Uyuşturulan Gençlik…

Uyuşturulan Gençlik…
Yayınlama: 24.09.2021

İçinden geçtiğimiz dönem toplumsal alan, her alan da olduğunun ötesin de büyük bir kaos yaşamaktadır… Siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik, ekolojik ve özellikle kadın açısından büyük sorunlarla, bir türlü çözülemeyen, çözüm reçetesi olmayan bir gerçeklikle karşı karşıyayız…

Toplum doğasını bilme, her ne kadar ikinci doğa olarak bilimin konusu yapılmış ve yine bilimsel olarak sosyoloji olarak formüle edilmişse de toplumun hızla yıkıma uğraması ve yıkılırken tüm çevresinide tekil ya da büyük tekil ’’ulus’’ güdü ve dürtüleriyle yok edilişe sürüklemesi, her platformun tartışması olmaya devam ediyor…

Bu kadar tartışma sürerken esas sorulması gereken en temel gerçeklik, toplumu ikinci doğa ve sosyoloji olarak ele alan devasa bilimsel çalışmaların neden bu sorunları gündemleştirmediği ve neden bir çözüm reçeteleri olmadığıdır…

Bu soru tamda orta yerde sırt üstü durmaktadır…

Bu temel sorunsallıktan gençliği anlamaya ve kavramaya çalışırsak…

Gençlik bir toplumun sürükleyici gücü, değişim dönüşüm enerjisi, adeta toplum ve yaşamı için motor gücüdür…

Gençlik aynı sırada toplumun doğal yöneticisi, doğal savunucusu ve sürdürüle bilirliğinin garantisidir…

Genç olan, gençliğinin özgürlük tutkusu ve anlamı büyük olan toplumlar, tarihin her döneminde insanlık için en temel bilinç ve yaşam devrimlerini gerçekleştirmiştir…

Tarih bu anlatılarla dolup taşmaktadır…

Gençlik gördüğü-anladığıyla yetinmez, bu fiziksel olarak olduğu kadar duygusal düşünsel ruhsal olarak da böyledir… Hep sonrasının arayışındadır, hep sonrasını yaratma, anlama derdindedir, doğal olarak böyledir…

Tarihte ve tüm toplumlarda iktidar kurulduğu ve kurumsallaşmaya çalıştığı ilk an gençliği durdurma, gençliği oyalama, gençliği geri de tutmak zorundadır… Bu bir istem değil bir mecburiyettir… Daracık küçücük bir aileden kocaman bir millette ve tüm dünya egemenliği, hakimiyeti için de kural aynıdır…

İktidar-egemenlik aynı sıra da yaşamı dondurmak, yaşamı sabitlemek, yaşamı o an da yani hakim olduğu an da bırakmaktır… Yaşam tüm ahengiyle akıyor ve gençlik bu akışın belirleyicisiyse nasıl iktidar olacaksın ki?

Teorik olarak yaşamı durduramazsın, gençliği zapt edemeyeceğin gibi… Olmaz, oluru da yoktur… Durdurma-dondurma istemi ve hali esasen bir saldırı eylemidir… Olmayacağı yapmaya çalışmak, saldırmak, cebren değiştirmek, zorla istediğin kıvama getirmek gerektirir… Bu da kandırmak, aldatmak, unutturmak, içini boşaltmak, yozlaştırmak, algısıyla oynayıp kendi istediğin gibi belirlemek gerektirir…

Şimdi neden gençliğin uyuşturulması gerektiği işte böyle yalınca açığa çıkar…

Uyuşmayan gençlik başa beladır… Dünya da, özellikle ülkemiz ve ne yazık ki daha da özellikle coğrafyamızda açığa çıkan ve sürekli tüketiminin geliştiği uyuşturucu ve bu maddeleri kullanım gerçekliği bu kadar basit bir mantığın tezahürüdür…

Bir yerde uyuşturucu kullanımı yoğunsa, orada abartılmış ve yoğunluklu olarak kurumsallaşmış iktidar hemen orta yerdedir…

Dünyada en çok uyuşturucu kullanılan şehirlerin başında Newyork hemen ardından da İstanbul gelmesi bu manada hiçte şaşırtıcı olmasa gerek…  Ayrıca bu verilerin resmi olduğunu da unutmamak gerekir… Dünya ya egemen olmaya çalışan ABD için her ne kadar anlaşılır bir şey olsada (tezimiz açısından- kurumsal iktidar) Türkiye’nin nasıl bir iktidar ve hakimiyet sistemiyle yönetildiği sorusunun cevabını da sizlere bırakalım…

Çarpıcı bir soru daha, akşama kadar eften püften konularla birbirine çemkiren siyasal mekanizmanın ve özellikle devlet kurumumuzun ülkemizin iki büyük kenti Adana-İstanbul dünya sıralamasına girmişken neden hiçbir uyuşturucuyla mücadele eylem planın olmadığıdır…

Elbette biz bu siyasal oluşumlardan bahsederken hedefine iktidar olmayı koyan siyasal bileşkelerden bahsediyoruz, HDP’yi dışın da tutuyoruz…

Çok yakın zaman da HDP gençlik meclisi uyuşturucuyla mücadele deklerasyonunu açıkladı ve bu çerçevede siyasal eylemselliklerle çalışmalar yapacağını ilan etti…

Bu çalışmalara destek vermek ve bu çalışmaların hepimizin asli görevlerinden bir çalışma olduğunu bilmek oldukça önemlidir…  

Bazı uyuşturucu maddelerin en yoğun olarak Diyarbakır ve Batman da kullanıldığı ve bölgemizin yoğun genç nüfusundan kaynaklı çok daha dikkatli davranmak gerektiği de unutulmamalıdır…

Yitirilen gençlik kaybolan gelecektir…

Uyuşturulan gençlik, donmuş yarınlardır…

Uyuşturucuyla mücadele hepimizin, her düşüncenin asli sorumluluğudur… Tüm okurlarımızın bu konuda çok duyarlı olacağına olan inancımla aydınlık gelecekte tekrar buluşmak dileğiyle…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.