Van’da 1 haftada 4 şüpheli ölüm

Van’da 1 haftada 4 şüpheli ölüm
Yayınlama: 10.11.2022

Van’da 7 günde 4 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirmesine ilişkin konuşan Star Kadın Derneği’nden Rojbin Bor, “intihar” süsü verilen kadın katliamlarının iktidarın kadın politikasının sonucu olduğunu söyledi.   

Kayıtlara “intihar” ya da “kaza” olarak geçen kadın ölümlerinin, kadın örgütlerinin mücadelesiyle yapılan yeni soruşturmalarla “cinayet” oldukları ortaya çıkıyor. Bir plazadan atılan Şule Çet’in ölümü, yine Gamze Acar’ın ve Riha’nın Vêranşar ilçesinde Hüseyin Tiler tarafından katledilen Eylem Tiler’in ölümü, bu durumu anlatan sadece birkaç örnek. 

JINNEWS’in verilerine göre, Ekim ayında Kurdistan ve Türkiye kentlerinden en az 36 kadın erkekler tarafından katledildi. 21 kadın da şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre ise 34 kadın katledildi ve 26 şüpheli kadın ölümü yaşandı.

Etkin bir soruşturma yapılmaması nedeniyle hala binlerce kadın katliamının üzeri “intihar” denilerek kapatılırken, sadece Van’da son 7 günde Hülya Avcı, Ezgi Dağ, Funda Matur ve S.Ç. isimli kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Avcı, Dağ, Matur’un ölümü kayıtlara “intihar” olarak geçerken, S.Ç.’nin ölümü kayırlara “kaza” olarak yansıdı.  

Van’da faaliyet yürüten Star Kadın Derneği Yöneticisi Rojbin Bor, şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılmamasında iktidarın kadın politikalarına dikkat çekti. 

‘İNTİHAR ETTİ’ SÖYLEMİNİ KABUL ETMİYORUZ

Kadınların yaşadıkları sistematik şiddete dikkat çeken Bor, “kadın intihar etti” söylemini kabul etmediklerini belirtti. Son süreçte birçok katliamın kayıtlara “intihar” olarak geçtiğini belirten Bor, “Türkiye artık koca bir kadın mezarlığı haline geldi” dedi. Faillerin iktidarın kadın politikalarından güç alarak saldırdığını söyleyen Bor, “Failler kadınlara şunu büyük bir özgüvenle ‘Seni öldürür 3 ay yatar çıkarım. Bana bir şey olmaz’ söylüyor. Çünkü işledikleri suç karşısında cezalandırılmadıklarını görüyorlar. Bu nedenle kadın cinayetlerinde artış yaşanıyor. Bor, “Biz her şüpheli kadın ölümünün arkasında bir erkeğin olduğunu biliyoruz, bir azmettirici olduğunu biliyoruz” diye ekledi. 

SİNEM DİNÇER’İN ÖLÜMÜ 

Kadın katliamlarının üzerinin “intihar” denilerek kapatıldığını kaydeden Bor, “Erkeklerin kimisi bu konuda delil gizliyor ya da ‘Benim elimi kana bulama, sen kendini öldür’ diyor” sözleriyle kadınların katledildiğini ya da intihara sürüklendiğini anlattı. Wan’ın Begiri (Muradiye) ilçesinde 27 Mart’ta Sinem Dinçer isimli kadının şüpheli ölümünü hatırlatan Bor, “Sinem asılmış halde bulundu. Fiziksel olarak kilolu biriydi ve bir eşarbın onu taşıması normal değildi. Vücudunda darp izleri vardı, yerde sürüklenmiş olduğunu gösteren izler vardı. Şu çok açık ortada Sinem öldürüldükten sonra asılmış” diye konuştu. 

TÜRKİYE’DE AYRI KURDİSTAN’DA AYRI SUÇ

İktidarın Türkiye ve Kurdistan’taki kadın mücadelesine farklı yaklaştığını söyleyen Bor, “Batıda kadınlar sokağa çıkınca ‘Gösteri ve eylem kanuna muhalefetten’ yargılanıyor ama Kurdistan’da kadınlar, kadın mücadelesini yürütürken ‘Terör örgütü üyeliği’nden yargılanıyor. Haklarında birden fazla dava açılıyor” sözleriyle iktidarın “doğu” “batı” ayrımı yapsa da kadınların dünyanın her yerinde aynı sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. 

TALEP DEĞİL, KADIN MÜCADELESİ 

Kadına yönelik şiddetin kadın mücadelesiyle son bulacağını belirten Bor, “Bizi dağıtılması gereken bir cephe olarak görüyorlar. Oysa kadınlar haklarını cesaretle ve kararlılıkla dile getirecek. Bakan Soylu, ‘PKK kadın örgütüdür’ diyor, bunu söylerken kadın mücadelesini hedef alıyor. Bir taraftan en ağır silahlarla, gazlarla savaş sürdürülürken diğer taraftan İçişleri Bakanı kadınlara da nasıl yaklaşılması gerektiğini söylüyor” dedi. Kadınların kendilerine altın tepsi içinde sunulacak haklar beklemediğinin altını çizen Bor, “Bütün devletler erkektir ve biz hiçbir iktidardan bize haklarımızı lütuf olarak sunmalarını beklemiyoruz. Çözümü oluşturacak olan da kadın mücadelesinin kendi gücü, kudretidir” diye konuştu.