HDP’li Kemalbay, Adalet bakanına sordu: Helikopterden atılan Servet Turgut cinayeti faili meçhul olarak mı kalacak?

HDP’li Kemalbay, Adalet bakanına sordu: Helikopterden atılan Servet Turgut cinayeti faili meçhul olarak mı kalacak?
Yayınlama: 30.09.2020

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir milletvekili Serpil Kemalbay, Helikopterden atılan yurttaşlara ilişkin, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması üzere soru önergesi yöneltti.

HDP İzmir Milleyvekili Serpil Kemalbay, Van’ın Çatak ilçesinde 11 Eylül’de askerler tarafından gözaltına alınan, kendilerinden iki gün boyunca haber alınamadıktan sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yoğun bakım ünitesinde oldukları ortaya çıkan ve hafıza kaybı yaşayan Osman Şiban ile Servet Turgut’un 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşamını yitirmesine ilişkin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e soru önergesi sundu.

Kemalbay’ın Soru önergesi şöyle:

Türkiye’de hukukun, anayasal hakların ve güvencelerin hiçe sayıldığı, yasaların tanınmadığı, barış yerine çatışma siyasetinin hakim olduğu, toplumun kutuplaştırıldığı politikaların doğrudan etki ettiği kolluk güçlerinin pratiklerinin bir sonucu olarak göz altılarda işkence yaygınlaşmaktadır.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na 2019 yılının ilk 11 ayında işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle toplam 840 kişi başvurmuştur. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre ise aynı dönem içinde gözaltında ve gözaltı dışındaki yerlerde işkence ve diğer kötü muameleye uğradığına dair başvuran kişi sayısı 830’dur. Tüm bu işkence ve kötü muamele ile ilgili olarak yapılan başvurular ne yazık ki sonuçsuz bırakılmakta, etkin bir soruşturma yürütülmemekte ve sorumlular cezalandırılmamaktadır. Ayrıca idari makamlarının olayın üstünü örtme ve gerçeği çarpıtma yönündeki yaklaşımları ile yargı makamlarının cezasızlık politikasındaki ısrarları bu ve benzeri saldırıları körüklemekte, hatta teşvik etmektedir.

15 Temmuz 2016’da yürürlüğe giren OHAL’den sonra BM tarafından hazırlanan raporda;  polis, jandarma ve diğer güvenlik güçleri ‘gözaltında işkence ve kötü muameleyle’ suçlanmakla beraber, ‘feci şekilde dövme, cinsel saldırı, elektrik verme, CIA’in meşhur suda boğulma hissi yaratan ‘waterboarding’i gibi işkence yöntemlerinin kullanıldığı’ iddiaları da yer alırken resmi olarak “işkenceye sıfır tolerans” söylemini dilinden düşürmeyen iktidar BM raporu için “metnin bir anlam ifade etmediği” açıklaması yaparak inkar yoluna gitmiş ve sorumluluğu bir kez daha üstünden  atmıştır.  

İnsanlık onuru ile bağdaşmayan  işkence uygulamaların ve kolluk güçlerinin haksız ve keyfi muamelelerinin en son örneği Van ili Çatak ilçesinde 11 Eylül’de askerler tarafından gözaltına alınan, kendilerinden iki gün boyunca haber alınamadıktan sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yoğun bakım ünitesinde oldukları ortaya çıkan Osman Şiban ve Servet Turgut’un raporlar ile yüksek bir yerden atıldıklarına dair iddialardır. Operasyona çıkan askerler tarafından gözaltına alınan Osman Şiban ve Servet Turgut’un tıbbi durumlarına göre, kendilerine ağır işkence edildiği basında yer almıştır. Osman Şiban hafıza kaybı yaşarken,  Servet Turgut ise 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 30.09.2020 tarihinde yaşamını yitirmiştir.  Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın diyor Albert Camus. Bu ülkede bir insan kolluk güçleri eliyle helikopterden atılarak öldürülmüştür!

Osman Şiban’ın epikriz raporunda, “helikopterden düştüğü” ve  “yüksekten düşme” şikayetiyle Emniyet güçleri tarafından hastaneye getirildiği belirtilmiştir.

11 Eylül 2020 tarihinde tarlalarında ot biçerken hiçbir gerekçe sunulmadan, avukatlarına ve ailelerine bilgi verilmeden devlet adına görevlendirilmiş kişilerce gözaltına alınan iki yurttaşın gözaltında ağır işkenceye maruz bırakıldıktan sonra helikopterden atıldıkları iddiası doktor raporu, avukat beyanları ve görgü tanıklarının ifadeleri ile açığa çıkmasına rağmen bugüne kadar bir soruşturma dahi açılmamıştır. Van Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklama ile her zamanki gibi gözle görünen işkence iddiaları yalanlanmıştır. Epikriz raporu, mağdurun beyanı, görgü tanıklarının,  aile ve yakınlarının ifadelerine rağmen Valilik tarafından yapılan açıklamalar gerçeklerle örtüşmemektedir.

Osman Şiban ve Servet Turgut’a yönelik  “usulüne uygun muhafaza altına alındılar” şeklinde traji komik bir açıklama ile kaçarken “kayadan düştükleri”, Şiban ve Turgut’tan 2 gün boyunca haber alınamamasına rağmen “gözaltı” sürecinin mevzuata uygun yürütüldüğü şeklindeki valilik açıklamaları inandırıcılıktan uzak olmuştur. 

Bu bağlamda;

  1. Devletin işkence yasağı ve yaşam hakkını korumakla yükümlü olmasına rağmen kolluk kuvveti marifetiyle Servet Turgut’un yaşamını yitirmesine,  Osman Şiban’ın ise ağır sağlık sorunları yaşamasına neden olan bu insanlık suçunun failleri hakkında bugüne kadar neden herhangi bir işlem başlatılmamıştır?
  2. Servet Turgut’un ölümüne, Osman Şiban’ın ağır yaralanmasına sebep olan kolluk güçlerinden hukuk önünde hesap sorulacak mıdır?
  3. Servet Turgut cinayeti faili meçhul olarak mı kalacaktır?
  4. İki ülke yurttaşının ağır işkence görmesi ve sonrasında helikopterden atılması ile yaşanan ve Servet Turgut’un yaşamını yitirmesine Osman Şiban’ın ise ağır sağlık sorunları yaşamasına neden olan bu insanlık suçu ile ilgili olarak kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılacak mıdır?
  5. Osman Şiban ve Servet Turgut hangi gerekçeyle alınarak helikoptere bindirilmiştir? Haklarında herhangi bir gözaltı kararı bulunmakta mıdır?
  6. Osman Şiban ve Servet Turgut’a işkence yapıldığı ve helikopterden atıldıkları bilgisi tarafınıza ulaştırılmış mıdır?
  7. Osman Şiban ve Servet Turgut’a işkence uygulayan kolluk görevlileri hakkında herhangi bir idari ve adli soruşturma başlatılmış mıdır?
  8. Osman Şiban ve Servet Turgut’a işkence uygulayan kolluk görevlileri hala görevde midir? Görevdeyse, neden hala görevden alınmamıştır?
  9. Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 8. Maddesinde yer alan  “Muhafaza altına alınmak amacıyla kişinin yakalandığı, istediği kanunî yakınlarına derhâl bildirilir.” hükmü uyarınca aileye neden bilgi verilmemiştir?
  10. Köylülerin ifadeleri doğrultusunda sabah altı gibi askerlerin köye köylüleri meydana toplayıp ‘Acımız var, öfkemizi sizden çıkaracağız, köyünüzü yakacağız’ dedikleri görgü tanıklarınca beyan edilmiştir. Bu hukuksuz ve insanlık dışı uygulamanın sorumlularına yönelik herhangi bir araştırma, soruşturma başlatılmış mıdır? 
  11. Hastaneden ailenin rızası olmamasına rağmen taburcu edilen Osman Şiban’ın hakkında resmi gözaltı kararı olmamasına rağmen onlarca kolluk kuvveti ile evine baskın yapılarak gözaltına alınarak Askeri Hastaneye götürülmesindeki hukuksuz ve keyfi uygulamanın dayanağı nedir?
  12. Son 10 yıl içerisinde işkence suçu nedeniyle yargılanan, tutuklanan, hüküm giyen ve görevden alınan kolluk kuvveti sayısı kaçtır?
  13. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi,   işkence yasağına karşı ulusal ve uluslar arası mevzuatın uygulanabilmesi adına Bakanlığınızca herhangi bir çalışma yürütülmesi düşünülmekte midir?
  14. Mensubu olduğunuz iktidar partisinin “işkenceye sıfır tolerans” sözleri ile anlatmak istediği nedir? Yaşanan somut işkence ve cinayet ortadayken ve hala hiçbir soruşturma, görevden alma, işkencenin üstüne gitme pratiği yaşanmamış iken  bu söylem neden kullanılmaktadır?
  15. İnsanlık suçu işkencenin Türkiye’de sistematikleşmesine yönelik gelişmelere son vermek ve işkenceyi sonlandırılmak için hangi önlemleri alacaksınız?

Haber Merkezi

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.