Soylu Akşener’i hedef gösterdi: Kan davasına dönüştürücü açıklamalar olursa olay yükselir

Soylu Akşener’i hedef gösterdi: Kan davasına dönüştürücü açıklamalar olursa olay yükselir
Yayınlama: 22.04.2023

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İYİ Parti’nin İstanbul İl Binası’na yönelik saldırıda Meral Akşener’i suçlu çıkardı: Tansiyon çok doğal olarak İYİ Parti başkanının sorumluluktan uzak açıklamaları sebebiyle başka bir hale taşındı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İYİ Parti’nin İstanbul İl Binası’nın hedef alındığı saldırıya ilişkin değerlendirmesinde Meral Akşener’i hedef gösterdi. Soylu, 14 Mayıs seçimleri öncesinde yaşanan saldırıda “meselenin abartıldığını” savunarak “Tansiyonu yükseltecek açıklamalarda bulunursanız herkesi ilgilendiren, itham eden sonuçlarla karşı karşıya kalınır. İYİ Parti’nin başkanı çıktı, ‘Ben buraya koruma almadan geldim’ dedi. Herkes korumasız geziyor zaten. Tüm toplumu germeye çalışılan süreç yaşandı. Başka bir hale taşındı olay” dedi.

CNN Türk’te Hakan Çelik’in programına konuk olan Soylu, İYİ Parti’ye yönelik saldırı hakkında şu ifadeleri kullandı:

“Orada meseleyi abartarak, meseleyi kendi açısından abartarak başka bir tarafa taşımak isteyen ve onun sonunda da hem sayın Cumhurbaşkanımıza hedef gözeten hem bunun bir siyasi nedenle yapıldığını ifade eden ve burada da tüm toplumu germeye çalışan bir süreç yaşandı. Böylece tansiyon çok doğal olarak İYİ Parti başkanının sorumluluktan uzak açıklamaları sebebiyle başka bir hale taşındı.

‘KAN DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜCÜ AÇIKLAMALAR OLAYI YÜKSELTİR’

Biz bunları seçim olayları olarak değerlendiririz. Bunu siyaset yükseltmez. Bahçelievler’deki saldırı sonrası sağ duyulu açıklama yapıldı. Kan davasına dönüştürücü açıklamalar olursa olay yükselir. Dünyanın her yerinde böyle olaylar oluyor. Dün akşamki olay son dönemlerdeki karşı karşıya kaldığımız organize suç örgütlerinin yaptığı olaylardan. Buna benzer bir olay olarak görüyorum. Kasklı olur, elinde silah olursa birileri tarafından yaptırılmış olay olabilir. Meselenin her türlü boyutuna bakmak lazım. Hem İstanbul Emniyeti, hem savcılık işin peşinde.”

‘BEN KIZILAY ÇOCUĞUYUM’

Soylu, 6 Şubat depremlerinden sonra deposundaki çadırları yardım kuruluşlarına sattığı ortaya çıkan Kızılay’ı da savundu. “Bilmediğiniz bir şey söyleyeyim. Ben Kızılay çocuğuyum” diyerek ailesinin Kızılay’la bağlarını anlatan Soylu, çadır satışını meşrulaştırmaya çalıştı.

Soylu şu ifadeleri kullandı:

“Burada elbette tüm kurumlara yönelik, kurumların çalışmasını, kapasitesini her şeyi sorgulamak kolay. Dışarıdan bunları anlatmak da kolay bir şey. Bilmediğiniz bir şey söyleyeyim. Ben Kızılay çocuğuyum. Şöyle, çocukluğumdan itibaren ben Kızılay’da Kızılay çalışmaları içerisinde oldum. Babam Kızılaycıydı ben Kızılcaydım. Ben Kızılay’ın 19 yaşında kongre delegesiydim. Ben Kızılay’a halel getiremem, bir şey söyleyemem. Doğru da değil. Biz Kızılaycılarla sahada da çalıştık. Nasıl bir gayret gösterdiklerini, ne büyük mücadele ettiklerini elbette gördüm. Kızılay bizim beslenme grbumuzdu. Aynı zamanda biz Kızılay’dan çadır da temin ediyoruz.

‘KIZILAY’A BİR CÜMLE GELMESİNE DAHİ HAKİKATEN ÜZÜLÜRÜM’

Yani biz ihalelere çıkıyoruz. Açık ihaleden çadır alınır. Yani Kızılay’ın da kendine ait fabrikası var. Kızılay’ın kendine ait bir sorumluluğu daha var. Belki bu tam anlatılamamıştır. Kızılay aynı zamanda bizim çadır aldığımız, aynı zamanda Kızılay kendi adına çadır da biriktirir. Depreme girdiğimiz zaman Kızılay’ın yaklaşık 60 binin üzerinde sadece bize verdikleri hariç, bizim satın aldıklarımız hariç, AFAD’ın, 60 binin üzerinde çadır stoku vardı. Biz de o çadır stokunun tamamını çektik zaten.

Kızılay bunlar için kendi depo kullanır. Türkiye’de Birleşmiş Milletler’in deposu vardır. AFAD’ın deposu vardır. Kızılay’ın deposu vardır. Ama aynı zamanda Kızılay’ın kendi adına bir üreticiliği de söz konusudur. Kızılay bizim beslenme grubumuzun başkanıdır.

Biz AFAD’a mobil mutfaklar yaptırdık. Jandarmamızın mobil mutfakları var. Aynı zamanda polisimizin mobil mutfakları var. Hep AFAD’ın koordinasyonun ‘Bunları yapın’ dediği ve beraber bu konuları bunlara yaptırdık. Ama bunların hepsini Kızılay’ın kendi arabaları var. Bütün bunlarla orada bir operasyon yürütülüyor. Bu operasyonun adı beslenme operasyonu. Bunu da orada paydaşlarımızla beraber yürütüyor. Onun için orada Kızılay bizim özellikle vazgeçemeyeceğimiz bir kurumdur. Kızılay’a bir cümle gelmesine dahil hakikaten üzülürüm. Tahammül edemem. Çünkü gayret gösteriyorlar, mücadele ediyorlar. Burada Kızılay büyük bir aile. Kendi kurumlarımızı heba etmemeliyiz. Bu kurumlar kolay oluşan kurumlar değildir.”