Batman Sivil toplum örgütleri ‘Barış’ için bir araya geldi

Batman Sivil toplum örgütleri ‘Barış’ için bir araya geldi
Yayınlama: 01.09.2022

Batman’da 1 Eylül dünya barış günü etkinlikleri kapsamında İHD öncülüğünde açıklama yap

İnsan Hakları Derneği Batman şubesi öncülüğünde bir araya gelen sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri 1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bir çok işçi sendikası, esnaf odası ve sivil oluşumun imzacı olduğu açıklamaya HDP, DEVA, Saadet, CHP ve Gelecek partilerinden temsilciler katıldı.

Açıklama için hazırlanan metni İHD Batman Şubesi Eş Başkanı Rumeysa Deniz Kaya okudu.

Okunan açıklamada “Dünya Barış Günü olarak kutlanan 1 Eylül vesilesiyle barışın egemen olduğu bir dünyada yaşamak istediğimizi birkez daha belirtmek istiyoruz. Barış hakkı, bir insan hakkıdır.
Birleşmiş Milletler, 1945 yılında kabul ve ilan edilen BM Şartı ile kurulmuştur. Şartın giriş
bölümü ile 1 ve 2. Maddelerinde Birleşmiş Milletler’in barış ile insan hak ve özgürlüklerine saygıyı
güçlendirme amacı vurgulanır. BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin başlangıç maddesi ile 28.
maddesinde barış ve barışın temellendirileceği uluslararası ve ulusal sosyal düzenlerin, bu bildiride yer
alan haklara ve özgürlüklere dayanması gerekliliği vurgulanır. BM Genel Kurulu, Halkların Barış Hakkına
Dair Bildiriyi Genel Kurul’un 12 Kasım 1984 tarihli oturumunda kabul ve ilan etmiştir. Bildiride barış
hakkının kutsallığı, bu hakkı korumanın ve uygulanmasını sağlamanın da devletler için bir yükümlülük
olduğu vurgulanır. BM Genel Kurulu’nun 19 Aralık 2016 tarihli kararı ile Barış Hakkı Bildirisi kabul ve ilan edilmiştir. BM İnsan Hakları Konseyi’nin 22 Haziran 2017 tarihli kararı ile de barış hakkının desteklenmesi gerektiği üye ülkelere hatırlatılmıştır.


Barış talebinin, medeni ve siyasi haklarla (yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve
güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü
vb.) olduğu kadar; ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla (çalışma hakkı, konut hakkı, sağlık hakkı, eğitim
hakkı, dil hakları) da ilişkisi bulunmaktadır. Bu metinlerdeki temel yaklaşım, barışın insan hakları ve
özgürlüklere dayalı oluşudur. İnsanlar arasındaki her türden eşitsizlikler, hakların ve özgürlüklerin
tanınmayışı, savaşların ve çatışmaların temel sebebidir. O nedenle, biz aşağıda imzası bulunan sivil
toplum örgütleri olarak her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve
özgürlüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz.


Dünyada silahlı çatışma ve savaşın etkilerinin bu kadar ağır olduğu bir ortamda insan hakları
savunucularının barış hakkını savunması ve barışın inşa edilmesi çalışmalarına katılması, aynı zamanda
güçlü bir mücadele gerektirmektedir. Türkiye’de, Kürt meselesinin inkârından vazgeçilerek bu mesele kabul edilmelidir. Kürt
meselesinin barışçıl çözümü ile Kürt kimliği ve Kürtçe’nin yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulması
gerekmektedir.


Kalıcı barış için çatışmaların durması, diyalog yollarının açık tutulması, insan hakları ve
demokrasi eksenli çözüm arayışlarına imkân sağlanması gerekmektedir. Barışın inşasına giden yolda,
insan haklarının temeli olan insan onuru, eşitlik, özgürlük ve adalet asla unutulmamalıdır.
Siyasi ve toplumsal muhalefet üzerindeki her türden baskı ortadan kaldırılarak ifade,
örgütlenme ve toplanma hakkının önündeki engeller yok edilmelidir.
Savaş ve çatışmalarda kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet vakaları maalesef çok fazla
yaşanmaktadır. Devletlerin kadına yönelik şiddeti önleme konusunda yükümlülükleri olup kadına
yönelik şiddetle mücadele ancak barış ortamının sağlanması ile mümkündür.


Türkiye’de demokrasi ve insan haklarına dayalı yeni bir toplum sözleşmesi yapılması, barıştan
ve barışı savunmaktan geçmektedir. Bunun için de ülkemizdeki demokrasi güçlerinin kararlı birlikteliği,
sürdürülebilir yeni bir barış sürecinin başlaması için en önemli güvence olacaktır.
Biz aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri olarak, Türkiye’de barış ve demokrasiden yana
kesimlerin birlikte mücadelesinin sonuç alacağı inancındayız.
Bu inançla ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için insan
hakları ve barış mücadelemizi sürdüreceğiz.” ifadeleri kullanıldı.

Okunan açıklamanın ardından beyaz balonlar uçurularak kurulan serbest kürsüde barış dair konuşmalar yapıldı.