Tükettikçe Tükenen İnsanlık

Ur gibi toplum içinde günden güne yayılan kapitalizm, insanları şuursuzca bir aşırı tüketime sürüklemektedir. Şöyle söylemek gerekirse kapitalizm veya popüler kültür toplumu bir ‘tüketim delisine’ dönüştürmeye yeğlemektedir. 

Çağımızın en büyük sorunu ‘tüketim deliliği’ nedeni doyumsuzluktur. ‘’komşum da var ben de neden olmasın?’’ sorusu gittikçe ivme kazanmaktadır.  Veyahut ‘’ ne kadar çok şeye sahip olursak, o kadar çok mutlu oluruz.’’ Düşüncesi günden güne toplum içerisinde sert dalgalanmaktadır.

‘’Tüketim delisine’’ dönüşen toplum, toplum tükenmesinede yol açmaktadır. Yani nasıl ki kurtçuklar ağacı çürütüyorsa, tüketicilerde toplumunu boş tüketmeyle çürütmektedir.

Tüketim üzerine okuduğum bir makalede şöyle bir analizle karşılaşmıştım ; ‘’ Bu toplumda bolluk savurganlıkla eşdeğerdir. Ancak gerçek bir bolluk ortamı olmadığı en ufak sarsıntıda hemen ortaya çıkar.  Bolluğun önlenemeyen ilerleyişi ütopyasına karşı kıtlığın tehditkarlığı böyle zamanlarda kriz sebebidir. Hamburgeri elinden alınan çocuklar ile akıllı telefonları bozulan tüketim toplumu üyeleri kendilerini dipsiz bir kuyuda hissederler. Onlar için ‘’Dünyanın sonu’’ tezleri daha bir anlamlı hale gelir. ‘’ bu kısa tespit bu çağın kısa bir özetidir demesi yerindedir. 

Kapitalist sistem bireyleri boş tüketime sevk etmektedir. Örneğin sistemin ürettiği ürünleri, filmlerde, reklamlarda, anlamlar, imajlar yüklemektedir…

Ve böylelikle boş harcama yapan bir kitle oluşturmaktadır.  Tüketim hastalığına kapılan birey ihtiyaç olmayan üretimlere(giyim,yemek,içecek vb.) ihtiyaçmış gibi algılamakta ve boşa israfta bulunmaktadır.

Bu ‘’tüketim delilik’’ hastalığına kapılan birey sürekli arayış içerisindedir. Giyimdir, barınmadır, doyumsuz içme ve yemektir… hep fazlası daha fazlasını aramaktadır. Bu doyumsuz hummasın da birey hep stres içerisinde, yaşamı yaşanmaz halle getirmektedir.

Bir rapora göre, ; dünya genelinde kadınlar yılda 18 milyar doları makyaj malzemelerine verirken parfüme 15 milyar dolar harcanıyor.

Dünya korkunç bir vaziyettedir. Bedene yatırım yapmak ama fazliletti, eşitliği, sevmeyi, yardımlaşmayı unutmak… böyle bir dünya gayya kuyusundan beter değilmidir?

BM’nin raporune göre, yeryüzünde açlıktan her 5 ila 10 saniyede  çocuk öldüğünü söylüyor.

Ve son olarak kendimizi insanlığımızı kısa bir eleştiride bulunmak istiyorum. Boş harcamalar, boş israflar yaparken dünyada 5 ila 10 saniyede bir çocuğun ölümüne vesile olduğunu unutmamalıyız.  Çokça sağlıklıca düşünmeliyiz. Yeni bir demokratik dünya için yeni eylemlerde bulunmalıyız. Ne için yaşadığımızı defalarca kendimize sormalıyız.