IRKÇI VE FAŞİST SALDIRILAR ARTMAKTADIR!
Ülkemizde ırkçı faşist saldırılar yeni değildir. Her dönemde, bazen dini ve milliyetçiliği kullanarak devleti eliyle sürdürülmüştür. Türk devletinde hiç bir zaman demokrasi ve hoş görü toplum kültürü oluşmamıştır. Her dönem tek devlet, tek din,tek dil tek bayrak zihniyeti ile yönetilmiştir. Coğrafya üzerinde yaşayan azınlıklara karşı hep bölücü ötekileştirici davranılmıştır.
100 yıllardır bu ırkçı saldırılar süregelmiştir. Ne zaman ki, iktidarlar ekonomik ve siyasal bunalıma düşse!
İçerde kendine karşı gelişen toplumsal mücadeleyi durdurmak için ya savaş tamtamlarına sarılmış ya da içeride dini ve milliyetçi duygularla sarılmıştır.
Vatan millet sakarya edebiyatını körükleyerek bu coğrafya üzerinde yaşayan diğer halklara karşı linç politikaları üzerinden katiamlar düzenlemiştir.
Bu topraklar üzerinde yaşayan, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler ve Kürtler, Hristiyanlar,Süryaniler, Aleviler her dönemde faşist ırkçıların hedefi olmuştur.
5 Eylül 1955’te Selanik’te Atamızın evini bombaladılar yaktılar, yıktılar bahane ederek devlet organizeli İstanbul Taksim’de 100 bin kişilik Kıbrıs Türk cemiyeti Miting düzenlenmiş ardında ırkçı faşist saldırılar yapılmıştır.
6-7 Eylül olayarı önceden tesbit edilen evlere,işyerlerine,Kiliselere, Sinangoglara okullara karşı linç saldırısı düzenlenmiştir. İki gün devam eden linç saldırı sonrasında 4214 ev 1004 işyeri 73 Kilise, 1 Sinangog, 2 Manastır, 26 Okul fabrika 5317 Tesis hedefi ile tahrip edilir. 300 kişi yaralanır ve 11 kişi ölmüş ve Matbalar, Gazetelerde saldırının hedefi olmuştur. 6-7 Eylül olaylarının hesabını vern oldumu? Hayır.
Türkiye’de her dönem sağcı muhafazakarlar iktidarlar olmuştur. Turancı, İslamcı, Milliyetçi faşist anlayışlar her dönemde hükümette ve devletin içinde yer almışlardır.
İki kutuplu dünyada Kapitalist emperyalist sistemi destekleyerek Sovyet Sosyalist sisteme karşı olmak içinde. İçerde yeni bir düşman seçilerek ”Komünizme” karşı mücadele dernekleri kurularak her kış gelişinde bu sonbaharda Komünizm gelebilir diye faşist beyinler ve militanlar milis gücü oluşturdular.
Sınıfsal mücadelenin gelişimi karşısında işyerlerine sendikaların örgütlenmesini engellemek için MHP’nin faşist militanlar devlet desteği ile her zaman işçi düşmanlığı yaparak işverenlerin, patronların safında yer almışlardır.
Bu faşist ve milliyetçi anlayışlar öyle ”Vatan” severler ki, İstanbul Dolmabahçe’ye ABD’nin 6 filoya ait gemiler demirlerken seslerini çıkarmamışlar.
Deniz Gezmiş ve devrimci arkadaşları ABD askerlerini denize dökerken, Faşistler ve Milli Türk Talebe Birliği ise orda devrimcilere saldırmışlardır bu faşist zihniyetin Emperyalizme karşı vatan savunma anlayışları böyledir. İşte bunlar şimdi yine İktidardadır.
70 döneminde ne kadar işçi emekçilerin ‘Direnişleri Grevleri ” olmuşsa devlet desteği ile faşist ve milliyetçiler sınıfsal mücadelenin karşısında işçi düşmanlığı yapmışlardır. İşçilerin Grev ve direnişlerine karşı işçi ve emekçileri öldürmüşlerdir.
1977 1 Mayıs’ın da Taksimde devlet faşist işbirliği ile kaliam yapılmıştır. 1978’de Maraş olayların da devlet desteği ile faşistler Alevi, Kürt, Devrimcileri acımasızca kalt etmişlerdir.
Malatya olaylarında Çorum olaylarında aynı biçimde Alevi oldıkları için ırkçı faşistler tarafından öldürülmüştür.
Sivas katliamını yine dinci ırkçi faşist güçler tarafından organize edilerek orda sanatçılar, akademisyenler, Alevi ve devrimci kimliklerin den dolayı 33 insanı diri diri vahşice yakarak öldüren bu zihniyet aynıdır.
Kürt illerini yakıp, yıkan katliam düzenleyenler yine ırkçı faşist zihniyet anlayışın ta kendisisdir.
Kürtçe Türkü ve şarkı söylediği ve Kürtçe ana dilini konuştuğu için ırkçı faşistlerin saldırıları sonuncu öldürülen insanları unutmak mümkün mü?
Mardin’den Sakarya’ya findık toplamaya giden mevsimlik işçilere kadın çocuk demeden ırkçı faşist saldırı ile linç edilerek darp edilerek dövülen! İnsanlar sadece Kürt olduklarından ve işçi yoksul olduklarından dolayı linç edilmiştir.
Devlet ve iktidar ırkçı faşist her linç saldırında olduğu gibi olayın üstünü örtmeye linç edilenleri suçlamıştır. Böylece ülkemizde ırkçı faşist saldırılar artarak devam etmektedir.
Bu ırkçı faşist saldırılar karşısında susmak değil? Artık ırkçı faşizme karşı örgütlenerek dur demek! İçin insanım diyen herkesin örgütlenmesi mücadele etmesi gerekir.
Dünde hedefte; Ermeniler, Rumlar, Hristiyanlar, Aleviler,Kürtlere Devrimci, demokratlara karşı iktidarların desteği ile ırkçı faşist saldırılar düzenleyerek linç ediyordu. Bugünde hızını kesmeden devam etmektedir.
Tek çıkış yolu ise Faşizme karşı birleşik cephe için örgütlenmelidir. Aydınların imzası ile bu ırkçı faşist saldırılar tek başına durmaz! Tüm tüm toplumsal sivil muhalefetin örgütlü mücadelesi ile yok olacaktır.
Kahrolsun Irkçılık ve Faşizm!
7.9.2020
Mehmet Özcan