Diyarbakır Barosu, Federe Kürdistanlı Kareem ailesinin Kürt olmalarından kaynaklı Mersin’de nefret suçuna maruz kaldıklarını belirterek, farklı kimliklere yönelen tehditlere karşı yasal mevzuat oluşturulmasını istedi.
Baro adli yardım hizmet binasında yapılan açıklamada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, Özgürlük için Hukukçular (ÖHD) Derneği Mersin Şubesi ve Mazlum-Der Adana Şubesi’nden yönetici ve avukatlar ile olay yerinde incelemelerde bulunduklarını aktardı.
Baronun olay yerine gideceği yönünde bilginin kamuoyuna yansıması üzerine Kareem’in Erbil’de yaşayan kardeşinin kendileri ile iletişime geçtiğini ve hukuki destek talep ettiklerini belirten Av. Eren, “Kareem’in eşi ve üç çocuğu hastanenin yoğun bakım servisinde bir odadaydı, çocuklarının büyük bir korku yaşadıkları ve hala olayın şokunda oldukları belliydi” dedi.
Eren, Kareem’in yaşadıklarını şöyle paylaştı: “Başının arka kısmına taş ile vurulduğunu, yere düştükten sonra bariyerlere tutunduğunu, saldırganların kendisini uçurumdan atmak istediklerini, yeterince Türkçe bilmemesi ve baygınlık geçirmesi nedeniyle kendisine yönelik tehdit ve hakaretlerden sadece ‘Burası Anadolu toprağı burası Türkiye sen bizim topraklarımızda ne yaptığını sanıyorsun’ cümlesini anladığını, diğer söylenenleri anlamadığı belirtti.”
Kareem’in polisler ile birlikte kamera kaydı yapılarak görüşme gerçekleştirdiğini ve kendisine Diyarbakır’a gidip gitmeyeceğinin sorulduğunu söyleyen Eren, “Olay ‘maddi hasarlı bir trafik kazası’ şeklinde nitelendirilmiş. Görgü tanığının yasa dışı örgüt propagandası nedeniyle suç kaydının bulunduğu ve beyanlarına itibar edilemeyeceği ifade edilerek, savcılığın yürüttüğü tahkikat kapsamındaki suç nitelemesinin önemli olmadığı ve hakimin nasıl nitelendireceğinin belirleyici olacağı belirtilmiş. ‘Buraya niye geldiniz?’ tarzı sorular yöneltilmiştir” diye kaydetti.
Eren, daha sonra aile üyelerinin de görüşmeye alındığını ve saat 18.30 sıralarında mağdur şahsın polislerce hastaneden çıkartılarak vekillerinin bilgisi olmaksızın bilinmeyen bir yere götürüldüğünü söyledi. Eren, bu sırada soruşturma savcısı ile yapılan görüşmede, mağdur şahsın yeni avukat talebinin olduğu aktarıldığı ve Anamur Cumhuriyet Savcılığı’nın şüphelilerin şikayeti üzerine Kareem’in 13 yaşındaki oğlu M.M.M.’un zorunlu müdafilik sistemi kapsamında “Suça Sürüklenen Çocuk” sıfatıyla ifadesini aldığını kaydetti.
Anamur Başsavcılığı’nın 3 şüpheliyi ifadelerinin ardından Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk ettiğini ifade eden Eren, savcılığın “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik”, “Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs” ve “Mala Zarar Verme” suçlarından soruşturma açtığını, mahkemenin ise iki şahıs hakkında “Kasten Öldürmeye Teşebbüs” suçlamasıyla tutuklama kararı verdiğini paylaştı.
Eren, hazırladıkları raporun sonuç ve önerilerini şu şekilde sıraladı:
“* Mağdurların ırkçı söylemler ve fiziki saldırıya maruz kaldıkları,