Batmanlı Kadınlardan infaz yasasına tepki

Batmanlı Kadınlardan infaz yasasına tepki
Yayınlama: 29.04.2020

HDP Batman Kadın Meclisi ve TJA, AKP-MHP oylarıyla kabul edilen infaz düzenlemesine yaptıkları açıklamayla tepki gösterildi.

Kadın düşmanı infaz düzenlemesini kabul etmeyeceklerini belirten kadınlar, İnfaz Yasası’nı protesto eden TJA ve HDP’li kadınlar, yeni bir yasayla tüm tutukluların tahliye edilmelerini istedi. HDP Batman il binasında gerçekleşen basın açıklamasına Milletvekili Feleknas Uca, HDP Batman il Eşbaşkanı Fatma Ablay ve TJA’lı Kadınlar katıldı.

https://youtu.be/8YYUAboFUSE

Yapılan açıklama şöyle:

Tüm dünyada Koronavirüs salgınına karşı acil önlemler alınırken, AKP-MHP ittifakı, virüsle mücadele etmesi gerektiği yerde, daha önce gündeminde olan ve olağan dönemlerde hayata geçiremediği yasaları pandemiyi fırsata çevirerek hayata geçirmektedir.


Türkiye’de Mart ayında ilk vakanın ortaya çıkmasıyla beraber birinci derecede risk alanları olan cezaevlerinde, salgının yayılma ihtimaline karşı, siyasi tutsak ve adli mahpuslar başta olmak üzere cezaevlerinin boşaltılmasına dair toplumsal bir talep oluşmuştu. Böylece; AKP-MHP ittifakı tarafından adına infaz yasası denilen ancak bir kısım hükümlü açısından af, siyasi tutsaklar açısından ise fiili idam niteliği taşıyan bu yasa, Meclisten apar topar geçirildi.


Adına ölüm yasası dediğimiz bu yasa hazırlanırken, muhalefet partilerinin, demokratik kamuoyunun, hukukçuların, insan hakları savunucularının görüş ve talepleri alınmazken sadece kendi yandaşlarının, çetelerin ve katillerin talepleri alındı.


AKP-MHP ittifakı başta Kürt sorunu olmak üzere; Türkiye’deki sorunları güvenlikçi politikalarla çözme ısrarını sürdürerek, ülkede her türlü demokratik hakkı kullanılamaz hale getirmiştir. Toplumsal muhalefet zor aygıtlarıyla bastırılmaya çalışılmış, yargı iktidarın sopası haline gelmiş ve aralarında milletvekilleri, belediye eşbaşkanları olmak üzere binlerce siyasetçi, akademisyen, gazeteci, öğrenci hukuksuz bir biçimde tutuklanarak cezaevine konulmuştur. İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit bir yönetim biçimi haline gelmiş ve tecrit bütün cezaevlerinde yaygınlaştırılmıştır. Hukuksuz bir biçimde rehin tutulmanın yanında, cezaevlerinde bulunan tutsaklar nefessiz bırakılmaya çalışılmış, ‘80 darbesi dönemi Amed Cezaevini aratır uygulamalar geliştirilmiştir. Şimdi de İnfaz Yasası ile bugüne kadar fiili olarak uygulanan gazete yasağı, ağırlaştırılan disiplin cezaları, cezaevi içinde cezaevi yaklaşımı kanuni bir hale getirilmiştir.


Biz Kadınlar, biliyoruz ki bu eşitsiz yasal düzenlemeyle birlikte başta risk grubunda olan hasta, 65 yaş üstü tutsaklar ve çocuklu kadınlar olmak üzere tüm siyasi tutsaklar ölüme terk edilmek istenmiş; kadına ve çocuklara karşı suç işleyenler, mafyalar serbest bırakılmıştır. Bu yasa vahşet yasasıdır, bu yasa erkek şiddetine cezasızlık getiren, kadına ve çocuklara karşı suç işleyenleri teşvik eden; ancak bir taraftan da düşüncelerini ifade eden, kadın mücadelesi yürüten Figenleri, Sebahatları, Selmaları, Gültanları, gazetecileri, öz savunmasını uygulayan kadınları, Nevinleri cezaevinde tutmanın, Koronavirüs tehdidiyle yüz yüze bırakmanın yasadır.
Büyük bir risk olduğunu defalarca ifade etmemize rağmen, cezaevlerinde alınan tek tedbir görüşlerin yasaklanması olmuştur. Ancak cezaevinde çalışan personel sürekli dışarıyla temas halinde olduğu için tedbirsiz bir biçimde tutsaklarla temas etmeye devam etmektedir. Tutsaklara maske, dezenfektan, temizlik malzemesi temin edilmemekte; kendi olanaklarıyla temin etmek istediklerinde ise cezaevi kantinlerinde bu malzemeler fahiş fiyatlarla satılmaktadır. Cezaevlerinde olağan koşullarda bulunması riskli olan hasta tutsakların, pandemi gerekçesiyle tedavileri aksatılmaktadır. Hasta tutsaklar, daha da büyük bir tehlike ile yüz yüze bırakılmaktadır.
Bunun yanında sürekli “sosyal mesafe” uyarısı yapan iktidar, söz konusu cezaevleri olduğunda fiziki mesafeyi hiçe sayarak tutsakların yaşamını tehlikeye atan, ayakta sayım, arama adı altında koğuş baskınları gibi uygulamalardan vazgeçmemektedir. Uzmanların ısrarlı bir biçimde ifade ettikleri gibi, hastalıktan korunmanın en önemli yollarından biri bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hava sirkülasyonunu sürekli bir biçimde sağlamaktır.


Cezaevlerinde özellikle uzun yıllardır bulunan tutsaklar açısından bağışıklık sisteminin zayıfladığı açıktır. Özellikle; müebbet ve ağırlaştırılmış hapis cezası alan tutsaklar birinci derecede risk grubu içinde sayılabilir. Yine açık cezaevlerinin kapatılmasıyla, bırakın sağlıklı beslenmeyi, yemek sorunu ortaya çıkmıştır. Bu durumda cezaevinde bulunanlar günlerce aç kalmıştır.
Yaşam hakkının bu kadar açık bir biçimde risk altında olduğu bir süreçte iktidarın sorumluluğunu görmezden gelerek salgının cezaevlerinde yayılmasını izlemesi kabul edilemez. İktidar Kürtlere, muhaliflere, kadınlara düşman hukuku uygularken hiçbir tedbir almadan kadına ve çocuğa karşı suç işleyenleri serbest bırakmasının faturasını kadın ve muhaliflere ödetmektedir.
İnfaz Yasası ile tahliyelerin başlamasıyla birlikte ne mi oldu? Sadece geçtiğimiz hafta basına yansıyan bazı haberler bile yasanın önümüzdeki süreçte kamuoyunda infial yaratacağının açık bir göstergesi. Kars Belediyemiz saldırganların hedefi oldu. İzmir’de cezaevinden çıkan Mehmet I., tartıştığı arkadaşını öldürdü. Geçen yıl Ağrı’nın Doğubayazıt İlçesi’nde eşi ve kızına şiddet uyguladığı için tutuklandığı cezaevinden infaz düzenlemesiyle tahliye olan Ramazan İnanç ise eşinin amcasını bıçakladıktan sonra ölü bulundu.
Şunu çok iyi biliyoruz ki, Antep’te 9 yaşındaki Ceylan’ın babası tarafından vahşice katledilmesinin nedeni de İnfaz Yasası’nın getirdiği cezasızlık politikasıdır. Bu yasayla kadına ve çocuğa yönelik suçlar örtülü bir biçimde affedildi. Bundan sonra yaşanacak tüm şiddet ve ölümlerin sorumlusu bu yasaya evet oyu veren AKP-MHP iktidarı ve onun milletvekilleridir.
Ancak; AKP-MHP faşist iktidarı şunu bilmelidir ki, Biz Kadınların; kadına düşman, çocuğa düşman, doğaya düşman; hırsıza, çeteye, şiddet failine, mafyaya dost bu yasaya karşı mücadelemiz bitmemiştir, bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir.


Buradan çağrımızı bir kez daha yineliyoruz; başta risk grubunda bulunan hasta, 65 yaş üstü ve çocuklu kadın tutsaklar olmak üzere cezaevleri bir an önce boşaltılmalı, cezaevlerinden tahliye olan ya da olacak kadına yönelik şiddet faillerine karşı kadınları koruyucu önlemler alınmalıdır.
Kadın düşmanı infaz yasasını kabul etmiyoruz, infazda eşitlik istiyoruz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.