Koronavirüs salgınına 4.5 milyon işsizle yakalanan Türkiye’de işsizlik yüzde 13.8’den yüzde 30’a çıktı.

Halka ekonomik krizin etkilerini sorduğumuz Urfa’da, 2 yıldır işsiz olan Muhammet Emin Maraşlıoğlu, cebinde 1 TL dahi olmadığını belirterek, “Ben evime bir ekmek götüremiyorum. Gelsinler halkın ne çektiğini görsünler” dedi.

İktidarın kabullenmediği, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerle normalleştirdiği, muhalefetin ise ana gündemini oluşturan “Ekonomik kriz ve hayat pahallılığı var mı?” sorusunu, Urfa sokaklarında halka sorduk. İktidar ve yandaşlarının ekonomik olarak büyüdüğünü, halkın ise küçüldüğünü belirten Urfalılar, iktidarı göndermeden ekonomik krizin düzelmeyeceğini söyledi.

Haliliye ilçesi Yenişehir Semt Pazarı’nda alışveriş yapan Fethi Badıllı, doların yükselmesinin kendilerini olumsuz etkilediğini belirtti. Badıllı, “Geçen sene gönül rahatlığıyla alışveriş yaparken, şimdi hiçbir şey alamıyoruz. Geçen sene 100 TL ile pazar alışverişi yaparken, şimdi 200 TL yetmiyor. Her şeyin fiyatı yüzde yüz arttı” dedi. Badıllı sorunun çözülmesi için gıda fiyatlarının indirilmesi gerektiğini belirtti.

Aynı pazarda uzun yıllardır esnaf olan Halil Yüksekyayla da kimsenin alışveriş yapamadığını söyledi. Alışveriş yapanların fiyatlardan şikayetçi olduğunu belirten Yüksekyayla, “Artışın nedeni tarımda girdi fiyatlarının artması. İlaç, gübre, mazot fiyatı aldı başını gidiyor. Girdi fiyatları biran önce aşağıya çekilmeli. Her yerde fiyatlarda bir artış var. Bir litre sıvı yağ alıyorsun, o bittiğinde bir dahakini alırken zamlı alıyorsun. Nakliye fiyatları da çok arttı. Geçen sene Mersin’den 5 bin TL’ye yapılan nakliyat, şuan 7 bin TL. Biran önce çözüm noktasında düzenlemeler yapılmalı” diye konuştu.

HAYAT PAHALLILIĞI

Bir diğer pazar esnafı Mahmut Kaçan da, fiyatlardaki yükselişin nedeninin iktidar tarafından komisyonculara bağlanmasını eleştirerek bunun doğru olmadığını belirtti. Çiftçilerin de mağdur olduğunu söyleyen Kaçan, “Sadece sebze ve meyve değil, maalesef hayat da pahalandı. Devlettin çözüm noktasında buna bir el atması gerekiyor. Akaryakıt insin, iş alanları açılsın. Çiftçiye destek olunursa, ancak fiyatlarda düşüş olur” dedi.

CEBİNDE BİR TL YOK!

Atatürk Bulvarı’nda mikrofon uzattığımız iki yıldır işsiz olduğunu belirten Muhammet Emin Maraşlıoğlu, herkesin geçim derdine düştüğünü, işsizliğin başını alıp gittiğini söyledi. Büyük bir felaketle karşı karşıya olduklarını dile getiren Maraşlıoğlu, sorunlarını şu sözlerle anlattı: “Ben evime bir ekmek götüremiyorum. Gelsinler halkın ne çektiğini görsünler. Binlerce fakir fukara var. ‘Pandemi var, iş yok’ diyorlar. Tamam pandemi var ama ben açım. Cebimde bir TL yok. İŞKUR’a gidiyorum ‘Bugün git yarın gel’ diyorlar. Sosyal yardımlaşma yardım vermiyor. Benim bir tane yorganım bile yok. Milletvekilleri neden halkın sorunlarını dile getirmiyor. Nerde kebaplar, baklavalar varsa balıklama atlarlar, sonra seçim geldiğinde ‘biz sizin için varız’ derler.”

‘BAŞKANLIK SİSTEMİ’ ELEŞTİRİSİ

Özel halk otobüsünde şoför olan Mehmet Kosovalı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Başkanlık sistemi geldi mi her şey düzelecek” sözlerini hatırlatarak, şunları söyledi: “Beyefendi dedi ‘Bana müsaade edin her şey değişecek’ değişti de. Dolar, Euro, altın nereyi buldu. Biz evimize ekmek götüremiyoruz. Mazotun litresi 8 TL oldu. Ekonomi nerede, ekonomi çöktü. Buradan Cumhurbaşkanımıza ekonomiyi düzeltin diye sesleniyoruz” dedi.

‘MAKARNAYA KANMAYIN’ ÇAĞRISI

Ahmet Demir de eşinin kendisinden mutfak için istediğinde satın alamadığı için eve mahçup gittiğini söyledi. Eskiden asgari ücretin az, fakat paranın değerinin yüksek olduğunu belirten Demir, “Az olan asgari ücret ile daha fazla şey alabiliyorduk. Bugün mutfağa sıvı yağ almam gerek ama parasını daha tamamlayamadım. Eskiden benim evimde 4-5 çeşit farklı yağ olurdu ama şimdi bir litre yağ alamıyorum. Sadece uçan kuşa borcum yok, o da garibim yere konmaya korkuyor. Bu krizin çözümü için işinin ehli olan birinin başa gelmesi gerek. AKP artık sorunları çözemiyor. Seçimi bekliyoruz. Eğer seçimlerden önce garibanlara 100-150 TL’lik bir koli vererek kandırmazlarsa çözüm kendiliğinden gelir. Çözüm o koliyi kabul etmemek. Bir poşet makarnayı kabul etmediğimiz zaman çözüm gelir” diyerek seçimlere işaret etti.

‘SUÇUMUZ AKP’YE OY VERMEK’

Haşimiye Meydanı’nda mikrofon uzattığımız engelli çocuğu olduğunu belirten Atilla Demir, 6 senedir işsiz olduğunu söyledi. “Torpil” ve “insan kayırmanın” Urfa’da çok olduğunu dile getiren Demir, “Torpilli olan, muhtarın akrabası ve de yeğenleri fayda görüyor, biz fakiriz fayda görmüyoruz. Haliliye Belediyesi’ne bakın fakir bir insan varsa bana söyleyin. Başkan nerede tanıdık, ona yakın, encümenlerin akrabası varsa onları işe sokuyor. Ben işsizim ve de açım. Burada zengin zengindir, fakir ölmüştür” dedi.
“Tek suçumuz AKP’ye oy vermek” diyen Demir, bir daha AKP’ye oy vermeyeceğini söyledi.

Haşimiye Meydanı’ndaki Tarihi Kapalı Çarşı’da alışveriş yapan Mahmut Kılıç da fiyatların pahalılığından dert yandı. Eskiden ürünlerin ucuz ve tek fiyat olduğunu belirten Kılıç, şimdi ise herkesin serbest piyasa kurarak kafasına göre zam yaptığını söyledi.

‘AKP GİDECEK BAŞKA YOL YOK’

Balıklıgöl Platosu’nda mikrofon uzattığımız ismini vermek istemeye bir yurttaş ise, “Gidecekler, gidecekler başka yol yok. Mevcut iktidar gidecek bunun ötesi yok. İnsanları yalanla dolanla bir yere kadar getirdin. 19 senedir insanların emdikleri süt burnundan geldi. Bunun tek çözümü de kazasız belasız sandık gelir ve herkes hak ettiğini alır” dedi. Ekonominin her geçen gün kötüleştiğini belirten yurttaş, devamında şunları söyledi: “Bugün tek yönetimli iktidarlardan parlamenter sisteme acil geçilmesi lazım. Geçmiş yıllarda hepimizin alım gücü vardı, şimdi yok. Ülkenin yüzde 70’i asgari ücretle yaşıyor. Asgari ücretle bu insanlar nasıl yaşayacak? Ev kiraları var mı, var. Çocuk okutuyor, kış geliyor bunun yakacağı var. Asgari ücret değil 2 bin 800, 5 bin 800 TL olsa şuan ki ekonomik potansiyelde yetmez. Seçimle geldiler inşallah seçimle gidecekler.” (MA)