Terkoğlu: Sağlık Bakanlığı ‘Menzil Bakanlığı’ olarak anılıyordu

Terkoğlu: Sağlık Bakanlığı ‘Menzil Bakanlığı’ olarak anılıyordu
Yayınlama: 08.10.2020

‘İhaleler, Menzilci şirketlere giderken hastane mobilyaları bile cemaatin şirketlerinden alındı. Bakanlık, başta Müsteşar Necdet Ünüvar olmak üzere cemaat mensuplarıyla dolduruldu.’

“Ali Edizer gibi ne doktorluktan ne ahlaktan anlayan biri nasıl oldu da bu kadar yükseldi? 2005’te bir sağlık ocağında doktorken, 2012’de Sağlık Bakanlığı’nda nasıl özel kalem müdürü oldu?” diye soran Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Barış Terkoğlu, Medeni Kanunun kaldırılmasını istediği ve çok eşliliği savunduğu için görevden alınan ve hakkında soruşturma açılan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Ali Edizer’in Sağlık Bakanlığı’ndaki yükselişinin perde arkasını yazdı.

Menzil tarikatından olduğunu gizlemeyen Edizer’in yükselişini AKP iktidarında 13 yıl Sağlık Bakanlığı yapan Recep Akdağ sayesinde gerçekleştiğini yazan Terkoğlu, “Bu tırmanışın sırrını kendisi “Recep Abimle yakın çalıştım” diye anlatıyor. Menzil cemaatinden olduğunu gizlemeyen Edizer, “abi” diyerek yine Menzilci olan ve AKP iktidarında 13 yıl Sağlık Bakanlığı yapan Recep Akdağ’ı kastediyor. Şaşırtmıyor, çünkü Akdağ dönemi Sağlık Bakanlığı’nın “Menzil Bakanlığı” olarak anılma dönemiydi” ifadelerini kullandı.

“Bir yazarın eleştirisi olarak almayın. Bu gerçeği Menzil cemaatinin önemli isimleri de AKP’yi yönetenler de kabul ediyor” diye yazan Terkoğlu’nun yazısında, Erdoğan’ın Menzil tarikatından sonra İskenderpaşa cemaatinden Fahrettin Koca’ya teslim ettiği Sağlık Bakanlığı ve hastanelerdeki tarikat örgütlenmesine ilişkin şunları yazdı:

“Gazeteci Saygı Öztürk, geçen yıl Menzil kitabında cemaatin ileri gelenleriyle görüşmüştü. “İleri gelenleri” diyorum, zira Menzil şeyhi Muhammed Raşid Erol’un ölümünün ardından cemaat ikiye bölündü. Kardeşi Abdulbaki Erol ve yeğeni Saki Erol Adıyaman Menzil’deki dergâhın (Semerkand) başında dururken, oğul Feyzeddin Erol Eskişehir’de başka bir dergâh (Buhara) kurdu.

Eskişehir’deki oğul Feyzeddin Erol, “Enerji Bakanı Taner Yıldız da Sağlık Bakanı Recep Akdağ da bizim evimizde büyüdüler” diye anlatıyordu Akdağ’ın öyküsünü.

Sadece oğul Erol da değil…

Öztürk’e konuşan Adıyaman’daki Saki Erol da Akdağ’ın durumunu kabul ediyordu: “Doğru, Recep Akdağ’ı tanıyorum. Buraya (Menzil’e) gelmiş gitmiş. Sağlık Bakanlığı, Menzil cemaatine bağlı diye liyakatsiz bir insanı almışsa vallahi o doğru değildir.”

“Sağlık Bakanlığı Menzil cemaatine bağlı diye…” ifadesi yalnız Ali Edizer’i anlatmıyor. Adıyaman’daki dergâhla karşı karşıya gelen Eskişehir’deki oğul Feyzeddin Erol, hasta olduğunda devlet hastanesine gitmemesinin nedenini şöyle açıklıyor:

“Bugün işim Sağlık Bakanlığı’na düşerse hayatta beni muayene de etmezler. Menzil’e gitmediğim için. O yüzden biz devlet hastanesine değil, özel hastanelere gidiyoruz.”

DOKTORLARDAN MENZİL TAVSİYESİ

“Menzil Bakanlığı”nda her şey o kadar açıktı ki…

Anadolu’da doktor bulmak için kilometrelerce yürüyen insanların haberlerini okurken Menzil köyüne 6 uzman hekimli, 20 yataklı, ameliyathanesi olan hastane yapıldı, başına da tabii ki bir Menzilci kondu. Menzilcilere ait olduğu bilinen dört bir yandaki hastaneler sıradan olay. İhaleler, Menzilci şirketlere giderken hastane mobilyaları bile cemaatin şirketlerinden alındı.

Bakanlık, başta Müsteşar Necdet Ünüvar olmak üzere cemaat mensuplarıyla dolduruldu. Nitekim Ali Edizer’i yukarılara taşıyan Hasan Çağıl, Menzil Şeyhi’nin doktoru Ahmet Çağıl’ın oğluydu. Akdağ onu da Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı yaptı.

BAKANLIĞIN MENZİL İLE BAĞI GÖRÜLSÜN DİYE GVS PLAKASI TAKILDI

Devletin bakanlığının Menzil bağını görmeyenler görsün diye ambulans uçaklara Menzilcilerin özel hayatlarında Mercedes’lerine yerleştirdiği “gavs”ı simgeleyen “GVS” plakası takıldı. Metastaz’da anlattık: Recep Akdağ, bebek ölümleri gibi krizli anlarda Menzil şeyhini arayıp akıl danışıyor, ondan istihareye yatmasını istiyordu. Uyuşturucu ve alkol bağımlılarına devletin sağlık görevlileri Menzil’e giderek şeyhin ip atarak yaptığı törene katılmaları tavsiyesinde bulunuyordu.

Kazan kazan sistemi, sağlık personelinin maaşlarının bir kısmı Menzil vakıflarına himmet diye otomatik olarak akıyordu.  

AKP DE BİLİYOR

Üstelik, bu tablodan hükümete yakın bazı isimler bile şikâyetçi oldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun yıllar danışmanlığını yapan, en bilinen biyografisinin yazarı da olan eski AKP milletvekili Hüseyin Besli, Akşam gazetesinde 4 yıl önce şunu yazdı:

“Bugün (FETÖ ile) aynı yöntemleri kullanan yapıların (tarikat/vakıf) gelecekte aynı sonuca varmalarının kaçınılmaz olacağını söylemek için kâhin olmak gerekmez. Dolayısıyla, misal olarak, ismini palazlandığı şehirden, Adıyaman/Menzil’den alan bir yapının özellikle bir bakanlığımızda neredeyse bütün pozisyonları kendi mensuplarıyla doldurmasına dikkat çekmek istedim… ‘Bana ne?’ demeden.”

ERDOĞAN KOLTUĞU, İSKENDERPAŞA CEMAATİNE YAKIN FAHRETTİN KOCA’YA VERDİ

Hüseyin Besli de biliyordu ki bir zamanlar Akdağ’ın yerine bakanlık koltuğuna oturan Mehmet Müezzinoğlu, AKP’li olduğu halde Menzilci olmadığı için birçok adımı atamaz hale gelmişti. Belli ki Akdağ’ın oturduğu koltuğu ancak onun kadar güçlü bir figür doldurabilirdi. Erdoğan da böyle düşünmüş olacak ki hem Medipol hastanelerinin kuruluşunda bulunacak kadar sektörün içinde olan hem de İskenderpaşa cemaatine yakınlığı ile bilinen Fahrettin Koca’yı o koltuğa oturttu. Ali Edizer’in yükselişinin sırrı Menzil ise görevden alınabiliyor olmasının sırrı da buydu.

GATA’YI KİM YÖNETİYOR?

Unutulmasın, Ali Edizer’in yönettiği GATA, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne bağlı. Söz konusu üniversitenin başında ise halihazırda Profesör Cevdet Erdöl var. Bilmeyenler için söyleyeyim: Erdöl, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel doktoru ve aynı zamanda o da Akşam gazetesi yazarı.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.