Özgürlüğe adanmış bir hayat – Mehmet Candemir

Özgürlüğe adanmış bir hayat – Mehmet Candemir
Yayınlama: 26.08.2022

BATMAN – Cezaevinde katledilen Kürt siyasetçi Mehmet Candemir, halkın özgürlüğü için her şeyi göze alarak 40 yıl önce çıktığı yolda, birçok kez gözaltına alındı, işkence gördü, tutuklandı ve sürgünler yaşadı.  

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Batman eski İl Eşbaşkanı ve Parti Meclisi üyesi Mehmet Candemir (60), tutuklu bulunduğu Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 15 Ağustos’ta katledildi. Evli 4 çocuk babası Candemir, Kürt özgürlük mücadelesiyle küçük yaşta tanıştı. Candemir, PKK’nin öncü kadrolarından Mahsum Korkmaz (Egît) ile birlikte başladığı mücadelede, gözaltı ve tutuklamalar karşısında hiçbir zaman geri adım atmadı. 1980’li yıllarda birçok kez gözaltına alınan Candemir’in, her gözaltı süreci işkenceyle geçti. 1987 yılında Siirt’e bağlı olan Batman ilçesinde gözaltına alındı. Siirt Jandarma Komutanlığı’nda 36 gün boyunca işkence gördü, daha sonra işkenceyle anılan Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklandıktan sonra dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından siyasi gerekçelerle müebbet hapis cezası verilen Candemir, 14 yıllık tutukluluğun ardından 22 Aralık 2000’de çıkarılan yasa ile 2002 tarihinde tahliye edildi.

DAVALAR PEŞİNİ BIRAKMADI

Tahliye edildikten sonra mücadeleye devam eden Candemir, bu süre zarfında birçok kez gözaltına alınarak, hakkında birçok dava ve soruşturma açıldı. 2015 ile 2016 yılları arasında “örgüte üyeliği”, “2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’na muhalefet etmek”, “suçluyu kayırma”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “örgüte yarar sağlamak maksadıyla yağma” suçlamaları yöneltildi. Suçlamalar ilgili açılan 5 davadan beraat alan Candemir, 19 Eylül 2015’te 2911 sayılı yasaya muhalefet ettiği iddiasıyla 2 yıl ceza aldı. 2014 ile 2016 yılları arasında DBP Batman İl Eşbaşkanlığı görevini yürüten Candemir, DBP’nin 29 Mayıs 2016’da düzenlediği 4’üncü Olağan Kongresi’nde Parti Meclisi (PM) üyeliğine seçildi. 

TEKRAR TUTUKLANDI 

Batman’ın Kozluk ve Sason ilçelerinde 21 Eylül 2016’da yapılan ev baskınları sonucu “7 Haziran ve 1 Kasım seçim sürecinde ikna komisyonlarında” yer aldığı gerekçesiyle gözaltına alınan Candemir, “örgüt üyeliği” ve “örgüte yardım etmek” iddiasıyla tutuklandı. 2016’dan bu yana tutuklu olan Candemir’e, 17 Ocak 2021 tarihinde 17 yıl 6 ay hapis cezası verildi.   

BİNLER SAHİPLENDİ 

Ömrü mücadeleyle geçen Candemir, tutuklu bulunduğu Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 15 Ağustos’ta katledildi. Candemir’in Batman’da yaşayan ailesini telefonla arayan cezaevi idaresi, Candemir’in kalp krizinden kaynaklı kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiğini ileri sürdü. Candemir’in cenazesi, Batman Asri Mezarlığı’nda binlerce kişi tarafından “Şehîd namirin” sloganıyla defnedildi.

‘YAŞAMI UĞRUNA ÖLECEK KADAR SEVEN BİRİYDİ’

Candemir’i “Yaşamı uğruna ölecek kadar seven biriydi” olarak tanımlayan eşi Makbule Candemir, eşinin uzun yıllar cezaevlerinden kaldığını ve kendisini ise cezaevlerinin kapılarını aşındırdığını söyledi. Makbule Candemir, “Eşim tutuklandığında; Ali 2, Zeynep 3,  Mahsum 1 yaşındaydı. İlk gözaltına alındığında 36 gün boyunca ağır işkenceden geçirildi. Artık arkadaşları ona kaşıkla su verebiliyordu. Ardından çıkarıldığı mahkemede 36 yıl ceza verildi. Diyarbakır, Erzincan, Ceyhan, Siirt, Muş, Varto, Bismil gibi cezaevlerinde dolaştırdılar. 15 yıl kaldıktan sonra tahliye edildi ancak baskılar bitmedi” dedi.  

YAŞAMI CEZAEVİNDE GEÇTİ

Candemir, eşinin büyük bir zulüm gördüğünü belirterek, “En son geçen ay görüşe gittik ve 45 dakika görüşebildik. Cezaevi hasta olup olmadığına dair bir bilgi paylaşmadı. Sadece yaşamını yitirirken kalp krizi geçirdiği bilgisi verildi. Kalp krizi geçirdiği zaman ya da hastaneye götürüldüğü zaman bize bilgi verilmesi gerekirdi. Ancak haber verilmedi. En son telefon açtıklarında eşimin kalp krizi geçirdiğini ve anjiyo olduğunu söylediler. Ne çocuklarına ne de torunlarına doyabildi, hep yaşamı cezaevinde geçirdi. Onun verdiği onurlu mücadeleye çocukları, torunları ve yoldaşları devam edecek. Halk için mücadele verdi. Halkının özgür olması için her şeyi göze aldı. Bir gün olsun dahi pişman olmadı. Hep ‘daha nasıl iyisini yapabilirim’ arayışındaydı” ifadelerini kullandı. 

GERİ ADIM ATMADI

Candemir’in oğlu Ali Candemir ise, “Küçüklüğümüzden beri zamanımız hapishane yollarında geçti. Başımız diktir bizim. Çünkü babam onurlu bir yerde mücadele etti ve bu yola yaşamını verdi. Babamın yanında yılmak yoktu, onun yanında hep yaşamı inşa etme vardı. Dili ve kimliği için hep mücadele verdi. Biz babamıza doyamadık; ömrü hep hapishanede ve işkencelerde geçti. Hiçbir zaman geri adım atmadı” diye anlattı.

SON GÖRÜŞMESİNİ ANLATTI

Ali Candemir, cezaevlerinde yaşanan ölümlerin tesadüf olmadığını ifade ederek, babasıyla yaptığı son görüşmesini şöyle anlattı: “Babamla son olarak 26 Temmuz’da görüştüğümde, bana tutukluların tedavi edilmediklerini, hastanelere götürülmediklerini söyledi. Babam kendisine ilişkin aileye kolay kolay bir şey anlatmazdı. Demek ki, durumu dayanılmayacak bir aşamaya gelmişti.” 

SON NEFESİNE KADAR MÜCADELE 

Mehmet Candemir’i anlatan kardeşi Ahmet Candemir, ağabeyinin verdiği mücadelenin önemine değinerek, son nefesine kadar mücadeleyi sürdürdüğünü söyledi. Tüm engelleme girişimlerine rağmen cenazeye binlerce kişinin katıldığını, 3 gün süren taziye süresi boyunca kitlesel ziyaretlerin olduğunu söyleyen Ahmet Candemir, “Bu sahiplenme ağabeyimin verdiği mücadelenin yansımasıydı” dedi. 

ÖLÜMÜ ŞÜPHELİ

Ağabeyi Mehmet Candemir’in ölümünün “şüpheli” olduğunu belirten Ahmet Candemir, “12 Ağustos günü beni aradı. Bana ‘Evde misin, müsait misin’ diye sordu. Ben de dükkânda olduğumu söyleyince ‘Eve git 19.30-20.00 arasında seni arayacağım. Çocuklarla da konuşmak istiyorum. Kriz geçirmişim, durumum iyi, eve geçtiğinde konuşuruz’ dedi. 19.30 gibi evdeydik, aradı, telefonun hoparlörünü açtım ve yaşadıklarını anlattı: ‘Elim uyuşuyordu, terleme vardı. O terlemeden dolayı arkadaşlar idareyi aradı. İdare geldi, beni hastaneye kaldırdılar. Damarımın yüzde 95’inin kapalı olduğunu söylediler ve anjiyo yaptılar. Şu an iyiyim’ dedi. 15 Ağustos günü ise yaşamını yitirdiği haberi bize verildi” diye konuştu.

Şüpheleri kuvvetlendiren gelişmelerin yaşandığını dile getiren Candemir, “Elimizde hastane raporları yok. Gerçekten damarının açılıp açılmadığını da bilmiyoruz. Adalet Bakanlığı’na şikâyette bulunacağız. İlk kalp krizi geçirdiğinde, cezaevi bizi arayıp haber vermedi. Anjiyo olduktan sonra üç gün hastanede kalıyor. Üç gün boyunca bizi hiç aramadılar. Kendisi anjiyodan çıktıktan sonra bizi arıyor, bilgilendiriyor. Refakatçisi de yok. Belki de yanlış ilaçla tedavi edildi, belki damarları açılmadı, bilmiyoruz. Kuşkuluyuz” dedi. (MA)