HDP’li Uca: Şengal büyük bir tehdit altında!

HDP’li Uca: Şengal büyük bir tehdit altında!
Yayınlama: 17.02.2022

TSK’ye ait savaş uçakları tarafından Şengal ve Maxmur’a yönelik gerçekleştirilen hava saldırısı sonrasında yaşananları yerinde görmek için bölgeye giden heyette yer alan HDP’li Feleknas Uca, “Irak hükümeti ile görüşenler gelip Şengal’de yaşananlara baksın. Şengal halkı Türkiye’nin hedefinde” dedi.

TSK’ye ait savaş uçakları ile 1 Şubat’ta Şengal, Maxmur ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Dêrik’te bulunan sivil yerleşim yerlerine hava saldırısı düzenlendi. Saldırıda birçok kişi yaşamını yitirirken, onlarca kişi ise yaralandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Eşsözcüsü ve Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca, partili milletvekilleri Hüda Kaya, Murat Çepni ve Hasan Özgüneş, Şengal ve Maxmur ziyaretlerine dönük hazırladıkları raporu dün kamuoyu ile paylaştı. Rapora göre Şengal’de bulunan halkın MİT tarafından aranarak tehdit edildiği kaydedilirken, hazırlanan raporun ulusal ve uluslararası kurumlar ile paylaşılacağı belirtildi.

Feleknas, Şengal ve Maxmur’a gerçekleştirdikleri ziyaret ve hazırladıkları rapora ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Şengal’de ne kadar huzur bırakmışlar?’

Türkiye’nin son süreçte Şengal ve Maxmur’a gerçekleştirdiği saldırıların sıradan olmadığını belirten Feleknas, HDP olarak saldırıların karşısında olduklarını vurguladı. Feleknas, “Şengal’e yönelik saldırılar her geçen gün daha da artmaya devam ediyor. Bu saldırılar ile Êzîdî halkı yok edilerek, Şengal Êzîdîsizleştirilmeye çalışılıyor. Yaşananlar tesadüf değildir. Geçmişe dönüp baktığımızda 2014 yılında DAİŞ’in saldırıları oldu. Ancak orada da yapılmak istenenler yapılamadı. Daha sonra Hewler ve Bağdat’ın Şengal üzerinde bir anlaşması oldu. Öte yandan Irak hükümeti askerlerini Şengal’e gönderiyor. Hükümet bütün bunları ‘Şengal’in huzuru’ adı altında yapmaya çalışıyor. Ancak Şengal’de ne kadar huzur bırakmışlar? Ona değinmek gerekiyor” dedi.

‘DAİŞ’in tehditleri ile aynı’

“Geçtiğimiz aylarda Irak hükümetine ait bir tank, öğrencileri taşıyan servise saldırıyor. Saldırı sonucunda iki Şengalli katledilirken, birçoğu da yaralanıyor. Askerler büyük bir zafer elde etmiş gibi silahlarını havaya kaldırarak, mutlu olduklarını belirtiyorlar” diyen Feleknas, o fotoğrafı gördüğünde Musul ve Kobanê’yi anımsadığını ekledi. Feleknas devamında, “DAİŞ Musul ve Kobanê’ye girdiği zaman da aynı fotoğraf vardı. Bundan birkaç gün önce Irak hükümetinin bir askeri Irak bayrağını kaldırarak, halkı tehdit ediyor. ‘Bu bayrağa saygı göstermeyenlerin başını ezerim’ diyor. Yapılan tehditlerle DAİŞ çetelerinin yaptığı tehditler aynı. Bundan kaynaklı Şengal büyük bir tehdit altında. Bir taraftan Türk savaş uçakları, bir taraftan da Irak hükümeti kirli oyunları ile büyük tehlike oluşturuyor” şeklinde konuştu.

‘Şengal halkı Türkiye’nin hedefinde’

Feleknas, DAİŞ çetelerinin Şengal, Kerkûk, Bağdat ve Musul gibi kentler için hala büyük tehlike arz ettiğini kaydederek, “Geçtiğimiz günlerde bu tehlikenin en büyüğünü Hesekê’de gördük. Daha önce de Şengal’e saldırılar oldu. Halk arasında büyük bir korkuya neden oldu. Halkın çoğunluğu Şengal’den göç etmek zorunda kaldı. Ancak katliamdan sonra 200 bine yakın Êzîdî Şengal’e geri döndü. Ve katliamdan sonra Şengal’de inşa edilen bir yaşam var. Irak hükümetine bağlı askerler Şengal’i koruyamadıklarından kaynaklı halk bu kadar kırıma uğradı. Bundan dolayı Şengal halkı kendisini savunabilmek adına savunma güçleri oluşturdu. Ancak şu an Türkiye’nin hedefinde Şengal’in olduğunu görmekteyiz” ifadelerini kullandı.

‘Halk geri adım atmadı’

Şengal üzerinden pazarlıklar söz konusu olduğuna işaret eden Feleknas şu ifadeleri kullandı: “MHP, Musul’da dahil olmak üzere Osmanlı sınırlarını ele alıyor. Şengal’in jeopolitik konumu hedef gösterilmesine gerekçe oluyor. Bizler Şengal’de incelemelerde bulunurken, Türkiye’ye ait SİHA’lar, keşif uçakları geziyordu. Aynı şekilde Maxmur’da keşif uçakları dolaşıyordu. Bizler bu duruma sadece birkaç gün maruz kaldık. Peki, oradaki halk ne yapsın? Orada yaşayan çocuklar, kadınlar, yaşlılar nasıl bir psikolojide yaşasın? DAİŞ’e yönelik en büyük mücadeleyi sergileyen Şengal, Maxmûr ve Rojava hedef alınıyor. Son saldırıda doğanın tamamıyla hedef alındığını gördük. Tüm bu saldırılar karşısında halk geri adım atmadı.

‘DAİŞ’in Türkiye ile ilgili iddialarını görüyoruz’

Şengal halkı kendi kaderlerini kendileri belirlemek istiyorlar. Bizler de oraya yapılan saldırıyla kaldık. Sanki oraya incelemelerde değil de PKK kamplarını ziyaret etmişiz gibi yansıtılmaya çalışıldı. Maxmurlu annelerle çektiğimiz fotoğrafı gerekçe göstererek PKK kamplarını ziyaret etmişiz gibi gösterildi. Bu antipropaganda ile gerçeğin öğrenilmesini istemiyorlar. Ancak biz sözlerimizden ve gerçeklerden vazgeçmeyeceğiz. Hakikat ne ise söylemeye devam edeceğiz. Yakalanan DAİŞ çetelerinin Türkiye’ye dair iddialarını görüyoruz. Kendimizi kandırmamalıyız. 9 Ekim 2020 yılında Hewler ve Bağdat arasındaki Şengal Anlaşması Êzîdî halkının iradesi dışında imzalandı. ABD ve Birleşmiş Milletler’in (BM) gözlemi altında imzalanan bu anlaşma sonrasında Şengal’e yönelik saldırılar arttı.”

‘Dünya sessiz’

Şengal’e yönelik saldırılara ilişkin dünyanın sessizliğine dikkat çeken Feleknas, “DAİŞ’in yaptığı katliamdan sonra yapılanın katliam olarak tanımlanması yeterli değildir. Şengal’in geleceği için neler yapıldı? bunu tartışmak gerekiyor. Bir ülkenin sınırını ihlal etmek için NATO’nun izninin olması gerekiyor. Ancak bu neden Türkiye için uygulanmıyor? Öte yandan Başûrê Kürdistan’da birçok kişi Türkiye’ye ait telefon numaraları ile aranarak, kendilerine bilgi vermeleri için baskı yapılmakta. Hatta birçok kişiye ‘eğer bize yardımcı olmazsanız sonunuz başkaları gibi olur’ diye tehdit edilmekte. Bu da şunu gösteriyor, kapsamlı bir saldırı yapılmakta” diye konuştu.

‘Şengal’de yaşananlara bakın’

Kürtlere yönelik saldırıların sistematik bir şekilde sürdürüldüğüne değinen Feleknas son olarak şunları ekledi: “Türkiye’nin içerisinde de dışarısında da Kürtlere yönelik saldırılar her zaman devam etmekte. Meclis’te tezkereye hayır derken, dışarıda yapılan saldırılara karşı sessiz kalmak büyük bir sorundur. Şu anda Türkiye halkı yapılan saldırıları kabul etmiyor ve sindirmiyor. Bu sadece HDP’nin ses çıkardığı meselesi değildir. Tüm halkların Şengal halkı ve saldırı olan diğer yerlere sahip çıkması gerekiyor. Irak hükümeti ile görüşme gerçekleştirenler, o zaman gelip Şengal’de yaşananlara baksınlar. Bizler heyete herkesin katılmasını istedik. Muhalefete sesleniyorum; gidip o çocukların yaşadıklarını görsün.“

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.