230 STK avcılığın yasaklanmasını istedi: Öldürme spor konusu olamaz

230 STK avcılığın yasaklanmasını istedi: Öldürme spor konusu olamaz
Yayınlama: 04.10.2020

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde bir araya gelen 230 sivil toplum kuruluşu, avcılığın yasaklanması çağrısı yaptı.

Hayvan hakları dernekleri, çevre dernekleri ve kent konseyleri başta olmak üzere 230 sivil toplum kuruluşu, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde bir araya gelerek ortak çağrı yaptılar. Öldürmenin spor, turizm hobi veya ihale konusu olmayacağını belirten sivil toplum kuruluşları “avcılığın yasaklanması” gerektiğini vurguladılar.

Ortak çağrı metninde dünyayı tüm canlılarlar birlikte paylaştığı belirtirken, “Ormanlar, dağlar, dereler hepimizin yaşam kaynağı ve hepimizin yaşamı birbirine bağlı. Bu nedenle haklarını bizim dilimizde ifade edemeyen tüm canlıların sesi olmak için bir aradayız” denildi. 

‘VURMA BENİ’

230 kuruluş, internet üzerinden ‘Vurma Beni’ diyerek Tarım ve Orman Bakanlığı’nın avcılığı tamamen yasaklaması için binlerce doğa severin desteğiyle bir imza kampanyası başlattı. 

Yaban hayatı kökenli hastalıkların yaygınlaşarak salgın hastalıklara dönüştüğünü, avlanmanın artık bir ihtiyaç olmaktan casinolife2d.com çıktığını ve biyoçeşitliliği azalttığını belirten 230 kuruluş, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün öncelikli görevinin hangi hayvan türünün ne kadar avlanacağından çok yaban hayvanlarını korumak olması gerektiğini vurguladı. 

230 kurum için konuşan ve Türkiye’de ilk yaban hayatı uzmanlarından olan Tansu Gürpınar, Türkiye’nin eski dünya kıtaları olarak adlandırılan Asya, Avrupa ve Afrika arasında doğal bir köprü konumunda olduğunu belirtek, “Ayrıca dünyanın en büyük kıtası olan Asya’nın özelliklerini kendi ölçeğinde sergilediği için Küçük Asya ismini almıştır. Bu nedenlerden ötürü Türkiye doğası tam anlamıyla emsalsizdir. Yaşadığımız coğrafya bitki ve hayvan varlığı yönlerinden zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir” diye konuştu. 

‘TÜRKİYE GEN NERKEZİDİR’

Gürpınar, Türkiye’nin aynı zamanda kültür bitkilerinin yabani atalarının yer aldığı dünyanın en önemli gen merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, “Bu zenginliğimiz dikkatle ve özenle korunmalıdır. Orman yangınları, sulak alanların kurutulması, çarpık yapılaşma, zirai zehirlerin aşırı kullanımı biyolojik çeşitliliğimize zarar vermektedir. Özellikle sayıları azalmış olan hayvan türleri üzerindeki avlanma baskısı zaten yaşama alanları daralmış olan bu varlıklar üzerinde ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu baskının büyük kısmının yasalara ve kurallara uymadan avlananlardan kaynaklandığı biliniyor” dedi. 

“Düşünün ki çocuklarımız hiç üveyik sesi duymadan, geyik, karaca, ceylan görmeden büyüyebilir” diyen Gürpınar, şöyle konuştu: “Böyle bir şeyi bu ülkede bir kişinin bile isteyeceğini sanmıyorum. Bir araya gelen 230 kurum arasında konularında uzman birçok kuruluş ve kişiler var. Bilimsel verilerle ortaya konan bu gerçeklerin göz ardı edilmeyerek Türkiye doğasının daha iyi korunması için mevcut Kara Avcılığı Kanunu’nda gereken yeni düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir.” (ANKA)

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.