böyle karartamazsınız. Sayın vekiller, biz hâlâ “barış” diyoruz. Şimdi, kalkıp birileri milliyetçi hamaset için 2013-2015 yılları arasında yaşanan çözüm sürecini mahkûm ediyorlar ya, “Yanlıştı.” diyorlar ya; hayır, doğruydu, doğru yaptınız, biz arkasındayız, Türkiye halkları bu barışın arkasında, Kürt halkı bu barışın arkasında, Rojava halkı bu barışın arkasında. Gelin, bu ülkede de bölgede de akan kanı durduralım. Sadece Filistin için değil, Kürt çocukları için de birlikte gözyaşı döktüğümüz zaman bu ülkede barış olur. Kürt’ün bombalanan barajı için de “İnsanlık dışıdır.” dediğimiz zaman bu ülkede barış olur, bu ülkede kardeşlik olur yoksa bu milliyetçi hamasetle gidilecek bir yer, varılacak bir liman yoktur.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in bu güçlü konuşması, Türkiye’deki Kürt sorununa ve bölgesel barışa dair önemli bir vurgu yapmış ve çözüm yolunda atılması gereken adımları hatırlatmıştır.