Kılıçdaroğlu: Demirtaş bu iddianameleri madalya olarak takacak

Kılıçdaroğlu: Demirtaş bu iddianameleri madalya olarak takacak
Yayınlama: 23.09.2020

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Halk TV’de Şirin Payzın’a gündem başlıklarını değerlendirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında bugün hazırlanan ve 3 yıl hapsi istenen iddianameye ilişkin, “Selahattin Demirtaş, bu iddianameleri alacak madalya olarak takacak” dedi.

Halk TV’de Şirin Payzın’ın sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu üzerinden yürütülen “Atatürk” tartışması hakkında da “İster Gazi Mustafa Kemal diyin, ister Atatürk; bunlar aynı şey zaten” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı adayı ile ilgili eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e teklif götürmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Abdullah Gül Türkiye siyasetinin önemli bir ismi, bunu kabul etmek gerekir. Ben bir soruya cevaben, ‘Neden Abdullah Gül’den korkuyorlar?’ dedim. Sonra kıyamet koptu. Bizim şu anda bir adayımız yok. Böyle bir teklif yok” dedi.

‘SARAYIN SAVCISI’

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın düğününün ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bir savcı evlenebilir, evliliği kutlanabilir. Ama bir savcı evlenip soluğu Saray’da alamaz. Cumhuriyet yalnızca savcıların unvanında kullanılır. Eğer Saray’ın savcısıysanız Cumhuriyet Savcısı ünvanını kullanmayacaksınız” açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:

“İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturup Türkiye’nin güvensiz olduğunu itiraf etmek enteresan bir şey. Tam tersine Türkiye’nin terörden temizlenmesi gerektiğini ifade edebilirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı bir karar üzerinden hedef alıyorsa zaten demokrasiyi içselleştirmediğini gösterir bu.

Bir kişi televizyonlara çıktı ve bir dini akımın silahlandığını ifade etti. Savcılığın daveti olursa bu bilgileri vereceğini söyledi. Bu ülkenin istihbaratı yok mu?  Bu insanlar silahlanırken devlet neredeydi? Bunları kim koruyordu? 15 Temmuz sonrası kaybolan silahlar olduğunu da biliyoruz. Bu silahlanma ileride ciddi bir sorun oluşturabilir. Gücünü akıldan değil de silahtan alanlar başarılı olamazlar. Gücünüzü demokrasiden yana kullanıyorsanız korkmayacaksınız. MİT kimin silahlandığını, nerede ne konuştuğunu biliyor. Ben güvenlik güçleri içinde ağırlıklı grubun Türkiye’nin çıkarlarını öncelikli görenler olduğuna inanıyorum. Bunların yanında Saray’ın talimatlarını öncelikli gören ve bu sayede yükselenlerin de olduğunu biliyorum.

‘ERDOĞAN’IN AVUKATLARI KÜLLÜK İSTEDİĞİNDE AYAĞA KALKAN HAKİMLER VAR’

Bütün yargıçların hukuka ve vicdana göre görev yapmalarını isterim. Hepsi böyle değil maalesef. Saray’dan, hatta Erdoğan’ın avukatlarından talimat alan savcı ve hakimler de var. Erdoğan’ın avukatları sigara küllüğü istediğinde, ayağa kalkıp getiren yargıçlar var.

Bir savcı evlenebilir, evliliği kutlanabilir. Ama bir savcı evlenip soluğu Saray’da alamaz. Cumhuriyet yalnızca savcıların unvanında kullanılır. Eğer Saray’ın savcısıysanız Cumhuriyet Savcısı ünvanını kullanmayacaksınız. Erdoğan’ın avukatlarının önünde ‘hazırol’da bekleyen savcılar olduğunu da biliyoruz.

Selahattin Demirtaş bey, bu iddianameleri alacak madalya olarak takacak. Savcılar da eleştirilir. Talimatla iddianame düzenlerseniz, ya da birilerinin talimatıyla yıllarca iddianame hazırlamazsanız o ülkede adalet kalmaz.

‘CHP’NİN OY ORANI’

CHP oylarını arttıramıyor demek haksızlık olur; ama yeterli bir artış olmadığı konuşulabilir. CHP’nin toplumun bir kesiminde mesafeli olunması gerektiği düşünülen bir kanaat var. CHP’nin toplumdan kopuk olduğu gibi yanlış algılar var. Biz toplumla en yakın, en sıcak ilişkiyi kurmaya çalışıyoruz. Biz söylemlerimizde samimiyiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi gerektiğini biz söylüyoruz. Eğitim sisteminin çağdaşlaşması gerektiğini de biz söylüyoruz. Adalet sistemindeki sorunları da biz söylüyoruz. Yıllarca CHP’ye yönelik oluşturulmuş yanlış bir algı var, bunu da değiştirmeye çalışıyoruz.

‘İSTER ATATÜRK DEYİN İSTER GAZİ…’

İster Gazi Mustafa Kemal diyin, ister Atatürk. Bunlar aynı şey zaten. Bu tartışmalar yapay tartışmalar. Bunlar belli çevreler tarafından CHP’nin içini karıştırmak için körükleniyor. Karışmaz. CHP’nin ilkeleri, programı var. Ülkenin sorunlarını çözmek için bir kabiliyeti var. Bizim sorunumuz, doğruya doğru kitlelere kendimizi anlatmak. Kendini iktidara eklemlemiş medya bize yer vermez. Toplum bölündü, bu da iktidarın işine geliyor. Ekonomik sorunlar çok ciddi. Halk da görüyor bunu görüyor. Ayasofya dediler, ne oldu? Canan hanım bizim il başkanımız elbette yanındayım. Canan hanımın, Atatürk’ü sevmemesi mümkün mü? Bu tartışmalar Türkiye’nin, İstanbul’un gündeminde değil. Türkiye’de işsizlik, yoksulluk, uyuşturucu sorunu var.

Partimizde üye sayılarının azaldığı doğru değil. Sürekli artıyor bizim üye sayımız. İstifa edenler olur, ölenler olur ama bizim üye sayımız sürekli artıyor. Biz seçimlerde görevlendirdiğimiz halde sandık başına gitmeyen 30 bin kişiyi de ihraç ettik. CHP üyesi olmak sorumluluk gerektirir. 

‘ABDULLAH GÜL İLE GÖRÜŞMELERİMİZ OLDU’

Sayın Ahmet Davutoğlu’nu yeni genel merkezleri münasebetiyle ziyaret ettim. Ülkenin durumunu, dış ilişkileri konuştuk. Keyifli bir konuşmaydı. İttifak görüşmeleri elbette konuşulmadı. Hayırlı olsun ziyaretinde ittifak konuşmak doğru olmazdı.

Sayın Gül, en son kız kardeşimin vefatı dolayısıyla aradı. Başka zamanlarda da görüşmelerimiz oldu. Abdullah Gül Türkiye siyasetinin önemli bir ismi, bunu kabul etmek gerekir. Ben bir soruya cevaben, “Neden Abdullah Gül’den korkuyorlar?” dedim. Sonra kıyamet koptu. Bizim şu anda bir adayımız yok. Böyle bir teklif yok. Bizim belediye başkanlarımız da görevlerini yapıyorlar, yapacaklar.”

‘YALAN MAKİNESİNE BAĞLANALIM’

Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması çağrısının ardından Kılıçdaroğlu’nun, TTB’yi ziyaret etmesine tepki gösteren MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Covid-19’la mücadele edenlerle ilgili en küçük sözüm yokken var demek müfterilik ve utanmazlıktır! Kılıçdaroğlu keşke bir yalan makinesine bağlanıp bu konuşmasını yapsaydı” sözlerine cevap veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Sayın Bahçeli’nin benim yalan makinesine bağlanmam teklifini kabul ediyorum. Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli ve ben yalan makinesine bağlanalım, kabul ediyorum. Doğru söylüyor, biz Türk Tabipleri Birliği ile aynı kökenden geliyoruz. Doktorlar hipokrat yemini ederler. Orada hiçbir farklılık gösterilmeksizin hastaları tedavi edeceklerini kabul ederler. Biz de bu ülkeyi yönetirken hiç kimsenin kimliğine bakmaksızın herkese hizmet edeceğiz”.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.