HDP’li Temel: ‘Gözaltındaki gazeteciler, hakikatin direnen damarı’

HDP’li Temel: ‘Gözaltındaki gazeteciler, hakikatin direnen damarı’
Yayınlama: 08.10.2020

HDP Basın, Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, “Türkiye’de hakikatin ve gerçeğin direnen damarı” olarak tanımladığı gözaltındaki gazetecilerin biran önce serbest bırakılmasını istedi.

Van’ın Çatak ilçesinin kırsalında operasyona çıkan askerler tarafından 11 Eylül’de gözaltına alındıktan sonra işkenceye uğrayan Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldıklarını belgeleyen 6 gazeteci ve gazete dağıtımcıları hala gözaltında.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili ve Basın, Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, gözaltı süreleri uzatılan gazetecilere dair MA’ya konuştu.

Suça bulaşmış bir iktidar ile karşı karşıya olunduğunun altını çizen Temel, suçu gizleme, saklama ve suça gerekçe bulma ihtiyacı duymayan iktidar gerçekliğine dikkat çekti.
Türkiye’de yayın yapan televizyonlarının yüzde 99’nun yanı sıra gazetelerin de yüzde 92’sinin iktidarın kontrolünde olduğunu ifade eden Temel, buna rağmen yaratılmak istenen algının muhalif birkaç yayın organı tarafından kırıldığının ifade etti.

‘KİMSE DUYMAYACAKTI’

Türkiye’de hakikati savunan basın-yayın organlarının hala var olduğunu vurgulayan Temel, “Bu kadar imkana rağmen iktidar, hakikati toplum nezdinde çarpıtamıyor. Direnen hala yüzde 1’lik kaleler var. Mezopotamya Ajansı da hakikati, kendi olanaklarıyla Türkiye halklarına, dünya kamuoyuna anlatmaya çalışıyor. Eğer MA olmasaydı; Van’da vahşice yapılan helikopter işkencesini Türkiye ve dünya halkları ile dünya insan hakları kurumları duymayacaktı. Dolayısıyla suçlarına, işkencelerine, ırkçılıklarına, gasplarına ve insan haklarına yönelik kapsamlı saldırılarına hiçbir kaynak ve delil oluşsun istemiyorlar” dedi.

‘HAKİKATİN DİRENEN DAMARIDIR’

Gözaltına alınan gazeteciler olmamış olsaydı, kamuoyunun yaşanan birçok hak ihlalinden haberlerinin olmayacağını belirten Temel, şunları ekledi: “Bu gazetecileri, Van’da sınır noktalarında kurşuna dizilen, keyfi olarak öldürülen Kürt yoksullarının sesini duyurdukları, haberlerden biliyoruz. Helikopterden atılan ve bir sivilin yaşamını yitirmesine, diğerinin de hafıza kaybı yaşamasına neden olan vahşice işkence haberlerinden tanıyoruz. Kars Belediyesi’ne başka ülkenin topraklarını işgal ya da fethediyormuş gibi namazla giren kayyımın fotoğrafından tanıyoruz, Mezopotamya Ajansı’nı. JinNews’i ise yaptıkları kadına yönelik büyük suçları haberleştirmelerinden tanıyoruz. Dolayısıyla Van’da gözaltına alınan gazeteciler, Türkiye’de hakikatin ve gerçeğin direnen damarıdır.”

‘GERÇEKLER SAKLANAMAZ’

Gözaltındaki gazetecilere sahip çıkmanın aslında Türkiye’deki vicdana, hakikate ve gerçeğe sahip çıkmak olduğunu vurgulayan Temel, “Bu nedenle bu girişimler demodedir. Dünya ölçeğinde global bir iletişim çağındayız. Bu yönelimlerle gerçeklerler saklanamaz. Gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını ve hakikatin toplumla buluşmasının zeminin kurutulmasına yönelik girişimlerin de bitirilmesini talep ediyoruz” dedi.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.