HDP’li Günay: Erdoğan muhalefete kurduğu tuzağa kendi düştü

HDP’li Günay: Erdoğan muhalefete kurduğu tuzağa kendi düştü
Yayınlama: 18.11.2021

İktidarın 50+1 ile muhalefete kurduğu tuzağa kendinin düştüğünü dile getiren Günay, ‘İstediğiniz kadar zirve yapın, bu ülkenin siyasetinde yer almayı rüyanızda bile göremeyeceksiniz’ dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündemi değerlendirdi. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ile sözlerine başlayan Günay, dünyanın büyük birçok kısmında çocukların geleceksiz, ağır yaşam koşulları, savaşlar, göçler altında, hakları gasp edilmiş şekilde yaşamlarını sürdürdüğünü belirtti. 

‘ÇOCUKLARA YÖNELİK İSTİSMAR ARTTI’

Ekonomik krizlerin, savaşların, mülteciliğin en büyük bedelini kadınlarla birlikte çocukların ödediğine dikkat çeken Günay, “Bugün dünya genelinde 152 milyon çocuk, yani her 10 çocuktan biri işçi olarak çalıştırılıyor. Sendikaların verilerine göre, Türkiye’deki çalışan çocuk sayısı 2 milyon civarında. Milyonlarca çocuk anadili hakkından, bilimsel ve parasız eğitim hakkından, sağlık hakkından, kendisini geliştirme hakkından yoksun. Bırakın temel haklarını kullanmasını, yaşam hakkı bile tanınmıyor bu ülkede çocuklara. İktidarın dayattığı savaş ve şiddet politikası sonucu yüzlerce çocuk katledildi, bu katliamların failleri korundu ve yeni katliamların yolu açıldı. Yüzlerce çocuk cezaevinde, yüzlercesi anneleriyle birlikte parmaklıklar arkasında büyüyor. Çocuklara yönelik istismar vakaları inanılmaz düzeyde artmış durumda. Bu verilerin tamamı ülkeyi yönetenlerin alnında silinmeyecek birer utanç vesikasıdır ve elbette affedilemez suçlarıdır” diye belirtti. 

‘MÜCADELE EDİYORUZ’

Çocuklara yaşanabilir, umut dolu bir dünya bırakmak için mücadele ettiklerini dile getiren Günay, “Çocukları katleden, istismar eden, emeğini sömürenlerle mücadele ediyoruz. Bütün dünya çocuklarının, ülkemizdeki çocuklarımızın dünya çocuk hakları gününü kutluyoruz” dedi. 

 KUMPAS DAVALARI

Partilerine yönelik kumpas davalarının eş güdümlü sürdüğünü söyleyen Günay, “Bir yandan kapatma davası diğer yandan Kobanê kumpas davası; parti çalışanlarımıza, binalarımıza, mücadelemize dönük artan saldırı dalgaları, gözaltılar ve tutuklamalar… Kobanê davası, izlenen yol ve dayatılan hukuksuzluk yakın Türkiye siyasi tarihinin en kara lekelerinden biri olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Kobanê kumpas davası üzerinden kurgulanan kapatma davası bir başka utanç davasıdır. Bunu neden mi diyorum? Dosyada unutulan TEM bilgi notu, savcılıklara ve yargıya açık emirlerle doludur. O bilgi notunda yargıya akıl veriliyor, yol, yöntem gösteriliyor, kumpas davasının nasıl partimizi kapatmaya yönelik bir hazırlık olduğunu açıkça gösteriyor. Bu kumpas değil de nedir?” diye sordu.

‘KÜRT KÜLTÜRÜNE SALDIRI ARTTI’

Yola çıkarken zorlu bir yolda mücadele edeceklerini bildiklerini ifade eden Günay, şöyle devam etti: “Bu davaların hiçbiri bizim açımızdan şaşırtıcı değil. O yüzden yargılanan değil yargılayan pozisyondayız, içeride ve dışarıda siyaset tarihine altın harflerle yazılacak bir direniş sergiliyoruz. Biz direndikçe, kumpas ve komplolara karşı mücadele ettikçe, kumpasçılar kaybediyor. Sadece partimize saldırmıyorlar, toplumun tamamına saldırıyorlar, bir halkın en temel değerlerine savaş açıyorlar. Son zamanlarda artan bir şekilde tekrar Kürt kültürüne, Kürtçeye, Kürt sanatına yönelik saldırılar yoğunlaştı. 

SALDIRANLAR TARİHE GEÇECEK

Elbette Kürt halkının diline, kültürüne, sanatına yönelik bu saldırılar yeni değil. Bir asrı aşkındır sistematik olarak devam ettirilen, inkar, yasaklama ve yok etme saldırılarının devamıdır. Geçmişin inkarcı uygulamalarını kendilerine rehber edinenler pervasızca Kürt halkının değerlerini yok etmeye, asimilasyonu sürdürmeye çalışıyor. İktidar 100 yılı aşkındır Kürt halkının dilini, kültürünü, varlığını bütün saldırılara rağmen nasıl koruduğundan hiç ders çıkarmıyor, saldırganların nasıl tarih olduğunu görmüyor. Kürtçe ve Kürt halkının kültürü değil, ona saldıranlar tarihe karışacak.

GERİ ADIM ATTIRAMAZLAR

Yalan, hile, haksızlık ve çaresizlikten ibaret siyasetlerini, partimize saldırarak yaşatmaya çalışıyorlar. Tehditle, kaba güçle, ev baskınları ile bize geri adım attırmaya çalışıyorlar. HDP’ye saldırarak iktidarlarını sürdürmeyi artık tek çare olarak görüyorlar. Demokratik siyasetin önünde kurduğunuz bütün kumpas ve komplolar gün gelir ayağınıza dolanır dedik, öyle de oldu. 

50+1’E TAKILACAKSINIZ

Bizi barajlarla engellemeye çalışanlar baraja takıldı, despotik yönetimlerini kurmak için kurdukları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yine kendilerinin kurduğu 50 artı 1 sisteminden şikâyet etmeye başladılar. Kurduğunuz her kumpasın sonucunu siz düşünün. İstediğiniz kadar saldırın bu hakikati değiştiremezsiniz. Bunu da böyle bilin. 50 artı 1 hesabı uykularını kaçırdıkça, birbirlerine koşuyorlar. Saray sıkıştıkça Bahçeli’nin kapısına dayanıyor, zirve üzerine zirve yapıyor. İstediğiniz kadar zirve yapın, istediğiniz kadar görüşün artık bırakın 50 artı 1’i bu ülkenin siyasetinde yer almayı rüyanızda bile göremeyeceksiniz, 1 artı 1 kalmaktan kurtulamayacaksınız. Kim kiminle görüşürse görüşsün, kim kiminle hangi pazarlığı yaparsa yapsın 50 +1’e takılacaksınız. Bunun başka bir oluru ve kaçarı yok. 

MUHALEFETE KURDUĞU TUZAĞA KENDİ DÜŞTÜ

Erdoğan ve onu ebediyen iktidarda tutacaklarını sanan ekibi kendilerine göre, oluşturdukları seçim sistemiyle 50+1 formülünü icat etmişlerdi ve bu formülle kendilerine ömür boyu iktidar, muhalefete de sürekli yenilgi tuzağı hazırlamışlardı. İktidar, muhalefete kurduğu tuzağa kendisi düştü. Biraz tarihe bakarlarsa şunu görecekler: HDP ve HDP’nin fikriyatı ile başa çıkmak, hele saldırılarla onu bertaraf etmek kolay değildir. Bu gelenek yılların rafine halidir. Bu gelenek 7’den 70’e direnenlerin mirasıdır. 

HDP, bütün renkleriyle toplumsal muhalefetin, katılımın, eşitliğin, özgürlüğün, barışın partisi olarak; demokrasi için mücadele eden, demokrasi güçlerinin direnişini örgütleyen partidir. HDP halktır; halkın cesaret kaynağıdır, açlık, yoksulluk, işsizlik, zorbalık karşısında tutunacağı dal, mücadeleye katılmak için gireceği mevzidir.

HELALLEŞME TARTIŞMALARI

Biliyorsunuz Türkiye’de ‘helalleşme’ tartışmaları yaşanıyor. Önemsediğimiz bir tartışmadır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği bu kavrama biz daha çok ‘yüzleşme’ diyoruz. Helalleşme geçmişin hatalarıyla ve yanlışlarıyla gerçek anlamda yüzleşmeyi gerektirir. Bu anlamıyla toplumsal barışın tesisi için bunun gerçekleşmesi önemlidir. Bunun için öncellikle hataları kabul etmek, samimi bir şekilde özeleştiri yapmak gerekir. En önemlisi de bundan sonra o hataların yapılmayacağının güvencesini ve sözünü vermek gerekir topluma. Partimiz geçmişten bu yana Hakikatleri Araştırma ve Geçmiş ile Yüzleşme Komisyonunun meclis bünyesinde kurulmasını öneriyor. Bu çağrımızı bir kez daha tekrarlıyoruz.”

Artı Gerçek

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.