Gazetecilerin 728 sayfalık iddianamesinde bir tek ‘delil’ yok

Gazetecilerin 728 sayfalık iddianamesinde bir tek ‘delil’ yok
Yayınlama: 12.04.2023

Amed’de 15’i tutuklu 18 gazeteci hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla hazırlanan iddianamede, prodüksiyon şirketlerinin görüntü arşivleri, programlar için internetten indirilen fotoğraf ve görüntüler, “el konulan” gazete ve kitaplar, programlar için yapılan ödemeler suçlama konusu yapıldı. 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran 2022’de yapılan ev baskınlarında 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gazeteciler, 8 gün emniyet müdürlüğünde gözaltında tutulduktan sonra 16 Haziran’da adliyeye sevk edildi. Gazetecilerden JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Gazeteciler Gülşen Koçuk, Esmer Tunç, Mehmet Yalçın ve Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

15’İ TUTUKLU 18 GAZETECİ

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklu bulunan gazeteciler Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür,  İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Güler, Mehmet Ali Ertaş, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geciken, Remziye Temel, Serdar Altan, Suat Doğuhan, Zeynel Abidin Bulut ve Mehmet Şahin ile tutuksuz Kadir Bayram, Esmer Tunç ve Mehmet Yalçin hakkında iddianame hazırladı. 728 sayfadan oluşan iddianame, Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek duruşma için 11 Temmuz’a gün verildi. 

ALAĞAŞ’IN DOSYASI AYRILDI

JINNEWs Yazı İşleri Müdürü Safiye Alağaş ile gazeteci Gülşen Koçuk hakkındaki dosyalar, 21 Mart tarihli kararla tefrik edildi. Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen ise bu iddianamede yer almadı. 

6 BÖLÜMLÜK İDDİANAME

İddianame, 6 bölümden oluştu. Birinci bölümde, birçok dosyada olduğu gibi “KCK Sözleşmesi ve basın yapılanması”, 2’nci bölüm soruşturmanın başlangıcı ve baskın yapılan şirketler hakkında bilgiler, 3’üncü bölüm ajans ile prodüksiyon çalışmaları ve abonelerine servis ettiği haber ve programlar, 4’üncü bölüm gazetecilere yöneltilen suçlamalara dair iddialar, 5’inci bölümünde delillerin değerlendirilmesi, 6’ıncı bölüm ise netice ve taleplerden oluştu. 

İddianamenin 2’nci bölümünde Sterk TV ve Medyahaber TV’ye dair tanık beyanları ile yayın içeriklerine dair kimi görsellere yer verilerek, TV’lerin “örgütsel bağının” olduğu iddia edildi. Gazetecilerin güncel gelişmelere dair bazı konuklarla yaptığı programlarının TV’lerde yayınlanması suçlama konusu yapıldı. 

BİLİNDİK TANIK: KUDAY

Söz konusu TV’lere dair iddialar, birçoğu beraatle sonuçlanan dosyada tanıklık yapan Kezban Kuday’ın beyanlarına dayandırıldı. Bazı gizli tanıklar ile itirafçıların TV’lere dair genel geçer beyanları ile gazetecilerin prodüksiyon şirketlerinde çalıştıklarına dair beyanları suçlamalara dayanak yapıldı. 

İddianamenin 3’üncü bölümünde, 8 Haziran 2022’de baskın yapılan ve 32 gün boyunca “aramaların” devam eden Pel, Piya ve Ari Yapım prodüksiyonların Ticaret Gazetesi’nde yer alan bilgilerine yer verildi. İlgili TV ve prodüksiyonların yayın politikalarına dair değerlendirmelere işaret edilerek, gazetecilerin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komplo gibi güncel gelişmelere dair programlar hazırlamaları yönünde talimat aldıkları ileri sürüldü. Haber ve tartışma programlarının montajı, kullanılacak kaje ve logoların kullanımına dair tartışmalar, Kadın Bakışı ve Sokağın Sesi gibi programlarda sorulan sorular, program akışında yapılan konuşmalar bu bölümde suçlama konusu yapıldı. 

32 GÜNLÜK ‘ARAMA’NIN NEDENİ ORTAYA ÇIKTI

32 gün Ari Yapım Prodüksiyon’un bulunduğu binada “arama” adı altında yerleşen ve çalışanların binaya girmesine izin vermeyen polisin bunca gün binada kalmasının amacı hazırlanan iddianamede ortaya çıktı. İddianamenin büyük bölümünü oluşturan ve “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/3879 sayılı soruşturmasına istinaden Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2022/3415 D.İş kararı ile ARI Yapım Prodüksiyon isimli iş yerinde yapılan aramada siber suçlarla Şube Müdürlüğü görevlilerince CMK Madde 134 kapsamında uzak masa üstü serverlarına giriş yapılarak yurtdışında bulunan suça konu STERK TV ve MEDYA HABER TV serverlarından dijital veriler indirilerek veriler üzerinde yapılan incelemede…” denilen tüm dökümler, tutuklu gazetecilere ve prodüksiyon şirketine aitmiş gibi gösterildi.  

ÖDEME NOTLARI SUÇ

Yapım şirketlerinde yapılan aramalarda el konulan notlar “örgütsel döküman” sayıldı. “Ji bîr nekin (Unutmayın)” yazılı not kağıtlarında haberlerle ilgili alınan notlar suçlama konusu yapıldı. Söz konusu not kağıtlarında programlara dair gazetecilere ödenen ücretlerin de suçlama konusu yapılması dikkati çekti. İddianamede, 3 prodüksiyonun “parasal kaynaklarının tek bir noktadan çıktığı ve resmi olarak ayrı ayrı görünse de birlikte hareket ettikleri” iddia edildi. 

GÖRÜNTÜ ARŞİVLERİ

Ari Yapım’da haber notlarının yer aldığı VELOUR yazılı ajanda ile 3 yapım şirketinin görüntü arşivleri suçlamalar arasında yer aldı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 7. Olağan Kongresi, BDP İl Kongresi, BDP Riha mitingi, Diyarbakır Ortadoğu Kadın Konferansı ve 31 Mayıs 2013 tarihli Özgür Kadın Kongresi (KJA) konferansı görüntüleri suçlama konusu yapıldı. Söz konusu görüntülerde atılan sloganlar ve flamalar bu suçlamaya gerekçe yapıldı. Bu bölümde DTK kapaklı deftere dair, “Kongre Defteri Şeklindeki Doküman” ibaresinin kullanılması dikkati çekti.  

Ayrıca Sterk Tv ve Medya Haber TV’de PKK’nin eylemlerine dair yayınlanan görüntüler dosyaya dahil edildi. HPG’lilerin fotoğrafları ve kimlik bilgilerine dair bilgilerin de iddianamede yer alması dikkati çekti. 

14 GAZETE ELE GEÇİRİLDİ!

İddianamede, yapım şirketlerinde yapılan aramalalarda 14 adet Yeni Yaşam gazetesi ve Kürtçe haftalık yayın yapan Xwebûn gazetesinin “ele geçirildiği” belirtildi. İddianamede, halen yayın yapan gazeteler terörize edilerek, itirafçı Mustafa Yürüklü’nun beyanlarına yer verildi. Yürüklü’nün “2014-2015-2016 yılı başı olmak üzere gittiğim parti binasında partide bulunan yâda buraya gelip gidenlerden aldığım veyahut kendi paramla satın aldığım örgüt paralelindeki yayınları okumak suretiyle örgüte sempatim arttı. Bu yayınlar vasıtasıyla örgüt hakkında birçok bilgi sahibi edindim. Yayınlar ile ilgili söyleyebileceğim diğer bir hususta bu yayınların sıklıkla okunması suretiyle örgütsel bilincim tam manasıyla olması ile kazanıldığımı söyleyebilirim” beyanlarına yer verildi. 

Gazetelere dair “değerlendirme” kısmında, “ele geçirildiği” belirtilen gazetelerin “örgütünün propagandasını yapma noktasında örgütlenme materyali olarak kullanıldığı” iddia edildi. 

Pel Yapım Prodüksiyon’un Avrupa’da program karşılığında kestiği faturaların örnekleri iddianamede yer aldı. Yurt dışında bulunan şirketin sahibi hakkında Türkiye’de açılan davalarla ile şirket kriminalize edildi. 93 adet farklı program için kesilen faturalara yer verildi.  

ÖRGÜT PROPAGANDASI YAPAN KİTAPLAR

İddianamede, prodüksiyon şirketlerinde el konulan kitaplar suç sayıldı. Ari ve Piya’da yapılan aramalarda “ele geçirildiği” denilen kitaplar şöyle: “Dılopen Roje”, “Cudi’nin Avucumdaki Parçası (Yahya Menekşe’nin öldürülmesini konu alan kitap)”, “Mazlum, Kemal, Hayri’nin Söylemleriyle Ölüme Yatmak”, “Rojhat”, “Demokratik Modernite”, “Evine Rojdaye”, “Jineoloji”, “Özgür Toplum” “DİHA albümü”, “Güneş Ülkesinde Diriliş Amara (M. Sat Üçlü)”, “Tarihsel Toplum”, “Kenazar”, “Nasıl Yaşamalı”, “Kan ve İnanç” ve “Stêrkên Azadıyê”.

Söz konusu kitap ve dergiler hakkında “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla toplatma kararı bulunduğu belirtildi. 

Aramalarda el konulan bilgisayarlarda bulunan ve yapılan programların içeriğinde kullanılan görüntü ve fotoğraflar suçlama konusu yapıldı. Youtube ve google’den indirilen fotoğraf ve görüntüler bunlar arasında yer aldı. 

DELİL YOK AMA SUÇLU!

İddianamenin diğer bölümünde gazetecilerin ifadeleri ve haklarındaki iddialara yer verildi. Gazeteci Abdurrahman Öncü’ye dair, “Yapım şirketlerinde yapılan aramada şüpheliye ait doğrudan isminin geçtiği delil ele geçirilmediği, ancak şüphelinin kameraman olarak faaliyet yürütmesi nedeniyle yapım ajanslarında üretilen tüm içeriklere iştiraki olduğu” iddia edildi. Öncü’nün katıldığı herhangi bir açıklama ya da eylem ve etkinlik bulunmadığına işaret edilerek, programların içeriğine dair yaptığı görüşmelere yer verildi. Öncü’nün “örgüt üyeliği iddiası” ise gizli tanık beyanlarına dayandırıldı. 

HABERLER SUÇLAMA KONUSU

Aziz Oruç’a, sunumunu yaptığı “Sokağın Sesi” programına dair iddialar yöneltildi. Güncel gelişmelere dair yurttaşlara mikrofon uzatılan programda sorulan sorular suçlama konusu yapıldı. Ayrıca programın “örgüt talimatıyla” yapıldığı ileri sürüldü. Oruç’un sorduğu sorularla AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “hakaret” ettiği ve “örgüt propagandası” yaptığı iddia edildi. Oruç’un güncel gelişmelere dair bazı isimlerle yaptığı röportajlar ve haberler de suçlama konusu  yapıldı. Federe  Kürdistan Bölgesi’ndeki gazeteciler ile PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ile yaptığı röportaj da bunlar arasında yer aldı. Oruç’a dair, “Şüphelinin açık kaynak araştırmasında suç unsuruna rastlanılmadığı” denildi. 

NEWROZ SUNUMU SUÇ

Elif Üngür, yaptığı “Medya-Kültür” programıyla suçlandı. Programda, “Newroz’a sadece altı gün kaldı. Birçok merkezde ateşler yakılmaya diriliş bayramı kutlanmaya devam ediyor. Biz de bültenimizi Newroz marşıyla açacağız” şeklinde ifadeler kullanması suçlama konusu yapıldı. 

DERNEK ÜYELİKLERİ SUÇ

Esmer Tunç’un, Kürt Yazarlar Derneği, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Kürt Edebiyatçılar Derneği ve Mezopotamya Yazarlar Derneği adlı dernekler üye kaydının bulunduğu ifade edildi. Tunç’un, kameraman olduğu ve tüm yayınlarla doğrudan bağlantısı olduğu iddia edildi. Program içeriklerine dair meslektaşlarıyla yaptığı görüşmeler suçlama konusu yapıldı. 

Diğer gazeteciler de yaptıkları programlar, haber içerikleri, HTS kayıtları, el konulan kitaplar, programlarda sordukları sorular, telefon ve bilgisayarlarında yer alan müzik ve fotoğraflar, çeşitli tarihlerde yaptığı haberler,

programalar için konuklarıyla yaptıkları görüşmeler, program açılışı konuşmaları, programda konuşulanların söylemleriyle suçlandı. 

GİZLİ TANIK VE İTİRAFÇILAR  

İddianamenin değerlendirme bölümünde, söz konusu TV’lerin “örgüt propagandası yaptığı ve amaçlarına göre hareket ettiği” iddia edildi. 6 gizli ve aralarında itirafçıların da olduğu 15 tanık söz konusu iddialara dayanak yapıldı. 

Gazetecilerin Amed’te program yaparak yurt dışına gönderdikleri ve böylece “talimatla hareket ettikleri” ileri sürüldü. Değerlendirme kısmındaki, “Ari- Pel ve Piya isimli iş yerlerinin terör örgütünün yukarıda belirtilen hedefler doğrultusunda programlar yapılması noktasında talimatlar verildiği, bunlardan harici olarak gönderilen talimatlarda yukarıda örneklendirildiği şekilde sadece içeriğine ilişkin talimatların değil montaj gibi işlemlerin de nasıl yapılacağına yönelik talimatlar gönderildiği..” ifadelerinin yer alması dikkat çekti. 

İddianamenin sonuç bölümünde ise, gazetecilerin “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca el konulan teknik malzemelerin “saklanmasına” ve tüm yargı giderlerinin gazetecilerden alınması istendi.  (MA)