Hakkari’de yaşam garantisi yok!

Hakkari’de yaşam garantisi yok!
Yayınlama: 10.08.2023

Hakkari’de cezasızlık politikasının yeni ölümlere neden olduğuna dikkati çeken İHD’li Eren Baskın, “Kapının önüne çıktığınız anda bir kurşunla öldürülmeyeceğinizin garantisi yok” dedi. 

Türkiye, Rojhilat ve Federe Kurdistan Bölgesi’nin sınır üçgeninde bulunan Hakkari, devlet güçleri tarafından her gün yeni bir ölüm, işkence, kötü muamele ve hak ihlalinin yaşandığı bir kent haline geldi.

Sınır ticareti yapanların ve kırsal kesimlerde çobanlık yapan yurttaşların götürüldüğü operasyon bölgelerinde asker ve polis işkencesine uğramasıyla hak ihlallerinin en çok yaşandığı Hakkari’de, kent merkezinde yaşayanlar ise zırhlı araç araçların ya da polis kurşunun hedefinde. Ölümler, işkenceler ve hak ihlallerinde yargının cezasızlık politikası, tüm bunlarda artışa neden oluyor. Colemêrg ve ilçelerinde 2016 yılından bu yana devle güçleri tarafından 4’ü çocuk 15 kişi katledildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi üyesi Eren Baskın, kentte yaşanan hak ihlallerine ve süregelen cezasızlık politikasını değerlendirdi. 

CEZASIZLIK POLİTİKASI 

Colemêrg’te birçok hak ihlalinin yaşandığına değinen Baskın, “Colemêrg hak ihlalleri nedeniyle Türkiye ve Kurdistan’ın en sıkıntılı şehri haline geldi. Kentte sorun için de sorun var. Bir olay yaşandığı sırada, eğer hak ihlaline bağlı kurşun, işkence ve zırhlı araç çarpması ile işlenmiş bir olay varsa, bu olayın ‘hukuki açıdan nasıl ortaya çıkarırız’ düşüncesinden çok, ‘bunun üzeri nasıl kapatılır’ düşüncesi mevcut. Bu nedenle kentte yaşanan hak ihlalleri nedeniyle bir cezasızlık politikası söz konusudur” diye konuştu.

OLAYLARIN ÜSTÜ KAPATILIYOR 

Son dönemlerde yaşanan hak ihlallerinin ardından cezasızlık politikasının kolluk kuvvetlerini cesaretlendirdiğini söyleyen Baskın, “Cezasızlık politikası nedeniyle kolluk kuvvetleri pervasızca davranmaya başladı. Sadece Colemêrg’te 2008 yılı sonrası 4’ü çocuk 15 kişi çeşitli hak ihlaline uğrayarak yaşamını yitirmiş. Bunların içerisinde sadece iki çocuk zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitirmiş. Ortaya çıkan tabloda kolluk güçlerinin pervasızca bir durumu var. ‘Ben istediğim suçu işlerim. Lakin kolluk kuvveti olduğum zaman bundan hiç bir ceza almam’ düşüncesiyle bu olaylar maalesef birer birer üstü kapatılıyor” ifadelerini kullandı.

YARGILANAN TEK BİR KİŞİ YOK

Kurdistan’da kolluk güçleri tarafından onlarca hak ihlali yaşandığına dikkat çeken Baskın, yaşanan olaylarda 54 kişi ağır yaralandığını, 44 kişinin yaşamını yitirdiğini kaydetti. Yaşamını yitiren 44 kişi için açılmış davalarda tek bir fail hakkında gerekli cezai işlem uygulanmadığını belirten Baskın, “Ortaya çıkan tabloda yine bir cezasızlık politikası devreye giriyor. Aslında düşündükleri tam olarak şu, birisini aklanmasını sağlamazsak, ‘gerisi gelir’ düşüncesinde oldukları için, bütün pislikleri örtüyorlar. Bizim savaştığımız zihniyet bu. İHD tarafından 20 yıldır yapılan araştırmalarda, insanların ölümüne sebep olan ve ceza almış tek bir kolluk kuvveti yok” şeklinde konuştu.


‘DUYGU TOPLUMSAL OLMALI’ 

Kurdistan’da 30 yılı aşkın süredir bir cezasızlık politikası olduğunu vurgulayan Baskın, ülkenin farklı bir yerinde veya Kurdistan bölgesi dışında yaşanacak olan bir hak ihlali veya kolluk güçleri tarafından bir çocuğun ölümüne sebep olacak bir olayda, tüm Türkiye’nin ayağa kalkacağını belirtti. Eren Bülbül’ün “fütursuzca” siyasi malzeme haline getirildiğini dile getiren Baskın, “Eren Bülbül’ün çocuk olduğunu unutup siyasi malzeme haline getirenler, maalesef Vedat Ekinci dosyasıyla karşılaşmasına rağmen hiç kimse sesini çıkarmadı. Çocuk, hep çocuktur ve hakları vardır. Bu haklarla ilgili eğer biz çocukları ayırırsak, ortaya çıkan cezasızlık politikası her zaman sürmeye devam eder. Ben bugün İzmir’de bir çocuğun katledilmesine üzülüyorsam, Colemêrg ve Gever’de de zırhlı araçla katledilen çocuklar içinde üzülmem lazım. Bu duygu toplumsal olmadığı sürece cezasızlık sistemi her zaman devam edecek” diye konuştu.

YASAKLAR

Özellikle Colemêrg bölgesinde çok büyük sorunlarla karşı karşıya olduklarını ifade eden Baskın, kentte yargılananların polis ve askerlerin değil, hak ihlallerinin karşısında durmak isteyen sivil toplum örgütleri, siyasi parti yöneticileri ve avukatlar olduğunu söyledi. Kentte 2016 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarından bu yana devam eden eylem ve etkinlik yasaklarına dikkat çeken Baskın, “Kentte, herhangi bir hak ihlali için dışarı çıkıp demokratik hakkınızı kullanmak istediğiniz anda gözaltına alınırsınız. Bu türde yasaklar devam ettiği sürece tabi cezasızlık politikası devrede olacak. Sokağa çıkamıyoruz, biz olması gerekenleri insanlara anlatmak için sokağa çıktığımız anda gözaltına alınıyoruz. Onlarca insanımız zırhlı araçlar, polis ve asker kurşunuyla, işkenceyle katledildi. Bunun karşılığında ne aileler ne bizlere nede bir başkasına izahı olacak herhangi bir cümle söylenmedi. Bu tutum nedeniyle Kurdistan bölgesi çok büyük ölümlere gebe olacaktır. Aynı şekilde eğer cezasızlık politikası tüm karşı durmalara rağmen bu kadar fütursuzca olmaya devam ederse, maalesef Colemêrg’te yeni ölümlere de çok büyük gebedir” dedi. 

‘ÖLMEYECEĞİNİZİN GARANTİSİ YOK’

“Kurdistan’da bu olayların bir daha yaşanmaması için bütün benliğimizle savaşmaya hazırız” diyen Baskın, hukukun tamamen işletilmesini talep etmenin en temel hakları olduğunun altını çizdi. Baskın, “Kurdistan özelinde Colemêrg’te hiç kimsenin yaşama dair güveni yok. Burada her ne görüşte olursanız olun, hız yapan bir zırhlı aracın altında kalırsanız mutlaka takipsizlik gibi bir sonuçla karşılaşacaksınız. Eğer bugün çocuklarınızla beraber sınır hattına dolaşmaya çıkarsanız ve bir asker kurşunuyla öldürülseniz, ‘Şahsı PKK’li sandım, onun için ateş ettim’ der, bu şekilde bir cezasızlık duvarı örülür. Colemêrg ve ilçelerinde çocukların yaşam hakları sınırlı. Bugün Colemêrg’te kapının önüne çıktığınız anda bir kurşunla öldürülmeyeceğinizin garantisi yoktur” diye konuştu.