İŞÇİ SINIFININ SİYASALLAŞMASI ÜZERİNE!

İŞÇİ SINIFININ SİYASALLAŞMASI ÜZERİNE!
Yayınlama: 25.06.2020

İşçi sınıfının siyasallaşması üzerine, ”Lenin  Ne yapmalı” Sorusu ön plana çıkıyor. Dünyada Sovyet sosyalizmin çözülüşü ile bir durgunluğu, bulanıklığı ideolojik ve yeni Marksist teori üretmeme eksikliği yaşamaktayız.

Dünya komünist hareketi; Sosyalist sistemin yıkılışının şokunu üzerinden atmış değil. Dünyada Komünist hareket adına  rüzğar daha aleyhine esmekte henüz, Komünist hareket rüzğarı kendi lehine çevirecek toplumsal muhalefete öncülük edecek biçimde yeni  teorik olarak kendini yenilemiş değil.

Yüzyıllar önce de işçi sınıfının siyasallaşması üzerine bir yığın tartışmalar yaşanmışdır. Bugün de geçmişde olduğu gibi, bugünün acil sorunu işçi sınıfı nasıl siyasallaşır? Sosyalist mücadelenin örgütlenmesi için, mücadelenin öncüsü işçi sınıfı ve emekçi sınıflar olacağına göre, sınıfı siyasallaştırmak için ne yapılması sorusu? Tüm dünyada tartışılmaktadır.

Bugün dünyada işçi sınıfı sendikal örgütlenemsinin dahi zorlaştığı bir araya getirmenin başlı başına bir sorun olmakta çünkü, küresel kapitalizm işçi sınıfının ekonomik örgütü sendikalarda örgütlenerek hak isteme mücadelesinin önünü tıkamış, işveren sendika örgütlenmesinin önüne geçmek için işyerini taşeron firmalara devrederek, işyerinde sendikanın örgütlenmesinin önünü kesmiştir.

Diğer yandanda işyerinde Toplu İş sözleşmesinin önüne geçerek, iş yerinde Grev, direniş yapma imkanınıda ortadan kaldırmıştır.

Ayrıca sözleşmeli işçiler çalıştırılmakta üç ayda bir giriş çıkış yaparak iş yerinde kadrolu işçi olmasını engellemiş oluyor, işte burda sınıfın siyasallaşması sorunu üzerine tartışma daha da önem kazanmaktadır.

Komünistlerin siyasal mücadelesi genel olarak siyasal iktidar için mücadele olmaktan fazla bir anlam taşımak zorundadır. ”İşçi sınıfı grev direnişlerle mücadele içerisinde siyasallaşır.” (Lenin)

Komünistlerin asıl siyasal misyonu işçi sınıfının siysallaşmasını ve örgütlenmesini sağlamak,  onun siyasal mücadelesinin ve öz örgütlenmesinin gelişmesine öncülük ve önderlik etmek,  bunun için her bakımdan gerekli hazırlık ve donanımı işçi hareketine sunmaktır. 

Böyle olduğu içindir ki,  komünist siyasal mücadelenin temel ve ayıredici yönü işçi sınıfına devrimci siyasal bilinç aktarma anlayışında ifade bulur,  işçi sınıfını iktidarı almak üzere örgütlendirme göreviyle de tamamlanır.

Ne var ki, proletaryaya siyasal bilinç aktarma işlevi komünizm için siyasal mücadele bağlamında değil de,  burjuva toplumunun bilim eğitim aydınlanma ölçütleri içinde ele alındığında ki, ”çoğu kez farkında olmaksızın böyle yapımaktadır,”  komünist militanlar bilimsel bilginin yaşıyıcısı teorisyenlere eğitimcilere indirgenir.

O zaman bunların yürütecekleri faaliyet te kitleleri bilinçlendirme adına onlara bir tür siyasal ders vermek,  onlara ellerinde bulunduğuna inandıkları bilgileri aktarmak olarak şekillenir,  işçi sınıfına devrimci siyasal bilinç aktarmak işçi ve emekçi sınıfına akıl vermek haline gelir.

Öte yandan komünist siyasal faaliyetin yine burjuva toplumundan kaynaklanan idealist bir yorumuda vardır. 

Bu kez söz konusu olan bazı ideallerin taşıtıcısı olan misyonerler gibi kitlelere vaaz vermek,  onları doğru yola çekmek için fedakarca çabalamak,  hatta doğru yola gelmeyeni lanetleyip cezalandırmak gibi tutumlardır. 

Bu tür bir mücadelenin siyaset ayağının nasıl oluştuğunu görmek de güç değil,  bu durum da asıl siyasal eylemi bu fedakar misyonerler örgütü üstlenecektir.

Elbete hayatın zenginliği biri kaba materyalist,  öteki idealist temellerden hareket eden bu iki tipin çeşitli ve özgün,  biçimlerine tanıklık etmektedir. ”oysa komünistler işçi sınıfına bilimsel bigi değil,  devrimci siyasal bilinç aktarmakla,  hatta bu bilincin üretilip yeniden üretilmesi ve muhafazasıyla yükümlüdür.  Bu da teorik değil,  teorik olmaktan ziyade pratik bir faaliyettir.Ne yapmalı?” (Lenin)

”Böyle olduğu için komünist militanlar ne,  teorisyen ve veya poltikacılar,  ne de proletarya için onun yerine mücadele eden fedakar kahramanlardır.  Komünist militanlar proletaryanın bütününden sadece,  proletarya hareketinin yürüyüş çizgisini,  koşullarını ve en sonunda ulaşacağı genel sonuçları teorik olarak anlamada üstünlüğe sahip,  olmakla ayılan pratikte bütün işçi sınıfı partilerinin en kararlı ve en ileri bölümünü oluşturan,  bir tüm olarak proletaryanın  çıkarlarının dışında ve ayrı çıkarları bulunmayan proleter devrimciler olmak durumundadır” (KomünistManifesto).

İşçi sınıfı ve emekçi sınıflar siyasallaşmadığı  müddetçe kendiliğinden hiç bir  eylem ve direniş toplumsal devrime götürmez.

”Proletaryanın politik bilncinin çok yönlü geliştirilmesi sadece lafta savunmayan bir sosyal demokratın ”nüfusun bütün sınıfları arasına gitmek” zorundadır” Ne yapmalı; (Lenin)

”Hem teorisyenler,hem propagandistler, hem ajitatör,hem de örgütçüler olarak biz ”nüfusun bütün sınıfların içine gitmek zorundayız.” Ne yapmalı; (Lenin)

Bugün sendikal hareket ülkemizde ve dünyada durma ve işlevsiz duruma getirilmiş olsada, devrimci ve komünistler sendikaları ve işçi örgütlerini siyasal işlev kazandırmak için mücadele etmelidir.

Her Grev,her direniş işçi sınıf ve emekçi sınıfların safına yeni devrimci militanlar katarak siyallaştıracaktır. Sendikalar her ne kadar da işçi sınıfını ekonomik örgütü olsa da işçi ve emekçi sınıfların ilk bilinç aldıkları siyasal okullarıdır.

Bu gün AKP MHP iktidarı işçilerin ”KIDEM TAZMİNATI”na göz dikmiştir. İşçi sınıfın kanı ve canı pahasına elde ettiği hakkını elinden almak istemektedirler. Gelecekte tek güvencesi olan kıdem tazminatını kaldırmak için çalışmaktalar.

Devrimci ve sosyalist hareket ;İşçi ve emekçi sınıflara öncüsü olduğuna göre bu eylemliklerin içinde ve safında olmalıdır.

Emekçi sınıflar üretenler olduğuna göre üretim durduğunda kapitalistlerin sermayesi ve sömürü çarkıda durmuş olacaktır. Devrimin motor gücü işçi ve emekçi sınıflar olduğuna göre sınıfın siyallaşmasını örgütleyecek devrimci ve sosyalistlere büyük görevler düşmektedir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.