HDP’den Şengal ve Mahmur raporu: MİT insanlara ajanlık dayatıyor, ölümle tehdit ediyor

HDP’den Şengal ve Mahmur raporu: MİT insanlara ajanlık dayatıyor, ölümle tehdit ediyor
Yayınlama: 16.02.2022

 Şengal ve Mahmur ziyaretlerine dair raporu açıklayan HDP heyeti, “MİT adına, insanlar telefonla aranıyor, ajanlık dayatması yapılıyor, yapmamaları halinde de öldürüleceklerini belirtiyorlar” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Eşsözcüsü Feleknas Uca, milletvekilleri Murat Çepni, Hasan Özgüneş ve Hüda Kaya’dan oluşan heyet Şengal ziyareti ardından parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. HDP heyeti, tarafından Şengal’e yönelik hava saldırılarında yaşanan ihlallere dair hazırlanan raporu açıkladı. Raporun Türkçesi’ni HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Kürtçesi’ni ise Uca açıkladı. Şengal ve Mahmur kampını ziyaret ettiklerini belirten Çepni, “AKP iktidarı, içeride ve dışarıda gerilim ve savaş politikalarında ısrar ederken, eşi benzeri az görülebilecek siyasal, ekonomik, sosyolojik ve ekolojik yıkımın yarattığı sonuçlar ise gün geçtikçe derinleşiyor” dedi.

‘BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK DERİNLEŞİYOR’

İktidarın, doğrudan sebebi olduğu yıkıma yönelik tek çözümün ise daha çok savaş, daha çok güvenlikçi politikalar, daha çok cezaevi, daha çok ırkçılık ve Kürt düşmanlığı olarak yansıdığını ifade eden Çepni, “Bu politikalar, sarayı ve yandaşlarını zenginleştirirken milyonlarca emekçiyi açlığa, halkları ise geleceksizliğe mahkûm ediyor. Bölgesel istikrarsızlığı derinleştiriyor. HDP olarak varlık sebebimiz; ezilen halklar adına bu sistemin karşısında durmak; eşit, özgür, demokratik, insan onuruna yaraşır yeni bir yaşamı inşa etmektir. Yalan perdesini kaldırmak, hakikati açığa çıkartmak, sorunların çözümünde inisiyatif almak bizim görevimizdir. Çünkü bu siyaset ilk önce gerçeklere savaş açar. Gerçek hapsedilebilirse her türden kötülüğün ve zulmün önü açılmış olur. HDP’nin bu mücadeleyi yürütürken maruz kaldığı saldırı ve linç kampanyalarının sebebi de budur” diye belirtti.

‘IŞİD’LE MÜCADELE YALAN’

Türkiye’nin IŞİD ile mücadelesinin göstermelik olduğunu aktaran Çepni, “Şengal ve Mahmur gezilerimiz de bu kapsamda planlandı. HDP heyeti olarak 8-12 Şubat tarihleri arasında Türkiye tarafından bombalanan Şengal ve Mahmur Kampı’na bir inceleme ziyareti gerçekleştirdik. Heyetimizin karşılaştığı en çarpıcı gerçek; Türkiye’nin IŞİD ile mücadelenin koca bir yalan olduğu ve uluslararası toplumun bu kritik meseleye karşı yetersiz kaldığıdır. Açıkça ifade etmek isteriz ki; artık dünyanın da bildiği üzere, IŞİD’in en fazla güç aldığı, güç topladığı, lojistik temin ettiği ülke, ne yazık ki Türkiye’dir. En son, basına da yansıdığı üzere, kendisini İŞİD’in Türkiye emiri olarak tanıtan bir şahıs, ülkede pek çok şehre silah gömdüklerini, yeni üs bölgelerinin Türkiye olduğunu açıkça ifade etmişti” diye konuştu.

ÊZİDÎ HALKI BOMBARDIMANA MARUZ KALIYOR

Kürtlerin elde ettiği ya da edebileceği tüm kazanımların IŞİD eliyle yok edilmek istendiğinin altını çizen Çepni, şunları söyledi: “Kuzey Suriye-Rojava’da büyük halk direnişiyle yenilgiye uğratılan İŞİD, yeniden işgal hazırlıkları yapabilmekte ve kapasitesini arttırmaktadır. Hasekê cezaevine yapılan ve 121 Rojavalı insanın yaşamını yitirdiği saldırıyı tüm uluslararası güçlerin, Türkiye, Irak ve Suriye’nin gözü önünde gerçekleştirebilmiştir. Tarih boyunca 74 Ferman’a (katliam) maruz bırakılan Êzidî halkı, 3 Ağustos 2014’te IŞİD barbarlarının Şengal’e saldırmasıyla tarihin en büyük soykırımlarından birine daha maruz kaldı. Bu kıyım sonrası binlerce Êzidî öldürülmüş, yüz binlercesi topraklarından edilmiş, en az 7 bin kadın ve çocuk, IŞİD tarafından kaçırılmış ve köle pazarlarında satılmıştır. Bugün halen 2 bin 800 Êzidî kadın ve çocuğun akıbeti bilinmemektedir. Öte yandan; Şengal’de açığa çıkarılmamış toplu mezarlar bulunmaktadır. Bu kıyımdan sonra yeniden yaşamlarını kurmak için topraklarına geri dönen Êzidî halkı, şimdi de uluslararası toplumun gözü önünde Saray Rejimi’nin hava bombardımanlarına maruz kalması, son derece çarpıcıdır.

ŞENGAL ANLAŞMASI

Hatırlatmak isteriz ki, Bağdat ile Hewlêr arasında 9 Ekim 2020’de BM, ABD ve Türkiye’nin de desteğiyle ‘Şengal Anlaşması’ imzalandı. Anlaşmadan sonra ise Şengal ile Êzidî halkı üzerindeki baskılar ve saldırılar artmaya başladı. Tüm bunların neticesinde heyetimiz, Şengal bölgesinde gözlemlerde bulundu. Şengal Özerk Demokratik Yönetimi, Şengal Özgür Kadın Hareketi, Kadın Meclisi, Şengal ŞİA Halkı Temsilcisi Seyid Mahmud, Êzidî Aşiret Meclisi, IŞİD’in işgal saldırısı sonrası halkın sığındığı Serdeşt Kampı, Şubat ayı başında Türkiye tarafından havadan bombalanan Xanasor Halk Meclisi binası, PADÊ (Demokratik Özgür Êzidî Partisi) ve IŞİD’in katlettiği 400 Êzidî’nin gömüldüğü toplu mezar ziyaret edildi.

MİT TARAFINDAN İNSANLAR ARANIYOR

Şengal’de 200 bin insan yaşıyor. Bir o kadar insan da Avusturalya, Amerika, Kanada’nın da içinde bulunduğu onlarca farklı ülkeye göç etmiş durumda. Bir kısmı da BM’nin denetiminde KDP’ye bağlı kamplarda yaşamaya mecbur bırakılıyor. Toplamda 13 kamp bulunmaktadır. Şengal halkının beyanına göre; insanların kamplardan ayrılmaları engelleniyor, dini ve kültürel açıdan yoğun bir asimilasyon politikasına maruz bırakılıyorlar. Ailelerin bir araya gelmesi zorlaştırılmakta ve parçalanmış durumdadırlar. Yaptığımız görüşmelerde bize iletilen en dikkat çekici bilgilerden biri de; MİT adına insanların telefonla arandığı, ajanlık dayatmasında bulunulduğu, yapmamaları halinde de öldürüleceklerinin söylendiği bilgisi oldu. Edindiğimiz bir diğer önemli bilgi de; Şengal Savunma Güçleri’nin Türkiye tarafından ‘terörist’ olarak görülmesine karşın, Irak devleti tarafından 80. Tugay olarak resmî bir güç kabul edilmesi ve tüm ihtiyaç ve teçhizatlarının da devletçe karşılanıyor olması oldu.

SALDIRILARA DAİR VERİLER

Irak Hükümeti’nin ve Irak Kürdistan Federal Hükümeti’nin IŞİD saldırılarından koruyamadığı, Şengal halkı IŞİD’in olası bir saldırısından korunmak ve tekrar bir kıyıma maruz kalmamak için kendi öz savunmasını oluşturmak zorunda kalmıştır. 16 Ağustos 2021’de Irak Başbakanı Mustafa Kazımi ve Şengal Özerk Yönetimi arasında resmi bir görüşme gerçekleşecekti. Ön görüşmelerden sonra Başbakan Kazımi’nin içinde olduğu heyetle buluşmaya gidilirken Şengal halkı adına görüşmeye giden heyet, TSK’ya ait hava güçlerince vurularak, heyetin sorumlusu Said Hesen ve şoförü katledilmişti. 17 Ağustos 2021’de öğle saatlerinde Skeniye köyünde hastane bombalanmıştı. Êzidî ve Arap olmak üzere 4 sağlıkçı ile 4 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmişti. Aralık ayında Şengal Demokratik Özerk Yönetimi Eşbaşkanı Mervan Bedel’in aracı evinin yakınında, kent merkezinde bombalandı. Bedel hayatını kaybetti. Araçta bulunan iki çocuğu ise yaralandı.

ÊZİDİSİZ BİR YAŞAM DAYATILIYOR

Xanesor Halk Meclisi binası 11 Aralık 2021’de bombalandı. 1-2 Şubat 2022 gecesi 21 nokta saatlerce bombalandı. Bombalanan yerler içerisinde Êzidîler açısından kutsal görülen Çılmere bölgesi de vardı. Bu saldırılar sonucu 3 kişi yaşamını yitirmişti. Sonuç olarak, Şengal’e yönelik tüm saldırılarda siviller yaşamını yitirmekte ve halk zarar görmektedir. Êzidîler bir taraftan IŞİD tehdidi altında yaşamaya çalışırken, diğer taraftan da Türkiye’nin bombalamalarına maruz kalmaktadır. Êzidîsiz bir yaşam dayatılmaktadır. Fermanlar üzerinden gerçekleştirilemeyen kırımlar, siyaset ve kirli anlaşmalar üzerinden yapılmaya çalışılmaktadır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.