Tımok’ta işkence: ‘Başıma bir şey gelirse sorumlusu devlettir’

Tımok’ta işkence: ‘Başıma bir şey gelirse sorumlusu devlettir’
Yayınlama: 04.04.2022

Sason Gümüşörgü(Tımok) Köyünde işkenceye maruz kalan Yahya Karabaş, İHD Batman şubesine başvurarak, “ Başıma bir şey gelirse sorumlusu devlettir” dedi.

Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Tımok (Gümüşörgü) Köyü’nde 31 Mart tarihinde Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nun yürütmüş olduğu bir soruşturma kapsamında ev baskınları düzenlendi. Baskın sırasında Yahya Karabaş’ın başına siyah poşet geçirilerek darp edildi. Karabaş, darp edilmesine ilişkin insan Hakları Derneği(İHD) Batman şubesi, dernek binalarında basın açıklaması yaparak suç duyurusunda bulunacağını belirtti.

İHD Batman Şubesi Eşbaşkanı Devran Yıldız, işkenceyi kınayarak böylesi olayların yaşanmaması için gerekli işlemleri yapacağını belirtti. Yıldız açıklamasınının devamın şunları dile geirdi:”İlimiz Sason İlçesi Gümüşörgü/Tımok Köyünde gerçekleşen işkence ve kötü muamele olaylarını kınıyoruz. Gümüşorgü Jandarma Karakolu yetkilileri tarafından köy sakinlerine karşı kaba dayak, hakaretler ve ‘’köyünüzü de sizi de yakacağız!’’ şeklindeki tehditleri olmuştur. 31.03.2022 tarihinden itibaren köye giriş çıkışlar hukuksuz bir şekilde yasaklanmış, köylülerin iletişimi kısıtlanmıştır. Yapılan bu uygulamalar sebebiyle devletin yetkili organlarını sorumluluk alma bilici ile hareket etmeye ve bir daha böylesi olayların yaşanmaması için gerekli işlemleri almaya çağırıyoruz.

 İnsan Hakları Derneğine başvuruda bulunan Yahya Karabaş gözaltına alınma sürecini şöyle anlattı:

 ‘’31.03.2022 tarihinde Perşembe günü sabah saat 05:00 civarlarında muhtar kapımı çaldı. Askerin çağırdığını söyledi. Ben de bunun üzerine giyinip çıktım. Muhtarla birlikte yaklaşık olarak 200 metre yürüdük askerlerin yanına kadar birlikte gittik. Daha sonra asker bizi alıp götürdü. Askerle birlikte yaklaşık 400 metre yürüdükten sonra köyün arka tarafında duran askeri araçların yanına vardık. Askeri araçların yanına vardığımızda araçlardan inen sivil giyimli askeri personeller hiçbir şey sormadan bana saldırmaya başladı. Ne olduğunu anlamadan arkadan yüzünü görmediğim bir kişi başıma çuval geçirdi. Beni araca bindirip götürdüler. Beni nereye götürdüklerini bilmiyorum. Yaklaşık 2 saat beni araçla gezdirdiler. Bulunduğum araçtaki şahıslar tarafından sürekli hakaretlere maruz kaldım. Beni araçtan indirdiler ama gözlerim kapalı olduğu için nerde olduğumu bilmiyordum. Ama doğa sesinden ormanlık alanda olduğumu anlayabiliyordum. Beni indirdikten sonra kafamı suya batırıp çıkarıyorlardı. Beni çamurlu ve bataklık gibi bir yere götürmüşlerdi. Aynı zamanda çamura da batırıp çıkarıyorlardı. Bana sürekli civarda gerilla olup olmadığını, yerlerini soruyorlardı. Bilmiyorum deyince de işkencelerine devam ediyorlardı. Başıma silah dayayıp mermiyi namluya sürme sesini duydum. Seni burada öldürürüz. Kimsenin de haberi olmaz. O esnada bana işkence yapmaya devam ediyorlardı. Beni orada yaklaşık 2-3 saat beklettiler. Bu süre zarfında sürekli işkenceye ve hakaretlere maruz bırakıldım. Beni tekrardan araca bindirdiler. Bütün bunlar olurken başımdaki çuvalı hiç çıkarmadılar. Yine yaklaşık 2 saat boyunca araçla yol aldıktan sonra başıma çuval geçirdikleri yere geri getirdiler. Yolda gene hakaret, sözlü ve fiziksel saldırılarına devam ettiler. Beni sürekli ölümle tehdit ediyorlardı. Beni araca bindirdikleri yere geri getirdiklerinde başımdaki çuvalı çıkardılar. Her yerim çamur ve kan içindeydi. Yaklaşık bir saat boyunca soğuk havada kıyafetlerim ıslak bir şekilde bekletildim. Bekletildiğim alanda karakol komutanı ve muhtar da bulunuyordu. Sonra beni ikamet ettiğim evin yanına getirdiler. İçeri girmeme izin verilmedi. Benim kolumda bulunan sivil giyinimli personel kolumu çevirip bize bilgi vermezsen kolunu kıracağım dedi. Evin önünde yaklaşık iki saat boyunca bekletildim. Bu esnada bana karşı işkence uygulaması devam etti. Bilinçli olarak eşimin gözleri önünde bana karşı işkence yapıldı. Aynı zamanda sözlü ve psikolojik şiddet de devam ediyordu. Saat 15:00-16:00 civarında beni araca bindirip köy karakoluna götürdüler. Beni karakolda gece yarısına kadar beklettiler. Gece yarısından sonra beni pikap tarzı bir araca bindirip Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirdiler. Yoldayken sivil personellerden biri; biz doktora gidince ben ilaç kullandığım için gözümün bu hale geldiğini söylememi istedi.  Hastanede doktor muayene ederken gözlerimi de muayene etti. Ama yapılan işkenceye dair gördüğü ve bulduğu bulgulara yer verip vermediğini bilmiyorum. Beni hastaneden sonra Batman İl Jandarma Komutanlığına götürdüler. Karakolda parmak izlerim alınırken yanımda bulunan sivil giyinimli personel bana; sana bu işkenceyi yapan bendim. İsteseydim seni öldürürdüm orada. Seni oraya öldürmek için götürdüm. Ama öldürmedim. Seni adalete teslim edeceğim dedi. 4 gün boyunca gözaltında kaldım. Bizi 4 defa doktora götürdüler. Beni doktora götürdüklerinde ilk seferde doktor sivil giyinimli personellerin dışarı çıkmasını istedi. Bana ne olduğunu sordu. Ben de başıma gelen her şeyi detaylı bir şekilde anlattım doktora. Doktor öncesinde darp raporu hazırladığını söyledi. Daha sonra sivil giyinimli personellerden biri içeri girip doktorla yaklaşık bir saat boyunca konuştu. Sonrasında hazırlanan rapor yerine başka bir doktordan yeni bir rapor alındı. Pazar günü akşam saatlerinde yapılan ifade işlemlerinden sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldım. Bana karşı yapılan işkenceyi savcıya anlattım. Savcı bana ben suç duyurunuzu değerlendirirsem uzun sürecek. Siz yarın sabah gidip hastahaneden darp raporu alıp savcılığa yeni bir suç duyurusunda bulunun dedi. Akşam saatlerinde Batman İluh Devlet Hastanesine darp raporu almak için gittim. Olayı doktora anlatınca doktor polisi çağırdı. Polis geldikten sonra olayı anlayınca biz sana raporu veremeyiz diyerek rapor vermemek için ellerinden geleni yaptılar. Oradaki polis raporu alacağız ama sana vermeyeceğiz bizde kalacak dedi. Doktordan raporu isteyince doktor bize rapor vermedi. Raporu polis memuruna vereceğini söyledi. Hastanede yaklaşık bir buçuk saat boyunca bekletildik. Hastane polisi defalarca doktorla özel görüştü. Hastane polisi ve doktor sürekli zorluk çıkardı. Sonunda biz avukatlarımızla iletişime geçince bize basit bir darp raporu verip hastaneden gönderdiler. Muayene edilmedik. Bana karşı yapılan işkence ve kötü muameleye karşı suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Ben köyde tek başıma yaşamaktayım. Hayatımdan şüphe ediyorum. Başıma bir şey gelirse devlet yetkilileri sorumludur.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.