YARIM DOMATES VE ZEYTİNDEN KORKUN

YARIM DOMATES VE ZEYTİNDEN KORKUN
Yayınlama: 25.06.2021

17 Haziran günü, İzmir HDP il binası Onur Gencer tarafından silahlarla basıldı… Parti binasında sadece Deniz Poyraz vardı… Deniz Poyraz vücuduna isabet eden 6 kurşun ve bir ülkenin haksızlığa sessizliği ile katledildi…
HDP ve Eş Başkanları tarafından yapılan sayısız değerlendirmede ve artık kamuoyunun genel algısı ve ifadesine de kavuştuğu gibi, tüm saldırılarda açığa çıkan temel cümle ‘’HDP den korkuyorlar’’ oluyor…


Gerçekten öyle mi?
Yönetici ve üyelerinin sayısız sorgu, gözaltı, tutuklamadan geçirilmesinin, çalışmalarının sürekli krimanilize edilmesinin, eş başkanlarının tutuklanmasının, yerel yönetimlerine kayyum atanmasının, en küçük toplumsal muhalefetine, gösteri ve basın açıklamasına müsaade edilmemesinin, tüm siyasetçilerine ana akım medyada yer verilmemesinin, mecliste en büyük üçüncü partiyken adeta görünmez kılınmasının ve tecride alınmasının, tabi sayısız defa parti binalarına saldırılar planlanması ve yapılmasının, üye ve çalışanlarının katledilmesinin temel gerekçesi, HDP den korkuyorlar olabilir mi?
HDP’ nin bu kadar büyük, bu kadar amansız gücü var mı ki, mantık açısından bu kadar korku neye denk düşer ki?
Ülkenin karar mekanizmaların da, bakanlıklarda, başbakanlıkta, cumhurbaşkanlığında ne kadar yetkisi, kollukta orduda istihbaratta görev alan ne kadar üyesi, kaç yüz milyar doları, ne kadar sermaye çevresi, kaç devasa medya kuruluşu, kaç yüz milyon seçmen ve gönüllüsü, kaç yüz bin kadro yapısı var ki, bu kadar korkuyu yaratabiliyor?
Düşünceye zarar, akla zarar…

Peki nasıl?
Ülkenin karar mekanizmalarında değil üyesi, gönül vereni bile olmaz değil, özellikle olamaz, hatta üyesi memur-işçi olamaz, çoğu zaman özel sektörde iş bile bulamaz… Kolluk ordu istihbaratta yer almanın ve yükselmenin yegane ve biricik yolu HDP den nefret etmekle başlar… Ayrıca birkaç yıldır hakkı olan maddi bütçeyi devletten almakta bile zorlanan, hatta almasın diye bin bir türlü dolaba her gün maruz kalan, medya da birkaç satır haberi yapılması bile, ya başına gelen linç ya da kapatma-açma tutuklama davalarından doğar… 50 milyonluk seçmen kitlesin de topu-topu, hepsi 6 milyon dolayında seçmen ve gönüllüsü ya vardır ya yoktur… Tüm zamanlarda cezaevlerinden geçen kadro yapısı insanlık tarihinde en çok tutuklamada rekordur.
Kendisiyle uğraşan siyasal partiler ve güçleri hesaplanınca, devlet içinde ki mevcut maddi ve uygulanabilir gücü, okyanusta kuma ya denk gelir ya da gelmez.


O halde korkuyu nerde, nasıl yaratmaktadır?
En başta ve tabi ki, HDP bir ‘’KADIN’’ partisidir… Öyle sözde de değil, kadın özgürlüğü politikaları en başta ve özde gelen hayat şeklidir… Tüm çalışma alanlarında ki öncülük, kadın ve erkek ikilimi (iki-lem, yani çelişki değil, iki-lim, yani bütünleşme) olarak eş yürütülür. Bu politikaları tarihsel ve toplumsal bir hakikatten beslenmektedir… Kadın öncülüğü ile toplumsal öz, anda, güncelde biçim kazanır, yaşamın kendisi olur…

HDP ideolojik olarak ‘’yönetim’’ ve ‘’iktidar’’ kavramlarını siyasal organizasyonlar açısından ilk defa ayrı ele alan ve çözümleyen, toplumun yönetilme olgusunu kabul gören ve yaratan amma toplumun yönetilme ihtiyacı üzerinden konforlu bir iktidar yürütmeyi reddeden bir anlayışı yaratmıştır… Bu nedenle halk partisidir, halkın kurduğu ve yürüttüğü bir partidir… HDP Türkiye tarihinde ilk defa, Ankara da devletin rahminde, zirvede ve merkez de değil, halkın arasında, devletin karşıt olmasına rağmen, yerelde ve toplumun ‘’kendi olmakla’’ oluşturduğu ve tüm yönelimlere rağmen süreklileştiği bir partidir…

Bu esasladır ki, HDP hiçbir kişi ve kadronun kurduğu, yönettiği ve sürekli bu kişilerden talimat aldığı, bir lider, zümre, seçkin partisi değil, sürekli kadroları yöneticileri başkanları genelde tutuklanma olmak üzere değiştiğinde, kendini hemen kurumsallaştığı toplumla güncelleyen ve daha güçlü hareket eden politik bileşimdir…
HDP toplumsallığın ve halkının vardığı azami bedel ödeme ve bu bedellerle anlam üreterek yarattığı felsefe ve çizgisini, dünya ulus devlet resmi parti düzenin de görkemli olarak kurumsallaştırma ve icra etmede dünyanın öncü siyaset partisidir…

HDP insanı merkezine alan ama insanı özneleştirmeden, hakikatinden koparmadan ve abartmadan, insanı merkezine alırken temel bir farkla, insanı varlık yaratıcısı olan, varlık olmasının tüm maddi gerçekliğine denk düşen ‘’ekolojisiyle’’ merkezine alan ve Ekoloji politikalarını, insan ve toplumsallığı ile bütünsel tasarlayıp, uygulayan, kapsamlı evrensel harekettir…


HDP demokrasiyi, seçilmişlerden, özellerden, efendilerden, aristokrasiden ve tüm dillerde farklı ifadelere kavuşan üstün sınıflardan kurtarıp, ayrımsız tüm insanlığın, amasız fakatsız tüm toplumsallığın ortak yönetim modeli haline getiren, bunda ısrarcı olan, bu ısrarı toplumsallıkla (sosyalizm) yürüten yegane demokratik partidir…
Tüzük ve teorisini çok anlatıp çok tartışabileceğimiz gibi, teoriye boğmadan da anlatabiliriz, çünkü sade ve nettir…
HDP bedel ödemenin, fedakarlığın, dayanışmanın, paylaşmanın, öz-verinin, emeğin, cesaretin, hakkın, hukuğun, cins eşitliği ve kadın özgürlüğünün, toplumsal birliğin, farklılıkların bir aradalığının, sevginin, aşkın, hakikat ve özgürlüğün, anlamlı düşünce ve duygunun, ahlak ve politikanın partisidir…


Korkuların zemini bu gerçekler olmakta ve bu gerçeklik her iktidarı, her iktidar adayını tir tir titretmekte, uykularını kaçırmaktadır…


Güncelde de açığa çıktığı gibi, İzmir gerçeğinde yansıdığı gibi… Korkuyorlar, hem de çok korkuyorlar… Çünkü ;
HDP emekçi annelerin ve annelerinin yerine ölüme giden koca yürekli çocuklarının partisidir…

HDP her an tehdit edilmesine rağmen, tek başına bir genç kadının, kapısında bekleyen binlerce erkek tehlikesinin içinden, başı dik onurluca geçip, mekanını mabed bilip, kapısını açanların partisidir…
HDP bir sürü silah kuşanıp, sayısız insan öldürme eğitimlerinden geçen zavallı bir erkeği, yalnız başına 20 yaşında kadını katledip, içerde dolaştıktan sonra tekrar naaşının üzerine gelip, ne varsa bu kafada var diye tekme atıp, bunlar ölmez, bitmez diye cenazeye dört el daha ateş edip, ölüm görüntüsü alınıp paylaşmak zorunda bıraktıran, düşmanını bu kadar çaresizleştiren, tarihten bu güne ölmeyenlerin-ölümsüzlerin partisidir…


HDP kızını öldürdüklerin de, içeri girip cenazesini görmesine müsaade edilmeyen ve buna rağmen ‘’kızım şehit arkadaşlarının yolundan gitti, arkadaşlarına gitti, bir olmaya gitti’’ diyen ve gözyaşlarını, acı çekiyor ağlıyor diye sevinecek düşmanlarından sakınan, annelerin partisidir…


HDP çocukları katledilip, daha yeni, o an, mezarlıkta gömülürken, acı ve öfke tüm hücrelerini kuşatmışken, merhameti yaratıp ören, bu ülke de barış olsun, gençler ölmesin diyen binlerce ailenin partisidir…
HDP den tabi ki korkacaksınız…


HDP işi gücü malı mülkü, dünyevi tüm keyfi, arzuyu, konforu, elinin tersiyle itip, varsa oda varsa, yarım domates birkaç zeytinle beslenip, ölüm kapıya gelince, yediğinden de vazgeçip, arkadaşlarının yerine, anasının yerine, kapıya, ölüme koşanların partisidir…


Korkun, tabi ki çok korkun… Sizler yarım domates ve birkaç zeytinden korkun… Korkaksınız…
HDP tüm çürütme, vahşet ve ölüm modellerinizden, korkmayanların partisidir…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.