Konya Katliamı Davası: 2 dakikalık görüntü silindi

Konya Katliamı Davası: 2 dakikalık görüntü silindi
Yayınlama: 19.04.2022

Konya’da Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin katledildiği davada, olaya ait 2 dakikalık görüntünün silindiği ve o sırada fail Mehmet Altun’un araba içinde olan kişiyle iletişime geçtiği öne sürüldü.

Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021’de Dedeoğulları ailesinden 7 kişi katleden Mehmet Altun ile dokuz kişinin yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

Duruşmaya katledilen Dedeoğulları ailesinin sağ kalan tek üyesi Çetin Dedeoğulları, ailenin yakınları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Mahmut Tuğrul, Garo Paylan, HDP Konya il yöneticileri ile Diyarbakır, Van, Urfa, Siirt, Hakkari, Batman, Muş Barosu Başkanları olmak üzere çok sayıda avukat katıldı.

Duruşmayı çok sayıda kişinin yanı sıra gazeteciler de izledi.

FAİLLER SALONA GETİRİLMEDİ

Saldırgan Mehmet Altun ile davada tutuklu yargılanan Lütfi ve Ali Keleş tutuklu bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SES ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, tutuksuz yargılanan sanıklar duruşmaya katılmadı.

AVUKAT GİRİŞİNE KAMERA

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre avukat ve katılımcıların mahkeme salonuna girmek için kullandıkları girişe kamera konulması, ancak fail avukatlarının salona girdiği koridorda kameranın olmaması dikkat çekti.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada söz alan avukatlar, kameranın bulunmasına tepki gösterdi. Mahkeme ise bu uygulamayı, “güvenlik tedbiri” ifadeleriyle yanıtladı. Ardından mahkeme yeni gelen evrakları okuyarak dosyaya ekledi.

FAİLİN YEĞENİ TANIKLIKTAN ÇEKİLDİ

Mehmet Altun’un yeğeni ve Ayşe Keleş’in oğlu 16 yaşındaki A.K, tanık olarak dinlenmesi için salonda hazır bulundu. Ancak A.K, tanıklık yapmak istemediğini belirterek, tanıklıktan çekildi.

‘UYARMAK İÇİN ARADIK’

Ardından katliamdan sonra saldırgan ile telefonla görüştüğü tespit edilen oto kiralamacı M.G, tanık olarak dinlendi. Faili iş yerlerinden araç kiraladığı için tanıdığını, ancak diğer failleri tanımadığını belirten tanık, “Aracı kiralamaya geldiğinde, oğlum oradaydı, o kiraladı. CPS kayıtlarından aracın hız yaptığı emniyet tarafından bize bildirildi. Biz de uyarmak için aradık onu. Başka da bir görüşme ve konuşmamız olmadı. Oğlum arayarak hız yaptığını, yavaşlaması gerektiğini söyledi. O sırada ben de oradaydım” diye konuştu.

‘BULGULAR VAR’

Siirt Baro Başkanı Kenan Bilge, mahkemenin baktığı davanın 7 kişilik bir ailenin vahşice katledildiği bir olay olduğunu vurgulayarak, “Olayın organize bir şekilde ve ırkçı saiklerle yapıldığına dair bulgular var. Etkin bir kovuşturma yürütülmesi mahkemenin de tarihi sorumluluğudur. Öldürmeye teşebbüs olan 12 Mayıs eylemi ortadayken, alınmayan önlemler sonucu 30 Temmuz katliamı meydana geldi. İki olay arasında fiili ve hukuki bağlantı var. Bir ailenin yaşam hakkı elinden alınmıştır” diyerek davaya katılma talebinde bulundu.

Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan da davaya katılma talebinde bulundu.

BAROLARIN KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Fail avukatları ile iddia makamı, katılma taleplerinin suçtan doğrudan zarar görmemeleri nedeniyle reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme başkanı da verdiği ara karar ile katılma taleplerinin reddine karar verdi.

‘TANIKLAR FAİLİ KORUYOR’

Ardından dava avukatlarından Atilla Kart söz aldı. Katılan avukatların girişinde kamera bulunmasının yargılamaya müdahale olduğunu söyleyen Kart, dosyada karartılan delillere dikkat çekti. Kart, “Maddi bulguların amacı dışında kullanılması ve mahkemenin de bunu bilerek davranması mahkeme gidişatını etkiliyor. Delillerini maddi boyutu ve dosya çerçevesinde ele alınması gerekiyor. 8 Şubat’ta görülen duruşmada biz salonu terk ettikten sonra tanık beyanları aldınız. Bu tanıkların tümü faili korumaya yönelik beyanda bulunmuş. Bunlar kabul edilemez” dedi.

‘TANIĞIN ÇELİŞKİLİ BEYANLARI VAR’

Ayşe Keleş’in tarlasında çalışan kadınların ifadelerinde yer alan çelişkilere değinen Kart, “Katliamın gelişmesinde birinci dereceden sorumlu olan Ayşe Keleş, katliam günü bir el ateş edildiğini söylüyor. Ancak yanında çalışanlardan biri 5 el ateş edildiğini duyduğunu, öbürü birkaç el ateş edildiğini duyduğunu söylüyor. Tanıklar çelişkili beyanda bulunuyor. Mahkeme bu çelişkileri giderme gereği duymadı. Ayşe Karaca, Ayşe Keleş’i uyarıyor katliam günü. ‘Buraya gelme sizden bilirler’ diyor. Ayşe Karaca’nın beyanları çok önemli ama mahkeme üstüne gitmiyor” ifadelerini kullandı.

9 AY SONRA DOSYAYA EKLENDİ

12 Mayıs’ta gerçekleşen ırkçı saldırıya dair olay yeri inceleme tutanaklarına dikkat çeken Kart, “12 Mayıs’a dair iki tane belge var. Bu belgeleri doğru okumak gerek. Olay ona göre şekilleniyor. Mahkemenin maddi gerçeğe aykırı olan şeylere müdahale etmesi gerekiyordu. Mahkeme bunu yapmadı. Olay yeri inceleme tutanağı önemli ve iki mahkeme arasındaki bağlantıyı gösteriyor. Mahkeme 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bu dosyayı takip ediyor, çünkü doğrudan ilgilendiriyor. Sanıkların maddi gerçeği saptırmasına izin vermeyin. Serpil Dedeoğulları 12 Mayıs’ta 155’i arıyor ancak yetkililer 3 saat sonra geliyor. Olayın bahçede gerçekleştiği tutanakta var. Tutanak olayın iki bahçe arasındaki arada olmadığını kanıtlıyor. Bir diğer tutanakta, Emniyet tutanağına ise ‘Komşular arası kavga’ denilerek tutanak oluşturuyor. Saat 22.00 ya da 22.00 civarı deniliyor tutanakta. 22.00 diye saat olur mu, nerede bunun dakikası? Bu tutanak 9 ay sonra UYAP’a yüklenmiş. 12 Mayıs’ta gerçekleşen olaya dair tutanak, şubat ayında yani 9 ay sonra UYAP’a yükleniyor, dosyaya ekleniyor. Bu tutanak neden 9 ay sonra UYAP’a yükleniyor?” diye sordu.

‘4 POLİS SAHTE EVRAK DÜZENLEMİŞ’

Bu tutanağın 4 kişiden oluşan bir polis ekibinin imzasını taşıdığını, onlar tarafından tutanağın oluştuğunu kaydeden Kart, “Bu 4 kişilik polis ekibi 22.00 civarında olay yerine varmışsa neden olay yeri inceleme ekibi 3 saat sonra geliyor? İnandırıcı yani yok. Kavganın iki evin arasında vuku bulduğu izlenimi bilinçli olarak yaratıldı. Tüm yapılmak istenen bu. Bunun aksine tutanak tutuluyor” dedi.

‘KÜRT DÜŞMANLIĞI KOKUYOR’

Saldırının organize bir şekilde gerçekleştiğinin whatsapp görüşme ve yazışmalarında da açığa çıktığını belirten Kart, Veli ile oğlu Ali arasında cezaevindeyken gerçekleşen “Kürtler uslandı mı” şeklindeki telefon görüşmelerini hatırlattı. Bu konuşmanın bile saldırının organize olduğunu gösterdiğini ifade eden Kart, “Buram buram nefret ve Kürt düşmanlığı kokuyor bu konuşmalar” dedi.

POLİSLERE SUÇ DUYURUSU

Kart, 12 Mayıs’ta hukuk dışı 1 sayfalık raporu hazırlayan ve görev suistimal eden polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Ayrıca tanık olarak da dinlenmeleri gerekiyor. Soruşturma aşamasında yasa dışı delil karartma ortaya çıkıyor. Tevsi tahkikat talebimiz var” dedi.

’12 YIL DA VERSELER CEZA DÜŞER’

Kart, “Lütfi Keleş mahkemede ‘Bir kısmımızın çıkması için suçu üstlendim. İşler dışarıda kaldığı için ben üstlendim’ dedi. Bir insan daha suçun organize işlendiğini nasıl anlatır? Ali Keleş cezaevinde eşi ile yaptığı telefon görüşmesinde ’12 yıl da verseler ceza düşer’ diyor” diyerek failler arasındaki telefon görüşmelerini anlattı.

‘DEVLET GÖREVLİLERİ KİM?’

Kart, şöyle devam etti: “Katil Mehmet’in sırtını dayadığı devletin görevlileri kimlerdir? Konya ikliminin buna çok müsait olduğunu hukuken de siyasi olarak da ve bir Konyalı olarak da biliyorum. Mahkemenin görev ve sorumluluklarından kaçmaya devam etmesi halinde gerçek açığa çıkamayacaktır. Kamera kayıtlarında ve telefon görüşmelerinde delil karartıyorlar. 

‘2 DAKİKALIK GÖRÜNTÜ SİLİNMİŞ’ 

Katliam gününe ait 2 dakikalık görüntünün kayıtta olmadığı görülüyor. Failin Dedeoğulları’nın evinden ilk ayrılışının ardından 2 dakika yok. 2 dakika nasıl kayboluyor? Soruların yanıtı savcı ve kolluktadır. Katilin iştirak içinde olduğu kişilerin de o 2 dakikada bir Mercedes arabanın geldiğini ve önceden o aracın orada olduğunu biliyoruz.

‘KATİL KİMİNLE PAZARLIK YAPTI?’

2 Ağustos’ta katil, 155 ile 35 dakika görüşüyor. 35 dakikalık görüşme 50-60 sayfayı bulur. Ama rapor yok ediliyor. Yalnızca bir sayfa kalıyor. 1 sayfası dosyada unutuluyor. Bu, olayın nasıl organize olduğunu gösteren bir bulgu. Bu kayıtlar nerede, neden gizlendi, katil kimlerle pazarlık yaptı? Devletin sahibi hepimiziz. Katil orada ‘5 kişiyi daha öldüreceğim sonra teslim olacağım’ diyor. Nefreti hâlâ var. Katliamı işlediğini itiraf ediyor çünkü kardeşi Ayşe’nin iş birliğinin açığa çıkmasından kaygı duyuyor.

‘KATLİAMI PLANLAYAN EKİP’

Zehra Altun katili katliam günü 51 defa arıyor. Bu katilin nasıl bir organizasyon içinde olduğunu biliyor. Mehmet Güven ile katilin annesi İsmihan Altun’un görüşmeleri var ve yine Zehra Altun ile katilin muhtar dayısı Fahri Akpınar ile olay günü görüşüyor. Bu ekip katliam öncesi, günü ve sonrasında katilin saklanması ve silahların sağlanmasını planlayan ekip. Teknik destek almışlar. Bunların araştırılması için mahkemeyi görevini yapmaya çağırıyorum. Bu anlamda bu görüşmelere ait HTS kayıtlarının olayın bu boyutuna dair ayrı bir rapor hazırlanmasını, bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ediyorum.

‘SANIKLAR DELİL KARARTTI’

Tanık beyanlarının tanık mahallinde olması yerine tanıkların SEGBİS ile dinlenmesini talep ediyorum. Delil karartma ve suç işlemeye dair somut delillerin olduğu çok bariz. Tüm sanıkların tutuklanmasının sebebi doğdu. Bunları belge ve itiraflarıyla anlatıyoruz. Mahkemenin tutuklama vermemesi sanıkları cesaretlendirdi. Birileri bize 35 dakikalık görüşmeyi açıklamalı. Sanıklar delilleri kararttı. Maddi gerçek büyük ölçüde karartılmıştır. Tutuksuz yargılanmaları, delil karartmaya devam edecekleri anlamına gelir. Kolluk ve savcının yapmadığını mahkeme yapmalı.

TAKİPSİZLİK İÇİN BAKANLIĞA BAŞVURU

Katledilen insanların katledilmelerinin Kürt olmalarıyla alakasının olup olmadığı araştırılmalı. İnsanlığa karşı işlenen suç söz konusudur. Olaya iştirak eden ve haklarında takipsizlik verilen kişiler için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunduk. Sonuçlarını bekliyoruz.”

Duruşma avukatların beyanları ile devam ediyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.