Sönük: ‘Tecavüz kültürünün normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz’

Sönük: ‘Tecavüz kültürünün normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz’
Yayınlama: 14.12.2020

Batman’ın Beşiri ilçesinde İpek Er’e tecavüz ederek, intihara sürükleyen Uzman Çavuş Musa Orhan olayının ardından Gercüş ilçesinde asker, polis ve korucularında olduğu iddia edilen 27 kişinin 15 yaşındaki çocuğa tecavüzü ülke genelinde öfkeye neden oldu. Kamuoyu nezdinde suçlu ilan edilen bu kamu görevlileri, tepkilere rağmen devlet tarafından yapılan açıklamalarla sahiplenildi.

Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) Batman Sözcüsü Gülistan Sönük, “Em Xwe Diparêzin” (Kendimizi savunuyoruz) kampanyaları ile kentte yaşananlara ilişkin mezopotamya Ajansına konuştu.

DEVLET VE TECAVÜZ

Bölge kentlerinde devlet eliyle gerçekleşen sistematik bir politika olduğunu belirten Sönük, kamu görevlilerinin adının karıştığı tecavüz olaylarının karakollarda üzerinin örtüldüğünü, örtülemeyen ve topluma mal olan olayların ise ya savcılıklarda ya da mahkeme salonlarında aynı akıbete uğradığını söyledi. Sönük, bu politikaların Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren var olduğuna dikkat çekti. 15 Eylül’de startını verdikleri “Em xwe diparêzin” kampanyasının birden çok olayı gün yüzüne çıkardığını kaydeden Sönük, “Kadınlar bu kampanya çerçevesinde yaşadığı fiziki, cinsel ve psikolojik şiddeti bir birine anlatarak güç aldılar. Birçok olay da bu kampanya sayesinde açığa çıkıyor. Özellikle Batman’da, pandemi sürecinde hem yaşanan kadın katliamları hem de devlet güçlerinin eliyle yapılan tecavüzler ortaya çıktı. Gercüş ilçesindeki olayda 27 isimden bahsediliyor. Bu isimler arasında yer alan uzman çavuş, korucu, trafik polisi gibi kamu görevlileri, devletten aldıkları güçle bu suçları işliyor.

Gercüş’te yaşanan olay akıllara tekrardan İpek Er olayını getirdi. Artık Batman da özel bir konseptin uygulandığını düşünüyoruz. Çünkü bir değil iki değil” ifadelerini kullandı.

TESADÜF DEĞİL

Musa Orhan’ın cezasız kalmasının ardından Gercüş olayının yaşanmasının tesadüfi olmadığının altını çizen Sönük, “Bu sadece Musa Orhan’ın yaptığı bir şey değil, bu planlanan bir olaydır. Bu suçun cezasız kalması, Gercüş olayının yaşanmasına neden oldu. Bir tecavüz olayı var, bir alıkoyma var, bir intihara sürükleme olayı var. Bütün bunları somut bir şekilde dile getiren bir mektup var. Bütün bu delillere rağmen Musa Orhan’ın tutuksuz yargılanması, bunun özel savaş konseptinin bir ürünü olduğunu gözler önüne seriyor. Gercüş’teki olayda da bu kadar güvenlik güçlerinin olması ve birbirlerini korumaları tesadüfi değildir. Batman Savcılığı, bu habere yayın yasağı getirdi. Olayı konuşan, açığa çıkaranlar tehdit edildi” diye belirtti.

TEHDİT

Sorumlular hakkında işlem başlatılması gerekirken, İçişleri Bakanlığı’nın olayı ortaya çıkaranları tehdit ettiğini anımsatan Sönük, “Eğer İçişleri Bakanı ya da adaletten sorumlu bakan isen, görevin gerçek anlamda güvenliği sağlamak ise, bu olayı açığa çıkaracaksın. Bakanlık düzeyinde kalkıp böyle bir şeyin yalanlanması, yasaklanması ya da toplumu ikna veya tatmin edecek bir açıklama yapmadan direk olayı reddetmesi neyin göstergesidir? Yaşananlar gösteriyor ki; devletin zaten bundan haberi var, bunlar devletten bağımsız değil. Bu kişiler bu gücü zaten devletten alıyor ve yarın mahkemeye çıktıkları zaman cezasız kalacağının işaretidir” dedi.

ÜÇÜNCÜ GEBELİK

Gercüş olayının yıllardır devam eden bir olay olduğunu öğrendiklerini kaydeden sönük, “27 kişilik bir çeteden bahsediliyor. 15 yaşındaki kız çocuğunun daha önce iki kere hamile kaldığı iddiası var ve bu üçüncü defadır. Hastalık belirtisi ile doktora gidiyor ve orda hamile olduğu anlaşılıyor. 15 yaşındaki bir çocuk bu yaşına kadar üç defa hamile bırakılmış. Bu korkunç bir şeydir ve bunun üstünün örtülmesi bir sonraki suça zemin hazırlamaktır. Aynı kişiler tarafından ya da benzer zihniyetteki kişiler tarafından tekrardan yapılması için zemin hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.

HESABINI KADINLAR SORACAK

Görevlilerin devletten aldığı güçle taciz ve tecavüz olaylarını normal bir halle getirmesine izin vermeyeceklerini kaydeden Sönük, şöyle devam etti: “Bu kampanya ile birden çok taciz ve tecavüz olayını açığa çıkardık ve bundan sonrasını da açığa çıkaracağız. Kimse kalkıp bütün gücü kendinde toplayıp yargıyı, güvenliği, yasamayı, devletin tüm yetkilerini bir araya toplayıp Kürdistan’da böyle bir vahşet gerçekleştiremez. Bunu asla kabul etmeyiz ve bunun normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Faillerin cezasız kalması, ‘rızası vardı’, ‘aile biliyordu’, ‘daha önce de yaşandı’ gibi söylemlerle bunu normalize etmeye çalışıyorlar. Kürdistan’da devlet eliyle binlerce kez tecavüzler yaşandı. Bazen fiziki olarak bazen psikolojik olarak bazen de kültürümüze bu yapıldı. Bir kültür tecavüzü ile de karşı karşıyayız ve sanki böyle gelmiş böyle devam edecek algısı yaratılmaya çalışılıyor. Ama biz TJA olarak bunu asla kabul etmeyeceğiz bedeli ne olursa olsun.”

KAMPANYANIN SAHADAKİ YANSIMALARI

Kampanyanın sahadaki yansımalarını olumlu olduğunu belirten Sönük, “Özelliklede Batman’da güvenlik güçlerinin eliyle yapılan tecavüz olaylarının bu kadar yoğunlaşmasından kaynaklı kampanyanın biraz daha sürdürülmesi gerektiğini uygun gördük. Bundan sonra ne yapılabilir biraz onu tartışacağız. Bu olayların bir daha yaşanmaması adına veyahut bir kadın şiddet nedir, neyin karşısında nasıl bir refleks göstereceğini ya da bir tecavüz olayı yaşandığı zaman fail ile mağdur kimliğinin birbirinden ayrılması için çalışacağız” diye belirtti. (MEZOPOTAMYA AJANSI)