QSD Genel Komutanlık üyesi Newroz Ehmed, Baxoz zaferi sonrası düzenledikleri operasyonlarda 2 bin 323 IŞİD’linin yakalandığını belirtti.

Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanlık üyesi Newroz Ehmed, 2019 yılının Mart ayında Baxoz’da IŞİD’e karşı elde edilen zaferin 4’üncü yıl dönümü dolayısıyla ANF’nin sorularını yanıtladı. Baxoz’da “hilafet devleti”ne son verdiklerini belirten Ehmed, “O zaman da belirtmiştik, bu fikir devam ediyor. Aynı zamanda çevre ülkeler ve dünyadaki birçok ülkeden çok sayıda kişi IŞİD’in varlığından etkilenmişti. Onları seviyorlardı. IŞİD’in bölgedeki uyuyan hücre yapılanmaları da halen duruyor. Hücreleri yöneten birçok çete başı yakalandı ve operasyonlarımız halen sürmekte” dedi.

2 BİN 323 DAİŞ’Lİ YAKALANDI

IŞİD tehlikesinin halen devam ettiğine dikkati çeken Ehmed, sonrasında yaşanan saldırılar ve düzenlenen operasyonlara dair şu bilgileri paylaştı: “Elimize geçen istihbaratı bilgiler doğrultusunda IŞİD’in kendini örgütlediği Hol Kampı, Til Berak, Til Hemîs, Reqa, Derazor, Tebqa, Sirîn vb. birçok bölgede onlarca operasyon düzenlendi. Özellikle Serêkaniyê ve Girê Spî’ye dönük saldırıların ardından IŞİD çetelerinin bölgeye dönük Hesêkê Sinaa ve Reqa cezaevlerine dönük düzenlenen saldırılar gibi birçok büyük saldırısı oldu. Bu süre zarfında IŞİD’in 352 terör saldırısı oldu. Uluslararası Koalisyon ve İç Güvenlik Güçleri’yle düzenlenen operasyonlar sonucunda saldırılar düzenleyen ve çetelere yardım eden 397’si ölü olmak üzere 2 bin 323 DAİŞ’li ele geçirildi. Tutuklanan çetelerin sorgusu halen sürmekte.”

TUTUKLU DAİŞ ÜYELERİ

Tutuklu DAİŞ’li sayısının 10 binin üzerinde olduğunu Ehmed, “QSD ve Özerk Yönetim olarak üzerimizdeki en büyük yük tutuklu IŞİD’lilerdir. Çünkü bölgedeki cezaevleri eskiden sağlam değil ve mevcut durumdan kaynaklı tutuklular bölgede dağıtılmış durumda. Tutuklu IŞİD’liler için harcanan sağlık, giyim, güvenlik vb. ihtiyaç harcamaları bize yıkılmış. DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyon bu yükün sadece %10’unu üstlenmiş, diğer yük hepsi bize bırakılmış durumda. Uluslararası kuruluşlar özellikle Sinaa Cezaevi sonrasında bölgeye gelse de bu destek mevcut ihtiyaçların çok azı. Yapılması gereken her ülkenin kendi vatandaşını ülkesine götürmekti. Ancak bu çok gerçekleşti. IŞİD çetelerinin bölgede yargılanması durumu kolay bir şey değil uluslararası bir mahkemenin kurulması gerekiyor. Ancak bu konuda adım atılmadı. Tutuklu IŞİD’liler ve ailelerinin büyük çoğunluğu Irak uyruklu. IŞİD’lilerin gönderilmesi için Irak hükümetiyle ortak müzakereler oldu, ancak çok ağır işliyor. Çünkü bölgelerimiz sürekli uçaklarla ve top atışlarıyla bombalanıyor. Bu tutukluların yükü tek başına kaldırılamaz. Tüm dünya için tehlikeler” diye konuştu.